HABERLER>POLİTİKA
23 Kasım 2020 Pazartesi - 16:03

CHP’li Beko: AK Parti, yeşil sabun gibi eriyor

2023'ten önce seçim olmayacağı yönünde görüş belirten Kani Beko, "Çünkü Erdoğan pekala biliyor ki, bugün seçime gitse, kaybedecek. Çünkü partisi, yeşil sabun gibi eriyor" dedi. Asgari ücretin en az 3 bin lira olması gerektiğine vurgu yapan Beko, "Ülkemiz battı, İskandinav ülkeleri değil. Erdoğan'ın battı dediği o ülkelerde çalışan işçiler, bizim işçilerimizden 5.9 kat daha fazla ücret alıyor" açıklamasında bulundu.

CHP’li Beko: AK Parti, yeşil sabun gibi eriyor

EGEDESONSÖZ - CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, SonSöz TV'den İzmirlilere seslendi. Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Beko, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Covid nedeniyle 12 binden fazla insanımızı kaybettiğimizi hatırlatan Beko, "Pandeminin başlangıcında da söylemiştik; Bilim Kurulu içinde Türk Tabipler Birliği de olmalı, diye. Fakat dinlemediler bizi. Bilim Kurulu'nda Türk Tabipler Birliği'nin olmaması, büyük eksikliktir, bu bir an önce düzeltilmeli" dedi. Beko, bu konuda şunları söyledi:

8 KEZ BİZE İBAN NUMARASI GÖNDERİLDİ
"Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın sürecin başından bu yana vermiş olduğu verilerin yanlış olduğunu tüm dünya konuşuyor. Geç kalınmış yasaklar söz konusu. 15- 20 gün karantinaya alınıp, evden çıkamayan kişilere ekonomik yardım yapılmalı. Ülkemize vergi veren vatandaşa devletin yardım yapması görevidir. 40 yıl vergi ödemiş vatandaşa bu devlet, 40 gün bakabilmeli. Avrupa ülkeleri, vatandaşlarına, sadece sağlığınızı düşünün, diyor. Avrupa’daki tanıdıklarımın söylediğine göre, kişi başına 5 bin liraya yakın yardım yapılıyor. Bir sıkıntı çekmiyorlar. Bizde öyle mi? 8 kez bize İBAN numarası gönderildi, yardım etmemiz istendi. Bunlar doğru şeyler değil. Bakanın kendisine de söylemiştim, Fransa, İngiltere gibi ülkeler, 25 milyon ilaç temin etmiş. Amerika 100 milyona yakın aşı sözleşmesi yapmış. Türkiye 1 milyon dozluk sözleşmeyi daha yapmamış. İki Türk profesörümüze çok teşekkür ediyorum, aşı çalışmalarında başarılar diliyorum. Onların buldukları aşının dünyaya çare olacağını düşünüyorum."

COVİD, ARTIK SAĞLIK ÇALIŞANLARI İÇİN MESLEK HASTALIĞI
"Üç ay önce Çalışma bakanı, Covid 19'un meslek hastalığı olmadığı konusunda belge gönderdi. Ben de araştırma yaptım; domuz gribi sırasında Ukrayna’ya giderken domuz gribi olan bir vatandaşımız, hastalığının bir meslek hastalığı olduğunu iddia etmiş. 21’inci Hukuk dairesi meslek hastalığı olarak kabul edilmesi konusunda çalışmalar yaptı ve kabul edildi. Bakanlarımızla 2 saat görüşme yaptım ve 21’inci Hukuk dairesinin almış olduğu kararlarını söyledim, genelgenin geri çekilmesi gerektiğini söyledim. Çünkü bizde Covid 19, sağlık çalışanları için meslek hastalığı olarak kabul edilmiyordu. Hekim arkadaşlarımız çok kutsal bir iş yapıyorlar. 620 bin sağlık görevlisi iş bekliyor. Böyle bir dönemde bu insanları göreve çağırmayacaksınız da ne zaman çağıracaksınız? Çalışan sağlıkçılarımız tükenme noktasına geldi. Ülkesindeki insanlara katkı sunmak isteyen bu kadar insan var. Tercih hakkınızı ya halktan ya da sermayeden yana kullanacaksınız. Aksi halde pandemiyle baş edemeyiz."

İŞSİZLİK FONU, İŞSİZLER İÇİN KULLANILSAYDI, BUNLARI YAŞAMAZDIK
"Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde hayatlarını çalışarak kazanan fabrika işçileri, küçük esnaflar, seyyar satıcılar, müzisyenler; düzensiz, sigortasız ve günü birlik işlerde çalışanlar, tüm dünyayı saran ve yayılma hızı ülkemizde de her geçen gün artan koronavirüs salgını yüzünden çok zor günler geçiriyor. Alınan tedbirler haklı olabilir. Ancak pek çok sektörü bitirip bu sektörlerde çalışan milyonlarca emekçiyi evlerine ekmek alamaz duruma düşürmüştür. Devletin özellikle koruması gereken en korumasız, güvencesiz kesimlerin başında gelen, işçiler, küçük esnaflar, seyyar satıcılar, müzisyenler; düzensiz ve günübirlik işlerde çalışan 5,5 milyon vatandaşımız, maalesef gelirini kaybetti. Yıllarca işsizlik fonunu amacı dışında kullanmayın, dedik. Kasada olması gereken para 134 milyar. Amacı dışında bu para kullanılmamış olmasaydı, yani Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıyken devlet bütçesi dururken bu paradan 25 milyar lirayı GAP’a gönderilmeseydi; işverenler sanki açlık sınırı altında yaşıyorlarmış gibi 25 milyar da oraya aktarmasalardı, bunlar yaşanmazdı. İşsizlik fonundan damat bey 3 milyar fon parası aldı. Bankaların içi boşaltıldı. 11 milyon 500 bin lira, bankalara aktarıldı. Çok acil şekilde ihtiyacımız olan bu fondan biz şu an yararlanamıyoruz. Avrupa’daki işsizlik fonlarından işsiz kalan insanlara veriyorlar. Türkiye’de sembolik olarak sendika var, işverenin sözü var, ama devlet istediğine veriyor. İşsizlik fonunun yüzde 90’ı, amacı dışında kullanıldı. İşsiz kalan vatandaşlara bu fonun sadece yüzde 10’u verildi."

ESNEK ÇALIŞMA SİSTEMİ, İŞÇİNİN ALEYHİNEDİR
"Cumhurbaşkanı, 2022’de, tamamlayıcı emeklilik sigortasını hayata geçireceğiz, demişti. Tepkiler karşısında bu geri çekildi. Bu esnek çalışma, 50 yaş üstü ve 25 yaş altını ilgilendiriyor. Ayda 10 günden az çalışan kişilerin primi ödenmeyecek. Böyle olursa, bu arkadaşlarımızın kıdem, ihbar tazminatı alması, emekli maaşı alması mümkün değil. Süleyman Soylu Çalışma bakanıyken öyle bir anlatıldı ki, 52’ye yakın vekil öğretmenle yaptığım görüştüm. Ne kadar çalışıyorsa, o kadar sigortası ödeniyormuş, asgari ücret alanı da yok. Bu sistemi şu an bütün işyerlerine getirmek istiyorlar. Bu sistem olursa kıdem, ihbar tazminatı kesinlikle alamazsınız. Belirli bir yaşta emekli olmak isteyen arkadaşlarımız emekli olmayacak. Bu yöndeki çalışmanın Torba Yasa'dan çıkarılması çok iyi oldu. Türkiye, 18.  sırada; hak ve özgürlükler mücadele kapsamında dünyada. Sendikalar darbeden değil, demokrasiden yanadır. 10- 15 milyona yakın sendikalı çalışan olsaydı, darbeler olmazdı. 3 konfederasyon çok önemli; DİSK, TÜRK İŞ ve HAK İŞ birleştiğinde Türkiye bunu dikkate alır. Örgütlü gücün mücadelesi karşılığını alır. Örgütsüz toplumun örgütlenmesi başarıları beraberinde gelir. 10 milyona yakın işçi sendikalı olmalı ki haklarının alabilsinler. Üç konfederasyonun birleşmesiyle oluşan güç, iktidarın bu konularda geri adım atmasını sağlamıştır."

ASGARİ ÜCRET, EN AZ 3 BİN LİRA OLMALIDIR
"Asgari ücret, ocak ayında belli olacak. Bu konu, Bakanlar tarafından konuşulmaya başladı. En düşük emekli maaşı, 1500 lira. Asgari ücret, 2 bin 324 lira. Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü üyesi. İLO der ki, asgari ücreti belirlerken, 4 kişilik bir aileyi baz alın. Türkiye’de ise 1 işçi üzerinden yapılıyor. 10 milyona yakın işçimizin yüzde 80'i evli. Dört kişi üzerinden yapılmalı. Asgari ücret vergi dışı kalmalı, bu kişilerden vergi alınmamalı. Bir yılda 35 milyar lira asgari ücretliden vergi almışlar. Burada bir akıl tutulması var. Eskiden vergi iadeleri vardı, Asgari Geçim İndirimi adı altında bunu asgari ücretin içine soktular. AGİ, yani asgari geçim indirimi, asgari ücretin altında kalmalı. Kamudaki çalışanın en düşük maaşı 3 bin 500 lira. Niye işçiye 2 bin 300 lira? Bu ayrım olmamalı, memur kaç para alıyorsa işçi de o kadar almalı. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle bir ifade kullandı; İskandinav ülkelerinde, erken emeklilikten batan ülkeler olduğunu söyledi. Ben de bir araştırma yaptım, İskandinav ülkeleriyle farkımız ne diye. Danimarka mesela, 60 bin dolar. Norveç, 58 bin dolar, İzlanda 67 bin dolar, Finlandiya 49 bin dolar. Bu ülkelerdeki insanlar, asgari ücret olarak yılda bu kadar para alıyor. Battı denilen ülkelerin işçileri, bizim işçimizden 5.9 kat daha fazla maaş alıyorlar. Türkiye ise 9 bin dolar. Erdoğan’ın battı dediği ülkeler, Türkiye’den kat ve kat fazla iyi durumda. Faşist Hollanda, demişti Erdoğan... Hollanda, bu söylemden sonra Türkiye'ye yapacağı 100 milyon dolarlık yatırımdan vazgeçti.  Ülkelerin, asgari ücretle çalışanlarının oranlarına bakalım. Slovenya yüzde 19,1; Romanya 15,7; Bulgaristan yüzde 8,8; Belçika yüzde 0,4; faşist dediği Hollanda'da asgari ücretle çalışan oranı yüzde 3... Türkiye’de ne acıdır ki, yüzde 43... Kira 1500, su 150, ulaşım 250, mutfak 1000, eğitim 400, elektrik 150 lira diyelim. Giderlerin toplamı, 4150 lira. En az asgari ücretin, 3 bin lira olması lazım. Bugün 4- 5 bin lira alsanız bile çok rahat bir yaşam süremeyeceksiniz.Asgari ücret 2 bin 324 lira, açlık sınırı ise 2 bin 582 lira. Yoksulluk sınırı, 8 bin 885 lira. Hal böyleyken, Saray gideri, dakikada 2 bin 350 lira... Bir işçinin asgari ücreti, 2 bin 320 lira... Yani bir aylık maaş... Erdoğan, geçen gün sıkın dişlerinizi dedi, hep tasarruf tasarruf diyor ama başımızı kendisi tasarruf yapmıyor. Ankara’nın göbeğinde saray, Kuşadası’nda villalar, Van’da saray, Maraş’ta bize yer verin saray yapalım, dediler.  Kamuda borçlarımız 1 milyar 860 milyon liraya çıkmış, 2016-2020 döneminde lüks araç kiralamaları için yapılan harcama yaklaşık 4 milyon lirayı bulmuş bina kiralama bedelleriyle birlikte 10 milyona yükselmiş. Saray inşaat gideri için 10 milyon, uçaklar için 10 milyon, taşınmaz binası gideri 10 milyon, varlık fonu borçları 63,7 milyon, Atatürk Havalimanı usulsüzlük uygulaması için ceza kesilmiş, 3 milyon lira.. Geçilmeyen köprülere verdikleri bedel  93,5 milyon, Ruslara, kullanılmayan S 400'ler için 17,5 milyon, Otluk Koyundaki yazlığa 105 milyon harcanmış. Meksika Devlet başkanı, ekonomik sıkıntı baş gösterdiği zaman tek VİP uçağı varmış ama borçlarını ödemek için o uçağı satmış. 105 milyonu devletin hazinesine aktarmış. Halkta ne sıkacak diş kaldı ne de kemer. Daha fazla sıkarsak artık yaşayamayız.  Meksika gibi olmalıyız."

ORTAK BİR NOKTADA BULUŞULUR, UZLAŞMA SAĞLANIR
"Belediyelerde toplu iş sözleşme görüşmeleri başlıyor. SODEMSEN’in buralarda müdahaleci olması doğru değil. Ben yıllarca sendika başkanlığı yaptım, işverenimi karşımda görmek isterim. Her belediyenin, fabrikanın gelirleri aynı değil. Bazılarının özkaynakları çoktur, bazılarının yoktur. Her insanın bir yaşam koşulu vardır; elektrik, su, kira zammı dursa; sendikalar da durur, daha fazlasını istemez. İnsan olmaktan kaynaklı temel ihtiyaç zammı dursa sendikalar da duracak. 1500 lira kiraya verdiğinizde kalanıyla mutfak alışverişi yapsanız, sağlık eğitim ne olacak. Sendikacı arkadaşlarımız belediyelerin ne kadar özverili çalıştığını biliyorlar. 116 vatandaşımızı İzmir depreminde kaybettik, bütün kamu çalışanları, belediye başkanları deprem bölgesindeydi. İzmir’de çok güzel bir dayanışma oldu. 6 bin 500'e yakın insan yardım istedi benden, telefonla arayarak... Biz bu yardımları cebimizden vermedik, büyükşehirden destek istedik. Bunu aşabilmek için elbirliğiyle yan yana ortak olmalıyız. Toplu sözleşme, sendikacı arkadaşlarımızın son dakikaya kadar zorlayacağı bir şey. Ortak bir noktada buluşup uzlaşılacağını ümit ediyorum."

BİSİKLET KULLANANLARA SAYGI GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ
"Geçenlerde bisikletseverlerle ilgili bir önerge verdim. Malum, Karşıyaka bisiklet kulübüne mensup bir bayan sporcu kardeşimiz, Menemen'de antrenman yaparken kazada vefat etti. Ben bu ölümden çok etkilendim ve dernek başkanlarıyla görüşme yaptım. Son 2 yılda 15 binin üzerinde araç, bisikletli vatandaşa çarpmış. Ölenlerin sayısı 258’i geçmiş. Bunlarla ilgili bir önerge verdim, Ulaştırma bakanlığına... Bisiklet yoluyla ilgili çalışmalarınız nedir, bisikletli arkadaşlarımıza hangi alanda katkı sunacaksınız, diye... 2 yılda 258 arkadaşımız vefat ettiyse, bu konu ciddi bir konudur. En son İzmir bisikletçiler dernek başkanı ‘başkanım çadırlarda araçlar kolay dolaşamıyor, biz bisikletlerle ihtiyaçları çok hızlı bir şekilde karşılarız, dedi. Ben de Tunç başkanıma anlattım, görevlilere de söyledim. Çadırda hasta olan arkadaşımıza bisikletli arkadaşımız ilacı gidip alıp geliyor. Buna benzer ihtiyaçlar hem hızlı hem de çok basit olur. Herkes memnun. O zaman niye biz bu bisikletçi arkadaşlarımıza sahip çıkmıyoruz? Bunların egzozu yok, çevreye zararı yok, spor yaptırıyor üstelik. Bisikletlilere saygı duymak lazım. Bu konuda bir şeyler yapmak lazım."

İTFAİYECİLER, ARTIK VASIFLI İŞÇİ SINIFI OLARAK TANINMALI
"Bir önerge de itfaiyeciler için verdim. En son Çeşme Ildırı ormanı yandığında itfaiyeci arkadaşlarımızla beraberdim, sonra teşekkür için yanlarına gittim. Onlar şöyle bir şey söylediler, ‘bizim vasfımız yok.’ Toplu sözleşmeleri var, sendikaları var, onun dışında bir şey yok. Bu arkadaşların memur gibi kadrosu olması lazım. İtfaiyecilerin bir vasfı yok, olması gerekiyor. Amirleri memurları, şefleri düzenlenmeli. Arkadaşlarımızın sorunları ortada. Meclise bu sorunları ilettim, Bakanlar kurulunda gündeme gelmesi gerekiyor. İtfaiyeciler vasıflı bir konuma gelmeli."

TÜRKİYE'DE AÇLIK SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ
"Avrupa’daki sendikacı arkadaşlar dünya gıda örgütünün kararını gönderdiler, ‘dünyayı küresel açlık krizi beklerken, 2020 salgınla küresel açlık krizi Türkiye’de de olabilir’ diye. Yani 2021'de dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de olabilir, deniyor. AK Partili 18 yıla baktığımızda tarım ithalatına ödenen para 163 milyara ulaşmış. Çiftçinin çok ciddi sıkıntısı ve borcu var. 3.5 milyon köylü şehre göç etmiş. Pamuk, pancar, tütün ve çayda kota uygulamaları işçileri işsiz bıraktı. Arsa fiyatına satıldı fabrikalar. 10 milyona yakın işsizim var. Kendi çiftçimiz kan ağlarken 52 milyar liralık tarımsal ürünleri ithal etmişiz. Ülkemizde üretebildiğimiz birçok ürünü; kuru soğan, patates, incir, üzüm, kırmızı mercimek, muz, portakal, yumurta almışız. Yumurtayı bile ithal etmişiz, akıl alacak gibi değil. Canlı hayvan Uruguay, Brezilya, Çekya gibi ülkelerden gelmiş. Siz temel gıda maddesini bile dış ülkelerden ithal ediyorsanız, bu cari açığı kapatamazsınız. Cari açık işsizlik, demektir. Geçmişte yaptığımız ihracatı yapamıyoruz. Fabrikalarda tarlalarda istihdam daralması oluyor. Bu da işsizlik demek. Tüm sorunların temeli üretim, sen üreteceksin, ihraç edeceksin, karşılığında sana dolar verecekler. Sen bizi samana muhtaç ettin! Yumurta dışarıdan alınır mı ya? Et Balık Kurumunu kapattılar. Bizi ete, süte, peynire, zeytine muhtaç hale getirdiler. Zeytin, Suriye’den alınıyor, olacak iş değil. İthalat, yüzde 50 azaltılmalı. Fabrikaların yüzde 70- 80'i için, ham madde ithal ediliyor. Yarın ithal edemezseniz, ne olacak? Fabrikalar kapanacak. Dolayısıyla bunlar hesaplanmalı. Erdoğan oturduğu yerden hey Almanya, hey Rusya diyor. Bunları demek kolay. Hollanda, 100 milyarlık yatırımı başka ülkelere kaydırdı, o eey Hollanda deyince. Yatırımcılar, eşitlikçi, özgürlükçü anayasaya güvenmek istiyorlar, saraya değil. Bunlar saraya bağlı olmamalı; yasama, yürütme, yargı."

ÖNSEÇİM OLMAZSA, KESİNLİKLE ADAY OLMAYACAĞIM
"45 yıllık Cumhuriyet Halk Partiliyim. DİSK’e bağlı sendikalarda görev yaptım. Sadece İzmir’de gördüklerimi söylüyorum; İzmir’de partinin önünü açmak için demokrasiyi yaymalı ve önseçim yapmalıyız. Parti içinde demokrasi ve önseçim olmalı. Partide yıllardır çalıştıkları halde muhtar bile olamayan arkadaşlarımızın önü açılmalı. Zaman zaman delege tartışmaları oluyor, biz il ve ilçe başkanını delegeyle seçiyoruz. Milletvekillerini niye delege ve parti üyelerinden seçmiyoruz? Parti içi demokrasi ve önseçim olmazsa, önümüzdeki dönemde ben aday olmayacağım. Eğer olursa, mutlaka aday olup arkadaşlarımla yarışacağım. Çok dinamik genç arkadaşlarımız var, kafalarında projeler var. Bana göre bunların önünü açmak gerekir, kadın arkadaşlarımızı parti yönetimlerinde daha fazla görmeliyiz. Seçim öncesi parti içi demokrasi kesinlikle olmalı. 2023'ten önce seçim olacağını sanmıyorum. Türkiye çok zor koşullarda. Bugün seçim olursa Erdoğan kesinlikle kaybedecek. CHP, yükselişte. İyi parti durumu iyi götürüyor, HDP o kadar baskıya rağmen baktığımızda anketlerde baraj altında kalmıyor. AKP yeşil sabun gibi eriyor. Kısa bir dönemde erken seçime bu yüzden gitmezler, 2023 yılında normal seçim olacağını düşünüyorum."

BİR SÖZE BAKARIM SÖZ MÜ DİYE, BİR DE ADAMA BAKARIM, ADAM MI DİYE
"2020 Nisan ayında, cezaevlerinde kısmi af yaşandı, bir baktım ki esrar satanlar, tecavüzcüler, devleti soyanlar, ihaleye fesat karıştıranlar serbest. Alaattin Çakıcı’ya da özel bir af getirilmiş oldu. Haddini aşan bir cümle kullandı Alaattin Çakıcı. Genel başkanımızla ben iftihar ediyorum. Bir söze bakarım söz mü diye, bir de söyleyene bakarım, adam mı diye. Bir siyasi partinin genel başkanının bir mafya liderine sahip çıkması, dava arkadaşım demesi bana göre utanç verici. Bahçeli’nin dediği söz, bir talihsizlik. Genel başkanımıza söylenen bu sözü kabul etmiyorum, arkasında çok büyük bir halk ordusu var. Bahçeli gibi belki de Erdoğan'ın arkasında da Alaattin Çakıcı olabilir.  Ben Alaattin Çakıcı’nın ifadesini kabul etmiyor, doğru bulmuyorum."

BİRİ İYİ POLİS, BİRİ KÖTÜ POLİSİ OYNAMAYA DEVAM EDİYOR
"Türkiye’de yargı bağımsız olmazsa, bunlar daha çok söylenir. Yani, Bülent Arınç'ın söyledikleri... Saray bir gazete, televizyon, radyoyla ilgili bir şey ifade ediyor, bir bakıyoruz kapanıyor. Dolayısıyla bugün Selahattin Demirtaş, Osman Kavala gibi cezaevinde kalan insanların yüzde 70- 80'i siyasi kararlarla oradalar. Biri iyi, biri kötü polis oyunu oynuyor Arınç’la. Bugün yargı bağımsız olsa, cezaevlerinde birçok arkadaşımız tahliye olur. Bu söylenen sözler, seçime endeksli sözler. Kürtlerin oylarını alabilmek için Arınç‘ın ifadeleri bunlar. Önümüzdeki dönemde ne olur bilmiyorum ama geçtiğimiz dönemde Cumhuriyet Halk Partisine destek verdi Kürtler. Grubu olan olmayan parti temsilcileri bir araya gelip anayasa yapmak gerekiyor. Bir anayasa yapabilme becerisi gösterilirse üstesinden geleceğimizi düşünüyorum."

 
Yerli korona aşısı uygulandı, yan etki görülmedi
 
'Fırat Aydınus emekli havasına girdi, temennim emeklikte yaşa takılmaması'
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Okuyucu 24 Kasım 2020 Salı 18:31

Akepenin sabun gibi ermesinin chpye faydası olurmu sanıyorsun. Belediye başkan tercihleri ve 500 günlük değerlemeye bakarsak İzmir bile şüpheli. Tabiat boşluk kaldırmaz başka bir siyasi oluşum sizi siler süpürür. Çalışkan millet ve cumhuriyet değerlerine sahip birileri mutlaka belirir.

Yorumu oyla      2      3  
İŞÇİMAN 24 Kasım 2020 Salı 10:10

Türkiye'de 15 Milyon çalışan var ve 1,5 Milyonu Örgütlü yani Sendikalı. Yüzde on! Bu durum geçmişten beri böyle değildi tabii ama neden bu hale geldi? Hükümetlerin de bu tabloda payı var mutlak. AMA YANLIŞ SENDİKACILIĞIN, SENDİKA AĞALARININ BUNDA PAYI EN YÜKSEKTİR. O nedenle çıkıp ta neden böyle oldu diye sormayın, tüm sendika ağaları olarak aynaya bakın.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
AK Parti'den CHP'ye 'Menemen' salvosu!
AK Parti'nin İzmir Milletvekilleri Hamza Dağ ve Mahmut Atilla Kaya, Menemen ...
CHP İzmir’de üç korona vakası!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Örgütü’nde üç başkan yardımcısının ...
Soylu rakamlarla konuştu: Erkekler kendinize gelin!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2020'de 234 kadının öldürüldüğünü açıklarken, ...
 
Kılıçdaroğlu'nun İzmir mesaisine rötar!
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem sonrasında ...
Erdoğan'dan Cumhur İttifakı açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhur İttifakı'nın gidişinden gayet memnunum. ...
CHP'li Beko: İtfaiyeciler alkış değil itibar istiyor
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, itfaiye teşkilatıyla ilgili sorularının ...
 
Menemen soruşturmasında İYİ Parti detayı!
Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ile birlikte 29 kişinin gözaltına ...
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten CHP'li Çeviköz'e tepki
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "CHP'li Ünal Çeviköz'ün yabancı otoritelerden ...
'Türkiye'ye yaptırım diliyle konuşursanız siz kaybedersiniz'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV yayınında gündeme dair önemli ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva