CHP'li Serter'den AK Partili Nasır'a: Orası kupon arazi değil, halkın alanı!

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Bedri Serter, SonSöz TV'de Gazeteci Fatih Yapar'ın konuğu oldu. Gündeme dair önemli açıklamalarda bulunan Serter, pandemi sürecinden imar affına, Canan Kaftancıoğlu'ndan, önseçim tartışmalarına kadar birçok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

ÖNSEÇİM OLMASA BİLE BEN YİNE ADAY OLACAĞIM
Serter, "Cumhuriyet Halk Partisi İzmir'de çıkan "önseçim" tartışmaları hakkında, "Önseçim gerçekten layıkı ile olursa başımızın tacı. Önseçime ben de dahil tüm vekillerimiz hazır. Ancak hiçbir şeyi çok net koymamak lazım. Yarın diğer gün Atila Bey’e (Sertel), Tacettin Bey’e (Bayır) ihtiyacımız olsa, kabul etmeyecekler mi? Yani çok öngörülü bir cevap olarak görmüyorum. CHP İzmir Milletvekilleri Atila Sertel ve Tacettin Bayır'ın "Parti için önseçim yoksa aday olmayız" çıkışının sorulması üzerine konuşan Serter, önseçim olmasa dahi  bir sonraki dönem için yeniden aday olacağını söyledi. Serter, "İster önseçim, ister sıralama olsun, bu memlekete faydalı olan herkese ihtiyacımız var. Önseçim olmasa da başvuru yapacağım. 2018'de hepimiz atama ile geldik. Ben İl başkanıyken, önseçim yaptım. Burada MYK, Genel Başkan, PM , İzmir'in inisiyatifi ve sözü geçen gruplarımız ile milletvekilimizi seçeriz. Bundan herhangi bir sıkıntı yok. Hepimiz en iyi şekilde çalışıyoruz. Herkes elinden gelen tüm çalışmayı yapmalıdır."

KORONAVİRÜSÜ BAŞKASINA BULAŞTIRMA HAKKINIZ YOK
"Pandemi, Türkiye'yi ve dünyayı titretiyor. Eylül ayına geldiğimizde de rakamlar tırmanmaya devam ediyor. Parti ayrımı yapmaksızın, vekillerimiz arasında da vaka sayıları artıyor. Pandeminin çok ciddi bir risk olduğunu biliyoruz. Ailemiz var bizim, insanlarla da iç içeyiz. Onlara da bulaştırma hakkımız yok. Ancak bu virüs denk geldi mi, geliyor. Geçen hafta İzmir'de iki yemekteydik. Balkan gecesinde çok kalabalıktık ve Faik Öztrak Bey’in testi pozitif çıktı. Bir diğer arkadaşımızın da sonrasında testinin pozitif olduğunu duyduk. Korkuyoruz... Bizim de bir şekilde kendimi korumamız lazım. Doktorların dediğine göre pandeminin insanların yüzde 60-70'ine bulaşmadan dünyadan gitmeyeceği deniyor. Maske ve sosyal mesafeye dikkat etmeliyiz. Önemli bir virüs, insanları öldürüyor. Sonu çok kötü. Önlem bizde. Biz kendi önlemimizi almazsak zaten karşı taraf bizi düşünmüyor."

