HABERLER>POLİTİKA
30 Temmuz 2020 Perşembe - 16:20

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan: Benden lider değil, iyi bir yol arkadaşı olur

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, "Bizim görevimiz bu topluma, insanlara umut olmaktır. Umut olmak için önce içimizdeki birliği beraberliği sağlayacağız o yüzden kimse bizden kavga falan beklemesin. Benden ekip lideri olmaz, benden iyi bir yol arkadaşı olur. Ben bu meseleye hep böyle baktım" dedi.

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan: Benden lider değil, iyi bir yol arkadaşı olur

EGEDESONSÖZ- CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, Sonsöz TV'de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Arslan, pandemi nedeniyle yurt genelinde çok büyük acılar yaşandığını söyledi. Aşının henüz bulunmadığını, TBMM'de bile maske, sosyal mesafe kurallarının zaman zaman çiğnendiğini anlatan Arslan, "Biz de bu süreçte Milletvekilleri olarak maalesef ister istemez yapmamız gereken bir takım işler var. Ne yazık ki sosyal mesafe kuralları hiçe sayıldı. Mesela çoklu baro yasasını görüştüğümüz toplantı salonu, büyük bir salon değildi. AK Partili arkadaşlara ve komisyon başkanına bu fiziki koşullar uygun değil, daha büyük bir salonda yapalım bu toplantıyı, dedik. Ne yazık beş gün boyunca o sıkış tepiş yerde çalışmak zorunda kaldık" dedi.

BU İKTİDAR GİDİCİDİR

Ednan Arslan, sosyal medya düzenlemesiyle ilgili görüşlerini, şu sözlerle dile getirdi:

"Öncelikle şu tespiti yapmak gerekiyor. Hiçbir alan, hiçbir mecra yani ne sosyal medya, ne görsel, ne yazılı, ne işitsel hiç bir medyada kimseye hakaret edilemez ve edilmemelidir. Hiç kimsenin kişilik haklarına saldırıda bulunulmamalıdır. Bunlarda hemfikiriz. Ama bunları gerekçe göstererek, çağın durumuna uygun olmayan bir yasanın, bir sansür yasasının Türkiye Büyük Millet Meclisi eliyle yasallaşmasını da çok doğru bulmuyoruz. Yani eğer birine hakaret ediliyorsa ya da bir terör örgütünün propagandası yapılıyorsa ya da ırkçı bir paylaşım varsa, bununla ilgili zaten Türk Ceza Kanunu'nda gerekli maddeler vardır. Siz bu gerekli maddeler gereği o kişileri cezalandırırsınız. Çıkarmış olduğumuz yasada aslında bizleri endişeye sevk edecek bir takım maddeler var. Şimdi siz geçmişe dönük içeriğin temizlenmesinden bahsediyorsunuz, kaldırılmasından bahsediyorsunuz. Eğer haksız bir şey varsa ilgili mahkemeye başvurup, burada böyle bir isnad var ben bu isnadı yapan kişiyle ilgili bu işi ispata davet ediyorum, dersin. Bu hakarettir, iftiradır bunun kaldırılmasını istiyorum dediğinizde zaten içerik otomatik olarak kalkıyor. Ama şimdi siz bu şekilde bir yasa getirerek aslında sizin gibi düşünmeyen, sizin istediğinizi söylemeyen ki bu yasanın ortaya çıkma nedeni de çok açık ve net; Cumhurbaşkanı'nın çıktığı bir Youtube kanalında, bir programda gençlerin yoğun bir şekilde yapmış olduğu dislike'den sonra ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı bir şeyi beğenmiyor diye, hoşuna gitmiyor diye, gençler onu protesto ediyor diye, bir sansür uygulanamaz sosyal medyaya. Zaten gelmiş olduğumuz süreç bize gösteriyor ki iktidar devamlılığını sağlamak için bir takım yasalarla toplumu etkisi altına almaya çalışıyor. Kimse konuşmasın, kimse fikrini söylemesin istiyorlar. Herkesi, her şeyi bir kalıba sokmaya çalışan bir iktidar var. Bu da kendi iktidarlarını devam ettirmeye yönelik. Ama görüyoruz ki ne yaparlarsa yapsınlar bu iktidar gidicidir. Almanya'da böyle bir yasa var, Fransa'da böyle bir yasa var onlarda var bizde neden olmasın anlayışı hakim. AKP iktidarının zaten yaptığı da bu. İşine geldiğinde Avrupa Birliği'nde var yapalım, işine gelmediğinde bizim medeniyetimiz herkesten büyüktür, onları örnek almaya gerek yok, herkes işine baksın! Yani işlerine geldiği gibi davranıyorlar. Buradaki en büyük endişe, bağımsız bir yargı yok. Sayın Cumhurbaşkanı'nın kızının çocuğu oldu, ben Allah'tan sağlık diliyorum yavrumuza. Uzun ömürlü olsun, ailesiyle mutlu olsun. O kötü paylaşımla ilgili bizler Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri de dahil toplanıp birçok kesime bir karşı duruş gösterdik. Bir anneye kimse hakaret edemez, yeni doğmuş bir çocuğa kimse hakaret edemez. Genel başkanımızın eşi Selvi Hanım, Esra Albayrak'ı arayarak hem o kötü paylaşım dolayısıyla üzüntüsünü dile getirdi, hem çocuğuna geleceğiyle ilgili, yaşamıyla ilgili güzel dileklerde bulundu. Bunlar olması, yapılması gereken şeyler. Ama bizim İstanbul İl Başkanımıza da hakaret ediliyor, peki o hakaret eden kişiyle ilgili bir işlem yapılıyor mu? Yapılmıyor. Meral Akşener'de bir anne, ona da hakaret ediliyor, onunla ilgili bir şey yapılıyor mu? Yapılmıyor. Çünkü yargı tarafsız değil, yargı bağımsız değil."

