CHP’li Bayır’dan 'Menemen' formülü: İstifa ederse seçim kuraya kalmaz!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, SonSöz TV’ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Bayır, gündem hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Bütçe görüşmeleri sebebiyle yoğun bir mesainin içerisine girdiklerini belirten Bayır, “Kovid-19’dan kaynaklı iki gruba bölündük, bugün son oylama yapılacağı için bütün milletvekilleri Ankara’da… Menemen’de büyük bir olay yaşandı, cumhuriyet meydanında açıklama yaptık. Ankara’yı temsilen bir tek ben vardım. Bütün Ankara’yı temsilen ben yer aldım. Kısa bir konuşmam oldu” dedi.

BİZİM ARKADAŞLARIN BİRAZ AKILLANMASI GEREKİYOR
Menemen Belediye Başkanı iken tutuklanan Serdar Aksoy’un görevden alınmasının ardından yaşanan süreçlere değinen vekil Bayır, başkanvekilliği seçimi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bayır açıklamasında “Meclis üyesi sayısı anlamında avantajlı girmiştik. Tek başkanlı bir sistem değil Cumhuriyet Halk Partisi, bazı arkadaşlarımız demokratik haklarını kullanıyor belki de. AKP’de patron ne derse o oluyor. Buradan biraz akıllanması gerekiyor bizim arkadaşlarımızın. Partinin aldığı bir karara uyulmaması demokrasiyle ifade edilemez. Bir millet ittifakıyla girdik seçime, ittifak içindeki HDP, Saadet ve İYİ partiden insanlar var. Bu kontenjan verilen insanlardan da olabilir. Kimin verip vermediğini bilmememiz mümkün değil. Bu seçimi tekrar yapsak bugün en az 3-4 farkla alır Cumhuriyet Halk Partisi. Bu iş kuraya kalmamalıydı. Olay kuraya kaldıktan sonra aslında kuranın nasıl yapılacağı konusunda AKP’lilerin önerileri üzerine yapılan bir seçim var. O yapılmadan önce yüzde elli şans Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana oluyor. 37 yıllık siyasi hayatımda gördüğüm bir şey var; AKP kendi öneriyor ama kafasında planlar yapıyor biz çıkamazsak diye. Peki Sayın Pehlivan çıkmış olsaydı ne olurdu? Biz itiraz etmezdik, ortak karar vardı çünkü. İki tarafa da soruluyor. Herkes tamam diyor ama sonuç istediği gibi çıkmadığı için mahkemeye” dedi.

İSTİFA FORMÜLÜ: TEKRAR SEÇİME GİDİLİR, BU KEZ KURAYA KALMAZ
Seçim ile ilgili olarak farklı bir formülün de bulunduğunu belirten Bayır, “Deniz hanım istifa ederse ilginç bir şey çıkar ortaya; geriye gider süreç ve yürütme durur. Seçim iptal olur. Vekalet verilen birinci başkan vekili kimse o devam eder. Tekrar seçime gidilir, kura olmaz. Belediye meclis üyeleri 45 günde tekrar seçim yapmak zorunda kalır. Böyle bir formül düşünülür mü? Onu ben bilemem ama düşünülürse yalnız CHP bu sefer kuraya kalmaz” dedi.