VATANDAŞA DOĞRU RAKAMLAR VERİLMELİ
"Vatandaşlara doğru rakamların verilmesi gerekir. Maalesef esas verileri ne kadar uğraşsak da alamıyoruz. Fakat tabip odası ve doktorlarla görüştüğümüzde bu verilerin 5-6 katına çıktığını görüyoruz. Ankara'da bir günde 5 bin pozitif vaka çıkıyor ancak Türkiye genelinde 1.600 veri çıkıyor. Bu verileri toplumdan saklamamak lazım. Toplumun vahim durumu görmesi lazım. Bu veriler net verilirse, insanların gözü daha fazla korkabilir. Günde minimum 20 bin kişinin testi pozitif çıkıyor. Bunu bilmek zorundayız. Sağlık Bakanlığı'nın da net şekilde bunu açıklaması lazım. Bunu söylemiyorlarsa bize iletsinler, biz açıklama yapabiliriz. Artık korkunun ecele faydası yok. İki gün önce hastalığı yenen biri TV çıkıp ne acılar çektiğini anlattı. Bu tür paylaşımların artması lazım. Dün kafeteryalar yine ful doluydu. Bu çok ciddiye alınacak bir şey. Onlar taşıyıcı olabilir. Evlerinde büyükleri var ve onlara bulaştırmak canlarını yakabilir. Panik olunacak bir şey yok zaten artık. Panik olan oldu zaten. Maalesef hükümetin ve Sağlık Bakanlığı'nın eksikliği. Bakanlık da yorgun, bakan da yorgun, doktorlar da yorgun. Bu süreci elbirliği ile atlatmamız lazım. Onların da bizlere ihtiyacı var. Hastaneye gittiğimizde onlara iyi davranmamız lazım. Herkesin morali bozuk olabilir ancak bunu doktorlardan çıkarmaya kimsenin hakkı yok."

PARALARI DOLARA ÇEVİRDİLER
"Esnaf ekonomik anlamda çok zor durumda. Merkez Bankası'nın para basımı enflasyonu artırdı. Şu anda esnafımız bitik vaziyette. Esnaflar çok küçük kredilerle ayakta kalmaya çalışıyorlar ancak işyerlerini açıp gelir elde edemeyen kapatan çok sayıda esnafımız var. Türkiye'nin 4'te 1 nüfusuna esnaf bakıyor. 16 milyon kişiye ekmek kapısı. Hükümetimiz kredi dağıtıyor ancak bunların geri dönüşlerini ciddi bir şekilde düşünmemiz lazım. Son düzlükte Merkez Bankası o kadar para basıyor ki bu yüzden fiyat artışlarının önüne geçilemiyor. Enflasyon da buna bağlı olarak o kadar artış var ki…

Merkez Bankasının özerkliğini ele aldıktan sonra hükümet zaten hiçbir şey diyemiyor. Para bu kadar basit değil. 83 milyon, kan ağlıyor. Bir sektör var ki onlar mutlu. İnşaat sektöründe stok bulunduranlar bütün stoklarını sattılar ve aldıkları TL'leri dolara bastılar. Dolar da aldı başını gitti. Satsınlar stoklarını ancak diğer taraftan yatırım yapsınlar. Hükümetin ekonomik sistemdeki sistemsizliği ortada.  Şu andaki stoktaki döviz oranlarına baktığınızda bunu çok net anlayabiliyorsunuz.  Bu süreçte kazanılan TL'lerin yüzde 40-45 civarında dolara yatırıldı."

KÖYLÜ, TOPRAĞINI İŞLEYECEK SU BULAMIYOR
"Çiftçinin içinde bulunduğu durum oldukça kötü. Pamuk üreticisi, susuzluktan kıvranıyor. Tarımda köylü yanık. Su yok. Topraklarını işleyecek su bulamıyorlar. HES'ten kaynaklı... Pamukçunun yüzde 15 pamuğu susuzluktan dolayı yanmış durumda. Diğer taraftan ürünleri ithal ediyorlar, bir yandan da devlet olarak çiftçinin ürününe fiyat vermiyorlar… Köylü bitmiş durumda. Hükümet köylüye yardım dağıtmak zorunda. Çiftçi devamlı bankadan kredi çekmek zorunda kalıyor. Eylül ayı geldi, Ekime giriyoruz daha prim dağıtılmadı. Bergama'da Bakırçay'da bir su akıyor, yanında duramıyorsunuz. Soma'dan gelen fabrikaların atıkları olduğu gibi Bakırçay'a veriyorlar. Bizim Bergama ovasında yediklerimiz, o suyla sulanıyor. Köylü de ne yapacağım, diyor. Buradan aldıkları su ile bunları karşılayabildiklerini söyledi."