BAROLARI SİYALLAŞTIRMAK İSTİYORLAR

CHP İzmir Milletvekili ve PM üyesi Ednan Arslan, çoklu baro yasasını da eleştirdi:

"Öncelikle yapılan düzenleme, Anayasa'ya aykırı. Çünkü barolar kamu tüzel kişiliğine sahip bir kurumdur. Anayasa'da kamu tüzel kişiliği olan kurumların özel bir tanımlaması vardır ve kanunla teminat altına alınmıştır. Nasıl bir ülkede iki Anayasa Mahkemesi olamazsa, bir kentte birden fazla da baro olamaz. Bunların çatı birliği de Barolar Birliği'dir. Bir tane de Barolar Birliği olur. Bir örnek vereyim, hakimsiniz bir karar vereceksiniz. Bağımsız yargıya uygun ve kanunlara uygun olarak karar vermeniz gerekiyor. Davalı var, davacı var ve bir yandaş baro avukatı var. Siz bu hakimin nasıl bir bağımsız karar vermesini bekliyorsunuz? Nasıl olacak? Vatandaş sorununun çözümü ile ilgili nereden avukat tutacak? Avukat tutan vatandaşın aklına ben vekaletimi yandaş baro'ya verirsem, o baronun avukatları her işimizi çözer. Ben gideyim o avukatlık bürosuna, o büroda kayıtlı olan avukata vekaletimi vereyim demeyecek mi? Kendince haklı olarak o dertten kurtulmak istiyor. Ben gidip de muhalif bir baronun avukatını tutarsam bunlar da benim siyaseten onlara yakın olduğumu düşünür ve beni bu anlamıyla da mağdur edecek diyecektir. Sonuç itibariyle biz bu ülkede atanan hakimlerin, savcıların geçmişte bakın, Adalet ve Kalkınma Partisi'nde İlçe yöneticiliği yapmış, başkanlığı yapmış görevler yapmış insanları bilmiyor muyuz? Biliyoruz. Bu mülakatlarla kendi kadrolarını yargıya yerleştirmediler mi? Daha evvel de bu işleri Fetö'ye paslamadılar mı? Onların elemanlarıyla yüksek yargıyı ele geçirmediler mi? Biz bu yargıyla çok oynuyoruz. Şimdi kalktılar yargının savunma ayağını kontrol edemiyorlar. Biz bunu nasıl kontrol ederiz, biz bunu nasıl dizayn ederiz, nasıl etkisizleştiririz diyerek baroları bölmek istiyorlar. Bakın barolar bu ülkede savunmanın ayakta kalmış, vatandaşın hakkını, hukukunu savunan önemli görev yerine getiren birlikler. Siz bu baroları siyasallaştırırsanız ülkede hukuk diye bir şey kalmaz. İzmir'de ikinci baroyu kim kurmaya çalışıyor? Adalet ve Kalkınma Partisi önceki dönem İl başkanlarından Milletvekilliği yapmış bir arkadaşımız kurmaya çalışıyor. Şimdi bu siyasallaştırma değil midir? Bir ülkeye yapabileceğimiz en büyük kötülüklerden biri de budur. 300-400 üyesi olan bir baro, bir başkan, üç temsilci... , İzmir Barosu'nun 9 bin üyesi var, 13 temsilcisi var. O zaman İstanbul'daki Milletvekili sayısını da ona göre ayarlayalım. Niye İstanbul'da daha fazla Milletvekili var? Çünkü nüfusa oranla. Kendilerince ne diyorlar, İstanbul baro başkanı 45 bin civarında avukat var. 9 bin kişinin oyunu aldı, geri kalan insanları temsil etmiyor. Nasıl temsil etmez? Siz şimdi İstanbul barosunu bundan sonraki süreçte parçalayacaksınız, içinden barolar çıkacak ve bu barolara da siz bu kadar delege göndereceksiniz diyeceksiniz. Hani temsilde adalet? Göreceksiniz, bu işten en büyük pişmanlığı, bu yasayı çıkaranlar duyacak."

