CHP'li Arslan: Milletin cebinden elinizi çekin!

EPDK’nin 83 milyon vatandaşı müşteri olarak gördüğünü ifade eden Arslan, TEDAŞ binalarından elde edilen yaklaşık 200 milyon reklam ve kira gelirinin tedarik ve dağıtım şirketlerine aktarılmasına tepki göstererek “kimin parasını kime veriyorsunuz” dedi.

Arslan konuşmasında şu konulara yer verdi;

“EPDK tüketicilerin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyette enerji ihtiyacını karşılaması için rekabet şartlarını mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir enerji piyasası oluşturmak, düzenlemek ve denetlemek amacıyla kurulmuş bir kamu tüzel kişiliğidir.

Ne yazık ki EPDK'nin bu temel amaç ve görevlerinden hızla uzaklaştığına, bağımsızlığını yitirdiğine tanık olmaktayız. Üzülerek ifade ediyoruz ki EPDK 83 milyon vatandaşımızı müşteri gibi görürken dağıtım ve tedarik şirketlerinin haklarını koruyan uygulamalar içindedir.

Bunları nereden biliyoruz? Sayıştay raporlarından biliyoruz!

Sayıştay raporlarında yer alan bilgilere göre, dağıtım şirketlerinin işletme hakkı devir sözleşmeleri ve lisanslarında belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediği, dağıtım şirketleri tarafından iletim hatlarının zamanında yapılmadığı için TEİAŞ tarafından yapılan yüksek maliyetli trafo merkezlerinin atıl bırakılarak kamu kaynaklarının heba edildiği, 21 elektrik dağıtım şirketinden sadece 6 dağıtım şirketinin internet sitesinde yayımlanan elektrik enerji miktarının kuruma bildirilen miktarla aynı olduğu, diğer 15 elektrik dağıtım şirketinin internet sitesinde yayınlanan değerlerin yıllık lisans bedeli için bildirilen beyan değerlerinden farklı olduğuna yer verilmiştir.

Buradan soruyorum, EPDK bu kadar temel iş ve işlemleri denetlemeyecekse ne yapacak?

PANDEMİ DÖNEMİNDE ELEKTRİĞE YÜZDE 11,5 ZAM

Enerji Bakanlığının 2021 yılı bütçe sunuşunda Türkiye, AB ülkeleri arasında elektriği en ucuz kullanan ülke olarak gösterilmiştir.TÜİK'i bile kıskandıracak bu sonuca nasıl ulaşıldı doğrusu ben de merak ediyorum. Çünkü gerçek şu; Türkiye; G20 ülkeleri arasında elektriği en pahalı kullanan üçüncü, OECD ülkeleri arasında enerji fiyatlarına en çok zam yapan ülke!

İzmir Elektrik Mühendisleri Odası’nın hazırladığı çalışmaya göre, pandemi döneminde OECD ülkeleri elektriğe yüzde 7,3 indirim yaparken maalesef ülkemiz yüzde 11,5 zam yapmıştır. Ama iktidar elektriğin ucuzladığından bahsediyor, elektriği ucuzlattığını söylüyor. AKP’nin devri iktidarında elektriğe yapılan zam yüzde 369'dur. Ne asgari ücret ne de herhangi bir ücrette yüzde 369 artış olmazken elektrik faturaları yüzde 369 zam yansımıştır.

4 kişilik bir ailenin aylık 230 kilovatsaat elektrik tükettiğini varsayıldığında vergiler, fonlar ve bütün bedeller içinde olmak üzere, 2009 yılında faturalara 57,3 lira yansımaktayken bu bedel 2017 yılında 95 liraya, 2020 yılında ise 172,75 liraya yükselmiştir. Yani sadece 2017 ile 2020 yılları arasında bile elektriğe yüzde 82,3 oranında zam yapılmıştır. Ama hükümet hâlâ en ucuz elektriği kullandığımızı iddia ediyor.

EÜAŞ toptan elektrik fiyatlarına 2019 yılında zam yaptı. EÜAŞ tarafından elektrik toptan satışına yapılan zamdan dolayı elektrik fiyatlarına zam geldi. EPDK bu zammın EÜAŞ’ın yaptığı zamdan kaynaklandığını söyleyerek tedarik ve dağıtım şirketlerini savundu. 