MAHKEME KARARINI TANIMIYORUM
İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı yorumlayan Bayır, “Ben mahkeme kararını tanımıyorum ve bana göre baskı altında alınmış bir karar. Bu tip kararlar o meslek örgütünün saygınlığına gölge düşürüyor. Saygı duyulan bütün meslekleri iki paralık ettiniz. Söylenen yalanlarla kimse artık milletvekili olmak istemiyor. Devamlı yazılanlar çizilenler kötü örnek. Bu mahkeme kararının verdiği karar. Yürütmeyi durdurma kararı alındı. Geriye dönüş oldu, başkan vekilinin şu anda yönetmesi gerekiyor. Seçimin yenilenmesi değil AKP’nin talebi, kura bölümüne itiraz ediyor. Yüzde elli şansımız var acaba bu sefer tekrar edilirse AKP’li belediye başkanına kazandırabilir miyim diyorlar. Benim kişisel kanaatim şudur itirazı sadece kuraya yaptıklarına göre seçim olursa Cumhuriyet Halk Partisi kazanır. Aslına baktığınız zaman yönetmelikte belli ama her şeyin doğru olduğu anlamını taşımıyor. İki tane aynı kırmızı topa konarak fanusta karıştırılarak yapılıyor. Kendi getirdikleri araç ve gerece kendileri itiraz ettiler. Olayın ahlaki olmayan kısmı bu… Cumhuriyet Halk Partisi tuzağa düştü denebilir, herkesi kendimiz gibi zannediyoruz, iyi niyetten kaynaklı. Siz de olsanız iyi niyetle hepimiz aynı gemideyiz diyerek kabul ederdiniz. Böyle bir şeyde de güvenmeyeceksek neyde güveneceğiz. İkisi de İzmirli ikisi de taraf ama burada bile art niyet var. AKP buna itiraz edince CHP’ye boy mu atmış oldu? İstanbul’da gördük daha fazla gol yediniz. Kaybettik, AKP aldı diyelim iki buçuk yılda kat ve kat geri alırız. Yüzde 58 çok ciddi bir oy… Yüzde 58’i ne yapacaksınız da seçimi etkileyeceksiniz. Yüzde 2-4 oynar. Böyle bir rakamı kapatma şansınız yok. İlahi adalet olduğuna inanırım siyasette. Kurada da böyle olacağına eminim. Kadın seçilmişti, hemen hizmete soyundu. İşleyen bir sistem, düzen var. Bu düzen zaten aksamıştı mahkeme sürecinden dolayı, belediye çalışanı tam kendine gelirken hadi bir daha denmesi şık değil” dedi.

“BEN AKP’Lİ ADAY OLSAM UTANIRIM”
Eleştiri oklarını AK Parti’ye yönelten Bayır, “Üst mahkemenin kararını bekleyeceğiz. İtirazın şeklide enteresan… AKP sadece kuranın yapılış biçimine itiraz ediyor. Tekrar seçime gidelim demiyorlar. Yeniden yüzde 50 şansımızı zorlayalım diyorlar. Bana göre şunu düşünseler buna girmezlerdi, diyelim ki AKP’li kazandı. Burada bunun haksız bir belediye başkanı olduğunu Pehlivan bilmiyor mu? Meclis halkına, Menemen halkına nasıl bakacak? Sen şimdi bunları göz ardı ederek değiştirebilir miyim dediğinde varsayalım ki değiştirdin, nasıl yapacaksın bunu? Ben AKP’li aday olsam utanırım, meclis toplantısını nasıl yöneteceksin? Hiçbir şeyini onaylamaz ki meclis üyeleri. AKP’li fazla olsaydı olurdu mecliste ama değil. Hizmet gelmez orada. Bir tanesi oy vermedi zaten, kimsenin günahını almak istemem ama nasıl ikna edildi o arkadaşlar? Bu bahsediliyor, dedikodunun sonu yok. Bence AKP’li meclis üyesinin söylediği şey mahkemelik, ben il başkanı olsam dava açarım. Belediye meclis üyesinin yetkisi ne ki? Ne yetkisi var ya? İmar desen bakanlıktan çıkıyor, sonra büyükşehir. Bir meclis üyesi tek başına bir şey yapamaz. Üç dört tane de yapamaz. En fazla mühürlemeyi bir hafta erteler dükkanınızda. Ciddi fark var, rivayet olunca dışarda…” dedi.

BU MECLİS ÜYELERİNİ ÖNEREN ARKADAŞLAR GENEL BAŞKANIN AKIL DEFTERİNDEDİR
Belediye Meclis üyeleri ile ilgili olarak ince elenip sık dokunulması gerektiğini Menemen’de yaşananlarla deneyimlendiğini belirten Bayır, “Bu organizasyonları yapan, belediye meclis üyelerini yazan, öneren arkadaşlarımız, bunlar genel başkanın akıl defterinde vardır mutlaka. Bence yapılan hatanın da farkındalar. Çıkıp da ben yaptım demez bence. Bu işi uzun yıllar yapan arkadaşlarımız var, Büyükşehir Belediyesi’nde Aziz Kocaoğlu 15 yıla yakın görev yaptı. Kimse ilelebet değil, Menemen’in daha önceki belediye başkanı 20 yıl görev yaptı. İlk devre acemilik, ikinci dönem kalfalık, üçüncü dönem ustalık… İl başkanlığı da bu şekilde. Yeterince partiye yararı olmadığını görülenler bizde kenara çekilir” dedi.

MİLLETVEKİLİ DE BELEDİYE BAŞKANI DA ÖNSEÇİMDEN ÇIKMALI
Olmazsa olmazının ön seçim olduğunu vurgulayan Bayır, “Ön seçim olmayacaksa, bu parti örgütün tabanına güvenmiyorsa yapmayalım bu işi. Ben bu yaştan sonra her türlü özgürlüğünü kazanmış biri olarak beni milletvekili yapın diyemem, ceket ilikleyemem. Bu işin bir kantarını yaparız. Genç-dinamik arkadaşların dinamizmini, kadınlarımızın şefkatini, ak saçlıların deneyimini birleştirilen bir kadro oluşturulur. Örgüt kantarına çıkmayan birini genel başkan tutmaz zaten. İttifak olursa, İzmir’de yirmi dört milletvekili var, bir çözüm bulunur. Oylara bakılarak, birleşik girilecekse fermuar sistemi yapılabilir. Ön seçimden yine çıkar. İş fermuar sistemine kalsın. Önemli olan tabanın temsiliyetini Ankara’ya taşıyabilmek. Ön seçim yoksa olmam. Sertel ile aynı şeyi söylüyorum. Belediye başkanları da ön seçimle seçilsin istiyorum. Mahallede delege seçimi, sonra ilçe ve il kongreleri yapılıyor. Bırakın bu delegelik sistemini, iki bölgeyi ayıralım; yüz bin üyenin tamamıyla ön seçim yapılsın. Ön seçimden gelen adamdan mahkemeye düşecek adam çıkmaz. Biz mecliste ‘dokunulmazlıklar kaldırılsın’ diyoruz. ‘99 seçimlerinde bize dokunabilirsiniz diyorduk. Ülkesini seven, üretim sevdalısı insanlardan olduğumuz için. Rantçı, kasa soyan, ihale peşinde koşan adamlar var ise bunların dokunulmazlığını kaldıralım. Kürsü dokunulmazlığı kalsın, geçmişte bir şey varsa yargılansın. Halk her şeyi duyar, bilir. Ön seçimde öne çıkamazsınız halk biliyorsa. Ahbap çavuş ilişkisiyle gidiyor. Buna böyle bakmamak lazım herkes seçime girebilir ama. Şu anda sahip olduğu belediye başkan sayısına bakar isek Türkiye’deki mevcut nüfusun yüzde 60’ını yönetiyor.  Yüzde bir çürük elma çıkabilir. Bu doğaldır. Bütün siyasi partilere bakılırsa onlarda daha fazladır” dedi.

“DENİZ YÜCEL İLE TUNÇ SOYER’İN ARASINI BULMAK LAZIM”
İl Başkanı Deniz Yücel’in zorlu bir süreci yürüttüğünü de belirten Bayır, siyaset içinde kimi sorunların yaşanabileceğini de yaşadığı deneyimler üzerinden anlattı. Bayır, “Bugünkü il başkanı ve il yönetimi de zorlu bir dönemde süreç yönetiyorlar. Özellikle son bir yıl çok sıkıntılı. Esas bu dönem pişti, olgunlaştı il başkanı. Tam verimli olacağı çağda kendisi fazla çalışamıyor. Bundan sonraki süreçte daha derleyip toparlayacağını düşünüyorum. Genelde hep şöyle bir problem olur; bir ilin il başkanı belediye başkan adayı olur diye, o ildeki mevcut belediye başkanı ile problem yaşar. Geçmiş döneme bakın hep bir rakip görülmüştür. Böyle de olunca fazla büyümeden 'başını kopartıp atayım' der. Belediye başkanın iş bulma imkanı var, il başkanın yok. Belediye başkanın eli her zaman daha şanslıdır. İlçe belediye başkanı ilçe başkanını rakip görür kendine.Benim il başkanlığım döneminde meşhur bir dönemin Büyükşehir Delediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’yla Mehmet Ali Susam’ın tartışması var; Susam'ın adı Büyükşehir Belediye Başkanlığı için geçiyordu. Tartıştılar ve kavgalı görüntüsü oluştu, dört gün sonra yemek yerken tavla oynarken görürseniz şaşırmayın dedim. İki ay sonra da öyle oldu. Bu tip şeyler siyasette gelip geçicidir. Deniz Yücel’le Tunç Soyer’in arasını bulmak lazım diye düşünüyorum. Aynı koltukta gözü olan başka ilçe belediye başkanları da olabilir tabi. Benim böyle bir hesabım hiç olmadı” dedi.

2023 seçimleri ile ilgili olarak CHP’nin atacağı adımları dikkatli seçmesi gerektiğini belirten Bayır, “Deneyim her şeyden önemli, ikisi bir arada olacak 2023 seçimlerinde. Herkes gözden kaçırıyor. 30 ilçemize 30 tane ilçe belediye başkanı, yüzlerce bürokrata ihtiyaç var. Pasta büyük, herkese parça düşüyor. Menemen’deki gibi kenara çekilmeyi bilmeli 20 yıl yapanlar. Son dönemlerde çok sık değişim oluyor. Yüzde 65’e yakın bir değişim oldu. Bu da doğaldır” dedi.

ÇOCUKLARIM, TORUNLARIM, PARTİLİLERİM AŞI OLMADAN AŞI YAPTIRMAM DOĞRU DEĞİL
Koronavirüs aşısı ile ilgili verdiği sorun önergelerine yanıt almakta zorlandıklarını söyleyen Bayır, “Yeni sistemde bakanlar atama. Parlamentodaki insanlar seçilmiş insanlar. Mecliste denetim yetkisi vardır. Dolayısıyla halkımız adına vergilerin hesabını sormaktır ama ne yazık ki son dönemde Türkiye’de de bazı yeni kurulumları sorgulanamaz hale getirip yetkiyi azaltıyorlar. Kovid-19 çok önemli bir mesele. Sağlık Bakanlığı’na ısrarla kelime oyunu yapmamak gerektiğini söylüyoruz. Günlük ölen insan sayısında da bir yanlışlık olduğu ortaya çıktı. İzmir’deki laboratuvarda pozitifler yüzde 20 çıkıyor diyor. Tabip Odası Başkanımız başından beri doğru verelim diye ısrar ediyor, ben mesela bakanlığa soru önergesi verdim. Aşı meselesi gündeme geldi, aşıyla bu işin aşılması gerekiyor. 50 milyon dozun satın alınması için anlaşma yapıldığı ifade edildi. Çin aşısını şu anda alan biz 5’inci ülkeyiz. Şöyle bir soru sordum; Çin aşısının gelişmiş ülkelerden talep görmemesini neye bağlıyorsunuz? Toplam aşı için ödenecek ücret nedir diye sordum ve artı aşının yan etkileri olabilir mi, çalışmaları yapıldı mı? Ben olacağım tabi aşı, ben bilime inanırım. Şu anda bir iddiaya göre bazı milletvekili arkadaşlarımız deneme amaçlı aşı oldu. Onlar kendileri denek olmak istemişler herhalde.  Biz de bekliyoruz. 6-7 gün geçti ortada aşı yok. Biz de bunları sorduk ama henüz yanıt alamadık. Normalde 20 gün 1 ay içinde cevap vermesi gerekir ama bazen hiç cevap gelmiyor, bazen değerini kaybettikten sonra yanıt geliyor. 30 milyon eksik zaten, 18 yaş altına uygulanmıyor, yaşı yüksek olanlara uygulanıyor. Benim çocuklarım, torunlarım, partililerim olmadan aşı olmam doğru değil. Sıkıntı olarak risk grubunda sayılırım ama koruyor bir şeyler, belki yaptığımız iyilikler koruyordur” dedi.

GÜÇLÜ DEVLET İMAJI YOK
Ekonomik problemlerin vatandaşı etkilediğini söyleyen Bayır, “Günü birlik çalışanlar, hakikaten perişan durumdalar. Bir dağ fare duyurdu. Güçlü devlet imajı yok burada. Sanki kendi ülkende tüm sorunları çözmüşsün ama hiç alakası olmayan Tunus’a beş milyon dolar yardım yaptı. Sudan’ın 3 buçuk milyon dolar İMF borcunu üstleniyorsun. Yüzünü döndüğü bölge hep aynı bölge… Bundan sonra orada mı yaşayacaklar insan anlamıyor” dedi.

“ASGARİ ÜCRETİ 3 BİN 100 TL VEREMEM DİYEMEZLER”
Asgari ücretin en az 3 bin 100 TL’nin altında olmaması gerektiğini belirten Bayır, “Şimdi bunu veremem diyemezsin. Sarayın harcamalarında biraz kısıtlama yapsan verirsin. Bir tane saray yetmiyor mu itibarlı olmak için? Anlamış değilim, yapılanları doğru bulmuyorum. RTÜK’ü sopa gibi tutuyor. Cumhuriyet gazetesinin ilanlarını kesiyor. Sözcü vergisi 6,6 milyon tl vergi ödemiş 2 yılda 17 milyon lira vergi ödeyip rekortmen olmuşlar bu adamalar 14 buçuk milyon ceza kestiler. Adam rekortmen olmuş tepesine biniyor. Yandaşlara ses çıkarmazsın, televizyonlara ceza kesersin RTÜK sopasıyla. Tek sesli tek adam cumhuriyeti… Sadece TÜİK’in rakamlarına göre son üç yılda elektrik faturalarına gelen zam yüzde 70. Doğalgaz a yüzde 80 zam gelmiş 3 yılda. İnsanlar şimdi doğalgazı kapatıp kömür dönemeye başladı çünkü baş edemiyor. Bir de koronavirüs döneminde devlet devletliğini yapmıyor. 3 buçuk milyon insanın elektriğini kestiler böyle bir dönemde. İnsanları ihtiyacı be onlar. Elektriğe 2 milyon 550 bin, doğalgaz da 300 bin civarında insana kesinti yapıldı ödeme olmadığı için. Asgari ücretli adama yüzde 10 yapalım demek olacak şey değil, yüksek sesle diyoruz ki artık insanları açlığa mahkum etmeyin” dedi.

“SOKAK KÖPEĞİNİN BİLE ÖNÜNE KURU EKMEK KOYAMAM”
AK Parti Denizli Milletvekili Şahin Tin’in mecliste sarf ettiği sözleri kınadığını belirten Bayır, “AKP iktidarda olmasını şuna bağlıyor; aç bırakacaksın, sonra iki torba kömürle oya çevireceksin diyor. Ülkenin ekonomik durumunu düzeltmeyi düşünen bir şey yok. Geçen gün AKP Denizli Milletvekili Şahin Tin, Engin Bey’in ‘Halk bir kuru ekmeğe muhtaç’ demesinin üzerine ‘demek ki karınları doyuyor’ dedi. Adamdaki üstten bakışa bakar mısın? Bu adamın halktan özür dilemesi gerekiyor. Aynı adam özel ilan açtı AKP’li tanıdığı için. Koyduğu şartlara uyan tek kişi yeğeni. Bu atamayı mahkeme kararıyla durdurttuk. Bu adam özel kadro açtırıyor kendi yeğeni için. Ben hayvanları çok severim samimi söylüyorum köpeğin önüne bile kuru ekmek koyamıyorum. Bu nasıl bir bir algı ve anlayıştır aklım almıyor. Bu adam özür dileyene kadar ben anlatacağım. Ne zaman çıkıp özür dileyecek o zaman. Bunu düzeltecek, senin sarayların olabilir. Denizli’de bir elin yağda bir elin balda olabilir. Yoksulun halinden anlamadığı belli, vatandaşla alay ediyor” dedi.