EKONOMİMİZ ÇOK KÖTÜ HALDE

Ülke ekonomisinin nereden nereye geldiğini anlatan Ednan Arslan, "Ülkenin ekonomik olarak nereye geldiğinin en güzel özetidir. Genel başkanımız da toplantılarında söyler, bir vatandaşımızın söylediğini... ''Ben bu devlete 40 yıl vergi verdim, bu devlet bana 40 gün bakamadı.'' Ülkenin ekonomik durumunu, vatandaşın ne durumda olduğunu gösteren en çarpıcı örnek bu cümledir. Dünyanın bir çok ülkesi koronavirüsle ilgili çeşitli destek paketleri açıkladılar. Bu iş kimi etkiliyor, ne kadar etkiliyor, bunu hesaplayarak, hatta ikinci paketleri açıklayanlar da oldu. Topluma, kendi vatandaşına, esnafına, işçisine, köylüsüne, çiftçisine destek paketleri açıkladı ve onlara para yardımlarında bulundular. Biz ne yaptık? IBAN numarası verdik, vatandaşımızdan para istedik. Bunu yapan iki ülke var, diğerinin ismini söylemek istemiyorum. O ülke de ekonomik olarak geri kalmış, demokrasi olarak geri kalmış bir ülke. Ne yazık ki vatandaşından yardım isteyen bir ülke haline geldik. Eekonomik krizin çözümü, emlak kredilerini, konut kredilerini düşürmek mi? Esnafa ne yaptık? Günlük çalışan insanlara ne yaptık? Önemli olan bu. Konut kredisi 0,64'e düşmüş. Ekonomik krizdn kurtulmanın yolu, konut satın almak mıdır? Çiftçiye ne yaptık sadece borçlarını öteledik. Ama sonuç itibariyle ödeme günü geldiğinde tahsil etmek zorunda kalacağız. O zaman ne yapacağız, o zaman çiftçi ne yapacak? Ödeyemeyecek."

PM ÜYELERİ, DELEGELERİN TERCİHİDİR

PM'ye seçilmiş olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Ednan Arslan, kurultayla ilgili değerlendirmelerde de şu ifadeleri kullandı:

"Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 1251 gibi yüksek bir oy ile seçildi. Delegemiz teveccüh gösterdi. Bu 31 Mart seçimlerinde yakalanmış olan önemli başarının ardından, parti Genel başkanına duyulan güvendir. İktidar kurultayı dedik biz bu kurultaya, iktidardan önceki son kurultayımız ve ona göre bir şekillendirme olması gerekiyordu. Cumhuriyetin 2. yüzyılı beyannamesini biz burada tüm toplumla paylaştık. Genel başkanımızın dediği gibi sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın gözünün, kulağının burada olduğu bir kurultay olacak dedi ve öyle de oldu. Genel başkanımız ilk defa bir 80 kişilik anahtar liste yaptı. 52 kişi seçilmesi gerekiyordu ve takdiri delegeye bıraktı. Bu önemli bir şeydi. Çünkü delegenin Parti Meclisinde görmek olduğu kişilerin, delegenin kararıyla gelmesini istiyordu. Ben çok nitelikli, iktidara uygun, önümüzdeki sürece uygun. Çünkü bizim bir ittifakımız var, Millet ittifakı. Tam Millet İttifakı'nın ruhuna uygun bir Meclis çıktığını düşünüyorum. Çünkü rejim değişikliğiyle birlikte, artık ittifakların çok önemli olduğu bir döneme girdik. Her ne kadar bir Cumhurbaşkanı seçiliyor olsa da bir koalisyon ortaklığı sonucunda Millet ittifakının bir adayı olacak. Cumhur ittifakının bir adayı olacak. Cumhur ittifakındaki partiler ne diyorlar? Bu Cumhurbaşkanlığı sistemi doğru bir sistem, bu sistem ülkeyi daha iyi bir yere götürür! Bizim ittifakımızdakiler ne diyor? Güçlendirilmiş parlamenter sistem. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, diyor. Çünkü öteki sistem tek adam rejimi. Kimin bakan olacağından, kimin rektör olacağından, kimin hakim olacağından, kimin savcı olacağından her karar bir kişiye ait. Bakanların hiçbiri Meclisten güven oyu almıyor, bakanların hiçbiri Mecliste değil. Sayın Cumhurbaşkanı kendine göre, şu turizm şirketinin sahibi, sağlıkta şu hastanenin sahibi, Milli Eğitim Bakanlığından şu okulun sahibi diyerek getirdiği insanları orada bakan yaptı. O yüzden bizim kurultayda çıkan Parti Meclisi bu işi çok iyi analiz etmiş, bilen ve günün koşullarına uygun bir şekilde davranacak Genel başkanla uyum içerisinde ve Millet İttifakı'nın ruhuna uygun arkadaşlardan oluştu."

İKİ BAŞLI YAPIYI ASLA KABUL ETMİYORUM

Ednan Arslan, PM seçimlerinin ardından İzmir'de iki yapılı bir siyaset olup olmayacağına yönelik soruya şu yanıtı verdi:

"Ednan Arslan, hep Cumhuriyet Halk Partisi'nin yanında durdu, Cumhuriyet Halk Partisi'nin lehine olan işlerin yanında durdu. İki başlı bir yapıyı asla kabul etmiyorum. Bizim bir Genel başkanımız var. En yüksek karar organı Parti Meclisimiz var, İzmir İl başkanlığımız, İlçe başkanlığımız var ve belediyelerimiz var. Biz bu partiyi bu yapı içerisinde idare edeceğiz, yöneteceğiz. Kavga bekleyen de çok bekler, bölünme bekleyen çok bekler, ayrışma bekleyen çok bekler. Çünkü ben hiçbir zaman parçalanmanın ve ayrışmanın tarafı olmadım, olmam da. Evet parti içi demokrasiyi en çok yaşayan partiyiz. Sonuç itibariyle kongrelerimiz çok adaylı oluyor, il başkanlığı da oldu, ilçe başkanlığı yarışları da oldu. Doğal olarak bu işi kimin daha iyi yapacağına delege olarak dönem dönem karar vermek zorunda kaldık. Ama karar verdikten sonra ortaya çıkan tablo, kim başkansa onun başkanlığında yek vücut olarak yolumuza devam ettik. İzmir'den 4 arkadaşımız Parti Meclisi'ne girdi. Tuncay Özkan, Genel başkan yardımcımız, partimize önemli katkıları var, büyük işler yaptı, bundan sonra da devam edecek. Asıl işi milletvekilliğidir, geçen dönem başka arkadaşlar vardı şimdi biz varız yarın da başka arkadaşlar olacaktır. Bunu işte İzmir'de dengeler değişecek, diye yorumlamamak lazım. Ben ne bir ekibin lideriyim, ne de bir ayrışmanın parçasıyım. Ben her şeyden önce Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kollarında siyasete başlamış, direğe çıkıp bayrak asmış, ilçe başkanlığı yapmış, İl başkan yardımcılıkları yapmış, Milletvekili olmuş, akabinde de kurultayımızda delegelerimizin tercihi ve takdiriyle Parti Meclisi üyesi olmuş biriyim. Bir kere siyaset meslek değildir. Benim bir mesleğim var, çoluğumun, çocuğumun rızkını kazandığım bir işim var. Siyaset kamusal bir görevdir ve ben bu kamusal görevi toplum adına yapıyorum. Sosyal devlet anlayışının bu ülkede harekete geçmesi bizim idealimizi hedefimiz. Bizim siyasetimizin odağında insan var. Parti içinde ayrışarak, kavga ederek topluma örnek olamadığınız gibi iktidar da olamazsınız. Bizim görevimiz bu topluma, insanlara umut olmaktır. Umut olmak için önce içimizdeki birliği beraberliği sağlayacağız o yüzden kimse bizden kavga falan beklemesin. Benden ekip lideri olmaz, benden iyi bir yol arkadaşı olur. Ben bu meseleye hep böyle baktım. "