TARIM BAKANI İLE İZMİR'DE HİÇ KARŞILAŞMADIK
"Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli yanlış işler peşinde. Felaketlerin siyasete alet edilmemesi gerekir. Sayın bakan ile İzmir'de hiç karşılaşmadık. Ankara'da plan bütçe komisyonuna geliyor, orada biz önerilerimizi iletiyoruz. Sayın Tarım Bakanı İzmirlisin gel gör, ne eksiklikler var, diyoruz. Cumhurbaşkanı son hükümeti kurarken bakanlıkları bağladı birbirine. Hepsi başlı başına ayrı bakanlıklar. Tek bir kişiye bağlarsanız, yarım yamalak işler çıkacaktır. Bakan bey, yangından yangına koşuyor. Tarım bakanının işi bu değil ki. Yazık kendisine. Siz dağdan gelen 6 nehre HES koyarsanız, onların ağzına da şehri koyarsanız, bu kaçınılmazdır. Boyuna bakıyorum, insan ölüyor Tarım bakanı  oraya koşuyor, ormanlar yanıyor oraya koşuyor… Tarım Bakanı'nın işi bu değil. Sürekli şov yapıyor. Bakanın tarım ile ilgilenmesi lazım. Organizasyon şeması kurmak zorundasın. Bunu yapacağına helikopter ile oradan oraya uçuyor! Onları yapacak bakan değil. Burada ben şov görüyorum. Hiçbir şekilde böyle kötü olayları siyasete alet etmememiz lazım."

YAPILACAK EN YAKIN SEÇİMDE İKTİDARIZ
"Ekonominin iyi yönetilmediğini söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, ilk seçimde iktidara gelecek. En yakın seçimlerde biz iktidarız. Cumhurbaşkanı bizden seçilecek ve hükümet bizden kurulacak. Ekonomi bu kadar kötü idare edilemez. 11 milyon kişi aylık 575 liranın altında para ile geçinmeye çalışıyor. 16 milyon 0-17 yaş arası çocuk, açlık sınırının altında yaşamakta. Bunların oturup değerlendirilmesi lazım. Toplum bunu hak etmiyor. Bu insanların istihdamını gerçekleştirmemiz lazım."

TOKİ, KONUT İÇİN DOĞRU YERLERİ SEÇMELİ
"Bergama'da ilçe başkanımız ile Bergama Sümerbank'a gittik. Çok güzel bir yer ancak bakımsız kalmış. Yerle bir olmuş durumda. Burası bilim ilim merkez olmalı, diye oradan mesaj verdim. Böyle yerleri korumamız lazım. TOKİ'nin yaptığı konutlara ihtiyacımız var ancak yerlerinin iyi seçilmesi lazım. Oraya 3 bin kişilik bir fakülte getirsek, ilçeye katkıda bulunacak. Bunlar o kadar özel yerler ki… Türkiye'nin dört bir yanı  böyle yerler dolu. Sümerbank'ı kapattılar. Devlet ayakkabı, pijama mı yapacak, dediler. Benim babamın oradan aldıklarını ile büyüdüm ben... Sen buraları yok edemezsin. 2018 yılında ithal patatesi, soğanı çadır kurup sattılar. Sen o zaman niye bu fabrikaları kapattın, istihdamı niye bitirdin?"