Ekim 2019'da 34 kuruş olan elektrik 2020'de 12 kuruşa kadar düştü, Elektrik Üretim AŞ'nin toptan satış fiyatlarını 12 kuruşa kadar düşürmesine rağmen, maalesef, tedarik şirketleri elektrik faturalarında indiirme gitmedi. Buradan bu tedarik şirketlerinin yaklaşık 60 milyar kilovatsaat enerji aldığını düşünürsek, bu tedarik şirketlerinin cebine bu yolla 9,06 milyar para girdi. Maalesef bu indirim vatandaşların faturalarına yansıtılmadı.

Yine Sayıştay’ın 2018 Denetim Raporu'na göre, özelleştirme kapsamı dışında dağıtım şirketleri TEDAŞ binalarından reklam ve kira geliri elde ediyor!

KİMİN PARASINI KİME VERİYORSUNUZ

2014-2017 yılında bu miktar 103 milyon lirayken, son üç yılı da eklersek bu miktar yaklaşık 200 milyon liradır. TEDAŞ, EPDK'ye bir yazı yazıyor ve diyor ki: "Bu paranın yarısı TEDAŞ olarak, mülk sahibi olarak bize verilsin; yüzde 25'ini faturalardan düşelim, yüzde 25'i de bu şirketlere kalsın." Peki, EPDK ne yapıyor? Hemen 19/12/2015 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan bir tebliğle bu gelirlerin tamamını tedarik şirketlerine bırakıyor. Buradan sormak istiyorum: Kimin parasını kime veriyorsunuz?

Özelleştirmeler yapılırken, 21 dağıtım bölgesi oluşturulurken en büyük tezlerinizden biri kayıp kaçağın önlenmesiydi.Ama EPDK kayıp kaçakla uğraşmak, tedarik şirketlerini bu yatırımları yapmasına teşvik etmek yerine bir şey yapıyor, faturalarla oynuyor. Niye? Çünkü vatandaş 2015 öncesine kadar faturada hangi hizmete ne kadar bedel ödediğini biliyordu ve vatandaşlar bu ödemiş olduğu bedelleri, Yargıtay’ın vermiş olduğu kararla tescil edilen ve haksız olarak alınmış olan bu bedelleri tahsil yoluna gitmeye başlamıştı.

Yapılan düzenlemelerle torba fatura dönemine geçilerek dağıtım şirketlerikorundu. Bütün kalemleri önce enerji bedeli ve dağıtım bedeli olarak iki  kalemde topladı.Bu da yeterli gelmiş olmayacak ki 2019'da bütün bu giderler tek kalem altında toplandı. Vatandaşın faturalarını denetleme mekanizmasını ortadan kaldırdı. Bu, vatandaşı değil, şirketleri kollamak değil de nedir?

MİLLETİN CEBİNDEN ELİNİZİ ÇEKİN

Bir diğer önemli konu ise açma kapama bedelleri. Bu bedeller 2020 yılında konutlar için 37,3, fabrika ve işyerleri için ise 171,6 olarak belirlendi.İnsanlar elektrik faturasını ödeyemiyor, zaten sıkıntıda. Vatandaş elektrik faturasını ödese zaten bu açma kapama bedeline gerek kalmayacak. Vatandaş faturasını ödeyemiyor, siz elektriğini kesiyorsunuz ve açma kapama için vatandaştan da bunun parasını alıyorsunuz.

Bu konuda soru önergesi verdik ama ilgili Bakanlık yanıtlamadı. Tedrik ve dağıtım şirketlerinin bilgi edinme taleplerimize verdiği yanıtlar üzerinden bir çalışma yaptık. 2016,2017,2018 yıllarında yaklaşık 17,8 milyon abonenin elektriği kesilmiş ve bu yolla dağıtım şirketlerinin cebine 500 milyon lira girmiş. Bu milletin cebinden elinizi çekin artık. Bu milletin zaten geçim sıkıntısı var, zaten bin türlü problemi var, bir de bu şekilde mağdur etmeyin.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir düzenleme ile tedarik ve dağıtım şirketlerinin vatandaşın sırtına yüklediği, temsil, karşılama, seyahat vb giderlerinin süresini beş yıl daha uzattınız.  Yani bu şirketler, gezecekler, konaklayacaklar, yiyecekler, içecekler

siz işletme giderlerini yüzde 7 artırarak kontrol edilemeyen giderleri hâlâ bu milletin sırtına yükleyeceksiniz.

Yok öyle yağma!

Yeter artık diyoruz, yeter artık!