BELEDİYE BAŞKANININ YARDIMIYLA OLACAK İŞ DEĞİL

"Tacettin Bayır bizim yıllardır tanıdığımız, bildiğimiz, partimize çok büyük emekleri olmuş, kendini bu işe vakfetmiş çok kıymetli bir abimiz. Yaptığı değerlendirmeler tabii ki onun kendi kişisel kanaatleri, onu bağlar ama sonuç itibariyle Belediye Başkanları da bu partinin içinde görev yapan insanlar. Delegeler oy verdi, birinin daha iyi yapabileceğini düşünüyor olabilirler. Bu Tacettin Bey'i kötü yapıyor demiyorum. Tacettin Bey, PM üyemiz olursa o da bu görevi bizim kadar, belki bizden daha iyi yapabilir. Bunda hemfikiriz, bunda bir problem yok. Ama şöyle değerlendirmek lazım, insanlar siyaset içerisinde birilerine daha yakın duruyor olabilirler. Tüm siyasi partilerde var. Sizin birini destekliyor olmanız, onun direkt Parti Meclisine gireceği anlamına gelmez. O kişinin de örgütte, Türkiye genelinde bir karşılığının olamsı gerekiyor. 80 kişilik bir listeden seçilemeyebilirdim ben. Bu sadece Belediy Başkanının yardımıyla olacak iş değil."

RIFAT ABİYLE BİR SORUNUM OLAMAZ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in desteklediği ve PM'ye seçilen Rıfat Nalbantoğlu ile uyum içinde çalışacaklarından kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini belirten Ednan Arslan, bu konudaki düşüncelerini şöyle özetledi:

"Ben il başkan yardımcısıydım o dönemde, Rıfat bey İl başkanıydı. Beraber çalışıyorduk. Güzelbahçe'de siyasi bir kriz vardı. O zaman da Güzelbahçe'den sorumlu il başkan yardımcısıydım. Sorun bir türlü aşılamadı biz oraya görevlendirildik, Rıfat Bey'in tavsiyesiyle. O süreci gayet güzel bir şekilde idare ettik ve ondan sonraki yerel seçimlerde yüksek bir oyla belediye başkanımızı seçtik. O günden bugüne Güzelbahçe'de güzel bir uyum var. Ben Rıfat abi demek istiyorum, bizim abimizdir. Beraber çalıştık, ilkelerini, dürüstlüğünü çok iyi biliyorum. Birbirimizi tanıdığımız için bizim ortak çalışmayla ilgili bir sorunumuz olmaz. Bu saatten sonra benden kimse kavga beklemesin. Rıfat abiden de beklemesin, benden de... Rıfat abinin de kavgacı mizacı yoktur. Seçimden sonra birbirimizi arayıp tebrik ettik. Bu süreçte hiçbir arkadaşımızın lehine bir şey söylemiştir ama aleyhine bir şey söylememiştir. Böyle de güzel bir tablo çıktı İzmir'de. Benim iki sorumluluğum var; uyumlu bir şekilde hem yerel yönetimde hem Genel başkanımızla hem genel siyasetle yapmamız gereken iş ve işlemlerde, daha fazla efor ve performans ve Gençlik kollarından gelmemden dolayı genç arkadaşlarımıza örnek olmam gibi bir sorumluluğum var. "

"52'lik bir liste olmuş olsa, 52'lik bir anahtar listeden birini seçmemeniz onu çizmeniz anlamına gelir, yerine başka birini yazmanız demektir. Ama 80 kişilik bir listeden 52 kişi tercih ediyorsunuz maksimum. Tuncay Bey'in başarılı olduğunu, başarılı işler yaptığını düşünüyorum ki asıl olan onun için de benim için de milletvekilliğidir. Yani İzmir kamuoyunun bize vermiş olduğu sıfat, milletvekilliği. Zaten milletvekili olarak da çalışmalarına devam edecektir."

YENİDEN SEÇİLME, BAŞARIYLA ORANTILIDIR

"Bizim Belediye başkanlarımızın göreve devam edip edememesi başarılarıyla doğru orantılıdır. Belediye başkanımız çok başarılıysa bana yakın olmuş, bana uzak olmuş, başkasına yakın olmuş, başkasına yakın olmuş ne önemi var? Bizim partimiz belediye başkanlarımızın belirli periyotlarla başarılarını ölçer, memnuniyet anketleri yaptırır. Yüksek memnuniyet olan bir Belediye başkanını kimse değiştiremez, Genel başkan da değiştirmek istemez. Hiçbir siyaset o riski almaz. Yani Tuncay Bey'e yakın, Ednan Arslan'a yakın, Rıfat Bey'e yakın, uzak... Bunlar Belediye başkanı olma kriteri değildir. Belediye başkanı olma kriteri, görevdeki arkadaşlar için söylüyorum, şeffaf bir belediyecilik yapmış mı? Kentinde bir memnuniyet var mı? Sosyal belediyeciliğin en önemli örneklerini vermiş mi? Bu kentte yoksulun halini hatırını sormuş mu? Ona destek olmuş mu? Aş evleri açmış mı? Altyapı sorunlarını çözmüş mü? Herkese rozetlerini çıkarıp buraya taktığı Türk bayrağına uygun olarak sen bana oy verdin, oy vermedin şeklinde bir ayrıştırmaya gitmeden destek olmuş mu? O zaman bizim için o belediye başkanı başarılıdır, görevine devam eder. Genel başkan da bu duruma böyle bakıyor. Utku Gümrükçü, Erhan Kılıç, Ekrem Oran, Abdül Batur, Ali Engin, Mustafa İduğ, Halil Arda, hangisine söylerseniz söyleyin,isimleri sayıyorum bütün hepsi için bu kentte başarılı işler yaptıktan sonra, sorun olmaz. Allah sağlıklarına zeval vermediği sürece, Tunç Soyer Belediye Başkanımız için de geçerli bu söyledim. Ona yakın buna uzak, hiç fark etmez. Ben bir belediye başkanının olduğu görevde en az 10 yıl devam etmesinden yanayım. Çünkü ilk 5 yıl alışma sürecidir, 5 yıl geçmişten gelen projeleri tanıma sürecidir, 5 yıl kadrosunu daha iyi tanıma sürecidir ama 5 yıldan sonra da kendi projelerini hayata geçirme dönemidir. "

YÜCEL, UNUTULMAZ LİSTESİNE GİRDİ

Ednan Arslan, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in karnesini de değerlendirdi:

"Öncelikle Deniz Yücel, 2 dönemdir İl Başkanı. Uzun yıllar sonra, üst üste seçilen Alaattin Yüksel'den sonraki ilk başkanımız. Her şeyden önce genç, çalışkan, dinamik, iyi bir ailesi, mesleği olan bir arkadaşımız. Babası da geçmişte bizim partimizde önemli bir isimdi Esen Yücel. Kendisi de seçilmiş olduğu 2. kongreden sonra unutulmazlar listesine girmiştir, yani bir iz bırakmıştır. 2 kez üst üste İl başkanı seçilmek kolay bir iş değil, genç yaşına rağmen. Ben Deniz Yücel'in çok adaletli ve merhametli biri olduğunu biliyorum."

LÜTFEN KURALLARA UYALIM

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, İzmirlilere Kurban Bayramı mesajı da yolladı:

"Bayramlar bizim birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi en yoğun yaşadığımız günlerdir. Bayramların ruhuna göre davranmak gerekiyor. Ülkenin içinde bulunduğu sıkıntıları hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu bayramların ruhuna göre de kucaklaşmamız gerekiyor. Bizim bir çok belediyemiz bir takım yardım kampanyaları yapıyor bu konuda. O kampanyalara da destek olmak gerekiyor. Bayramın bir diğer adı da paylaşmak, yani paylaşımın en yüksek olduğu bir dönem olmasını düşünüyorum. Dediğim gibi pandemi dönemindeyiz, salgın var. Eğer dargınlar, küsler varsa onlar da barışsınlar, birbirimize daha pozitif olalım. Birbirimizi daha iyi anlayabileceğimiz bir bayram olsun diliyorum. Her zaman şunu söylerim, Milli bayramları olmayanın dini bayramları olmaz. Olsa bile serhat altında kutlanan bayramlar buruk olur. Bizim çok şükür ki Milli bayramlarımız var, büyük bir Cumhuriyetimiz var, çok şükür ki onu kuran Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları var, onlara minnet duyuyoruz. Bu bayramları eğer bağımsız, özgür bir şekilde kutluyorsak, onların sayesinde kutluyoruz. Onları buradan rahmetle, minnetle yad ediyorum. Herkese bu bayramda başta sağlık diliyorum, aileleriyle, çocuklarıyla mutluluk diliyorum. Dediğim gibi bu salgın kurallarına, hijyen, maske, fiziksel mesafe hepsine uymaya davet ediyorum."

 
Selçuk belediye ailesi bayramlaştı
 
İzmir'de korkutan orman yangını: Alevler kontrol altına alındı!
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
yurttaş 30 Temmuz 2020 Perşembe 19:43

Ne kadar klasik siyasetçi demeci olmuş. Sizi tanıyanlar sözlerinizin samimi olmadığını pekala biliyor. Ama tribünlere "cici" konuşmak, tevazu görünmek, sıradanmış gibi demeçler vermek, bu röportajı okuyanları etkileyebilir. Oysa Rıfat Bey'in mevcut belediye başkanını güvence altına almak, sizin ise Büyükşehir hayali kuran Abdül Bey için PM Üyesi yapıldığı gün gibi ortada... Lütfen insanların akıllarıyla alay etmeyin.

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
AK Parti Ödemiş'te yeni başkan belli oldu!
AK Parti Ödemiş’te yeni ilçe başkanı belli oldu. İstifası alınan Ramazan ...
AK Parti il başkanı Sürekli'den bayram mesajı
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli; Kurban Bayramı dolayısı ile ...
Karşıyaka, o fotoğrafları konuşuyor: CHP'li Meclis üyesinden eski başkana sert sözler!
Takkeli, sakallı tarikatçı insanlarla fotoğrafları sosyal medyada dolaşan ...
 
AK Partili Kırkpınar'dan bayram mesajı
AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, Kurban Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
MHP'li Enginyurt partisinden ihraç edildi
MHP Merkez Disiplin Kurulu, Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt'un parti ...
AK Partili Ünal'dan sosyal medya açıklaması!
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, sosyal medya düzenlemesine ilişkin ...
 
CHP İzmir Milletvekilli Bayır'dan Kurultay yorumu: Soyer'e sitem ettim, çünkü...
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır hafta sonu gerçekleşen CHP kurultayı ...
Kurultay sonrası vekil Bakan’dan yorum: İzmir MYK’da temsil edilmeli
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, kurultay sonrası ile ilgili olarak ...
CHP'li Sındır'dan hükümete sosyal medya eleştirisi
CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
80’lik güzeller zamana nasıl ‘dur’ dediler?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
En popüler üçüncü içecek
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Saltanat ve yağma kurumu olarak belediyeler (2)
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Bir Batı hikayesi
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Analar ne yiğitler doğurmuş!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Fotoğraf: İnsanlığımızı yitirirken soytarıya mı dönüşüyoruz?
Kemal ARI
Kemal ARI
Atatürk'ü anlamak...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Göztepe gün sayıyor!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Aklıma 'Doğan Kardeş' geliverince… 
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Sandık tartışması...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva