CHP İzmir, vekil Çam'a sahip çıktı: Kabadayılıkla...

Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi milletvekillerinin, TBMM çatısı altında milletvekilleri Musa Çam’ı adeta linç etmek istediklerini belirten Yücel, “Kendilerinden başka kimse konuşmasın, geçmişte birbirlerine ettikleri hakaretleri kimse hatırlatmasın istiyorlar. Ama CHP'yi kabadayılıkla susturamazlar” dedi.

Yücel sözlerini şöyle sürdürdü:

MUSA ÇAM’A YAPILAN ZORBALIĞI KINIYORUZ
"Demokrasinin, özgürlüğün, bağımsızlığın ve milletin birliğinin simgesi olan TBMM çatısı altında, AKP ve MHP milletvekillerinin, milletvekilimiz Musa Çam’a yönelik sözlü ve fiziki linç girişimini ve zorbalığı şiddetle kınıyorum. Bizim milletvekillerimiz AKP veya MHP’lilere kendilerini beğendirmek için konuşmazlar. Doğru bildiklerini, halkın söylemek istediklerini dile getirirler. Ancak bir kez daha gördük ki, AKP ve ortağı MHP’li vekillerin doğruları duymaya tahammülü yok. Milletin meclisinde bile baskı ve kaba kuvvete başvuranların ittifakının geleceğinden ne beklenebilir. Geçmişte birbirlerine ettikleri hakaretler, ağza alınmayacak terbiye sınırlarını aşan sözleri hatırlatıldığında kızarıp utanacaklarına, kaba kuvvete başvurmaları inanılacak şey değil. Siyasette geçmişini, söylediklerini, eğer varsa ideolojini unutarak koltuk sevdasıyla ittifak yapılmaz. Geçmişinizi siz unutmak isteyebilirsiniz ama millet unutmaz, unutturmaz.

BİZİM MESELEMİZ, KOLTUK SEVDASI BARAJ KAYGISI DEĞİLDİR.
95 yıllık cumhuriyeti ve halkımızı MHP’nin de her koşulda verdiği destekle, 20 aydır OHAL baskısıyla, anti demokratik uygulamalarla yönetenlerin, bu baskı ve zorbalığı milletin meclisine de taşıdığını belirten Yücel “Kendilerinden başka kimse konuşmasın, yalanlarını, yanlışlarını, kirli pazarlıklarını kimse hatırlatmasın istiyorlar. Ama CHP’yi de, halkı da kabadayılıkla susturamazlar. Bu saldırılar mücadelemizde ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. CHP İzmir il örgütü olarak Sayın milletvekilimiz Musa Çam’ın yanındayız. Bu yolda mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.  Çünkü CHP’nin meselesi koltuk sevdası veya baraj kaygısı değil, memleket meselesidir”