İZMİR'İN YÜZDE 60-70 KAÇAK YAPI SORUNU VAR
"İzmir'de ciddi anlamda kaçak yapı sorunu var. İmar affı yanlış oldu. Bizim görevimiz sürekli bunları dile getirmek. Büyük kentleri en büyük sorunlarından biri kaçak yapılar. İzmir'inde yüzde 60-70 konusunda bu sorun var. Buralara af getirirken, affın kapsamını değiştirmesi gerekirdi hükümetin. İnsanlar imar yapısına uygun bir yapı balkonunu kapatmış… Bunu imar affına koyabilirsiniz. Ancak insanlar gelmiş, 4 katlı ve nasıl yaptığını bilmediği bir yapı yapmış,burası benim diyor. Devletin bunu bir şekilde çözme mecburiyeti var. Bu çocuğun artık doğması lazım. Şehirler artık bunu taşıyamıyor. Bu imar affı ile 4 katlı o binayı belki de deprem olunca, onun mezarı olacak yapıya devletin paraya ihtiyacı olduğu için imar affı verildi. Neden verildiği de belli. O paralar Osmangazi Köprüsünün yap işlet devret parasına gitti, alınan kredilerin paralarına gitti. Bu çok açık. Bergama'nın göbeğinde 9 dönümlük yere TOKİ konut yapamaz. Orayı revize et ve bir fakülte yap. TOKİ'nin yaptığı çalışmalarda belirli yerde başarılı çalışmalar yürütüyor. AK Parti Milletvekili Necip Bey (Nasır), İzmir için doğru işler yapmaya çalışıyor ancak Mavişehir için bazı yanlış cümleler kurdu. Kupon arazi, dedi orası için. Orası rekreasyon alanıdır. İnsanlar orada gezer, nefes alır. Buralar belirli kişilere devredilecek yerler değil. Burası için kupon arazi sözünü yadırgadım Necip beyin... Biz milletvekiliyiz ve bazı sorumluluklar içinde bazı sözleri söylemek zorundayız. TOKİ'nin de bazı alanları bırakması lazım. Halka bıraksın belediyelere bırakılsın ve park alanı yapılsın buralar. Masa sandalye konmasın. Yerimiz kalmadı artık. Buraları da halkımızdan kaçırırsak olmaz. Yapmayalım bunu."

"28 VEKİL OLARAK BU İŞİ BİTİRMEK ZORUNDAYIZ"
"İhale süreci tartışmalara neden olan İzmir Elektrik Fabrikası ile ilgili olarak bu konunun üzerinde ısrarla duruyorum.  AK Parti Milletvekillerine çağrıda bulunuyorum. Necip Nasır beyden, Atilla kaya  beyden, Hamza Dağ beyden rica ediyorum.. İzmir Elektrik Fabrikası, İzmir için çok önemli bir yer. Burası bir an önce İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne geçirilmeli. Burası İzmir'in göbeği, helak etmeyelim, İzmir'e girerken mezarlık gibi bir yerle karşılaşmayalım. Oranın bir an önce bir İzmirli olarak düzelmesini istiyorum. Biz 28 vekil olarak bu işi bitirmek zorundayız."

HİÇBİR MİLLETVEKİLİMİZ ÇAĞRILMADI
"Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'u da eleştiriyorum. Çeşme Turizm Projesiyle ilgili bilgilendirme toplantılarına AK Parti Milletvekillerinin hepsi çağrıldı ancak CHP'den kimse çağrılmadı. İş dünyasından gelen bir milletvekili olarak her türlü doğru yatırımın, memleketimiz için çok faydalı olacağına inanıyorum. Benim önemsediğim üç şey var. Turizm, tarım ve denizlerdeki doğal varlıkları koruma. Turizm, bacasız bir fabrikadır. İzmir'e 1 milyon turist geliyor. Biz bunu aşmak zorundayız. İş arayan gençlerimizin buna ihtiyacı var. Elle dokunulabilir tabiatı bozmayan yerlerde çalışmalar yapmalıyız. Maalesef ki hükümet ve AKP, 18 yıldır İzmir'e hep üvey evlat muamelesi yapıyor. Neden? Seçimlerde İzmir yönetimi AKP'ye devretmediği için. Ondan dolayı burada Turizm Bakanı burada 3 toplantı yaptı. Bunlarda AKP Milletvekilleri davet edildi, Başkan Soyer davet edildi ancak Çeşme Belediye başkanı çağrılmadı. Turizm bakanı atanmış biri, memur. Ben 110 bin oyla seçilmiş bir milletvekiliyim. Yani ben seçilmiş biriyim, bakan bey atanmış biri. Toplantılara biz davet edilmedik.  Hiçbir milletvekilimiz davet edilmedi. Mahmut Özgener bey, Turizm Bakanı kimleri çağır, dediyse o da onları çağırır. Özgener, sadece ev sahipliği yapıyor. Bakan dese ki tüm milletvekillerini çağır, o da davet eder bizi."

TOPLUMUN YÜZDE 80'İ DENİZ GÖRMEDİ
"Üç tarafımız denizlerle çevrili toplumun yüzde 80'i deniz görmedi. Bize orada çok güzel bir proje gerçekleştireceğiz, dedi Turizm bakanı... Bize de tanıtsana orayı. Sonra CHP vekilleri itiraz ediyor diyor. Biz göremediğimiz bir şeyi nasıl kabul edelim? Ben halkımın milletvekiliyim, halkımın istekleri doğrultusunda hareket etmem lazım. Turizm olmadan Türkiye ayağa kalkmaz. Böyle bir ülkede ne demek 35-40 milyon turist geldi diye seviyorum, demek. En az 100 milyon turist gelmesi lazım. Ne olacağını bize de anlatsınlar. Ancak bizim hiçbir bilgimiz yok. Ne yapılması düşünülüyor, kimler buralardan yerler almış? Hiçbir bilgimiz yok. Türkiye'nin yarısını sattık zaten. Bankalara verilen kapitülasyonlar... Bu arazilerin çoğu ipotekli onların üzerine kayıtlı şu an. Atatürk'ün Türkiye'sinde 250 bin dolara vatandaşlık verilmesi olmaz."

ATATÜRK, 83 MİLYONUN BÜYÜK LİDERİDİR
Canan Kaftancıoğlu'nun açıklamaları hakkında da konuşan Serter, bu tür konuların konuşulmasının bile yanlış olduğunu söyledi. Serter; "Bu konunun bana sorulması bile bana zül geliyor. Biz büyük Atatürk'ün çocukları, evlatları ve torunlarıyız. Bunların konuşulmaması lazım. Canan Kaftancıoğlu yapılan tepkiler sonrası konunun yanlış anlaşıldığını söyledi.  Ben zaten burada tepkimi göstermiştim. Türkiye Cumhuriyet'ini Atatürk ve yoldaşları kurmasaydı, biz kimin evlatları olacaktık acaba, düşünen var mı? Yok. Bundan dolayı biz Atatürk'ü tartıştırmayız. Canan hanım da zaten konunun yanlış anlaşılma olduğunu açıkladı, bu yüzden başka bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum. Atatürk, 83 milyonun büyük lideridir."

ŞANSSIZ BİR DÖNEME DENK GELDİ
"Pandemi sürecinde belediyelerimiz çok güzel işler yaptı. Seçilen tüm başkanlarımıza hayırlı olsun diyoruz. Güzel ve ahenkli çalışıyorlar. Sayın Tunç Soyer de Seferihisar'da 2 dönem çalışan ve şimdi büyükşehir belediye başkanı olan biri. Zamanla kendi kadrosunu oluşturan birisi. Şanssız bir döneme denk geldi. Henüz bir yıl olmadan pandemi ile karşılaştılar. Bu pandemi sürecini de hepsi çok başarılı geçirdi. Başarılı olma mecburiyetimiz de var. O göreve gelen arkadaşlarımız, halkımıza en iyi hizmeti götürmek zorunda. Öyle arkadaşlarımız da var ki, ağlama seviyesinde. İlk defa bir belediyenin kolisine muhtaç kaldım, diye ağlayan esnaf arkadaşımız var. Buna rağmen devlet, elektrik parasını almaya devam ediyor. Diğer yandan su parasının vergilerini almaya çalışıyor. Sen kapalı dükkandan elektrik parası alırsan, olmaz bu. Bazen şakalaştık başkanlarımız ile salgına yakalanacaksınız diye... Şükür bu süreci atlattılar. Bu süreç belli bir dönem daha atlatılamayacak.  İller Bankası Ağustos sonuna kadar yüzde 50 kesintiyi yapmadı, direkt aktardı. Bunun pandemi bitene kadar yapılmasını talep ediyoruz. Halk sıkıntıda. Belediyelerimiz halka hizmette yetersiz kalıyoruz."