CHP İzmir’den sert kontra: Akan kanın partisi!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir’de dün yapılan 7 saatlik iki zirvenin ardından basının karşısına çıkan İl Başkanı Bülent Delican ve İzmir Milletvekilleri ortak açıklamalarıyla gündeme damga vurmuştu.

AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ve İzmir Milletvekilleri Nesrin Ulema, İbrahim Turhan, Cemil Şeboy, Kerem Ali Sürekli ile Hüseyin Kocabıyık son dönemde artan terör olayları nedeniyle HDP’yi çok sert sözlerle eleştirilirken İzmir’de sivil inisiyatif, STK’lar ve siyasi partilerin bir araya gelerek oluşturdukları Barış Bloku’na destek veren CHP’li 3 İzmir Milletvekili’ni de topa tutmuştu. AK Parti cephesi “Barış değil PKK Bloku” ifadelerini kullanmıştı.



Bu açıklamalara bugün CHP’den kontra geldi. İl Başkanı Bedri Serter ile birlikte basın toplantısı yapan CHP İzmir Milletvekilleri Mustafa Balbay, Musa Çam ve Tacettin Bayır AK Parti’ye aynı sertlikle cevap verdi.



YAVUZ HIRSIZ EV SAHİBİNİ…
Toplantıda ilk sözü alan CHP İl Başkanı Bedri Serter, “Ülkenin her köşesindeki insanlarımızın ‘Barış istiyoruz yeter artık, bitsin artık bu kavga, bu terör’ dediğini biliyor ve milletimizin sesine kulak veriyoruz.  Bizim terör bitsin, canlarımız yitip gitmesin diye yaptığımız çalışmaları, hiç kimse kendi kirli pazarlıklarıyla karıştırmasın. Biliyoruz ki, ülkenin yeniden bu duruma gelmesi, birilerinin iktidar kaygısıyla yaptığı pazarlıklar sonucu başlamıştır. Yani bu konuda, AKP bize söz söyleyecek durumda değildir. Dün AKP il başkanının ve milletvekillerinin yaptığı açıklamalar, ancak, ‘Yavuz hırsızın ev sahibini bastırması’ durumuyla açıklanabilir” dedi.


 
AKAN KANIN PARTİSİ!
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay da yüklenirken artan terör olayları ve şehit cenazelerinden AK Parti’yi sorumlu tuttu. Balbay, “Türkiye önemli bir dönemeçten geçiyor. 7 Haziran seçimlerinin üzerinden 64 gün geçti. Maalesef hükümet kurma çalışmalarında kamuoyunun beklediği bir sonuç yok. Cenaze haberleri ve terör olayları var... Biz CHP olarak 7 Temmuz’dan itibaren çalışmalarımızı sürdürdük, 29 Temmuz’da meclisin toplanmasını ve terör olaylarının araştırılmasını istedik. Amacımız PKK ve IŞİD terörünün kökeni nedir, bu terör bizim topraklarımıza nasıl gelmiştir, kentlerde silah depoları bulunuyor, bu hangi iktidar döneminde olmuştur, bu ülkeyi 13 yıldır kim yönetiyor… Bütün bunların araştırılmasıydı… AKP oyları yetmeyince MHP desteğiyle terörün araştırılması engellenmiştir. AKP milletvekilleri dün yapılan açıklamayla kendi sorumluluklarını unutup sözüm ona CHP’yi terör örgütleriyle hareket eder konuma getirmek istemiştir. 1 ayda 32 şehit geldi. Ana sorumlusu AKP’dir. Artık AKP’nin açılımı şudur: Akan kanın partisi! Zira bunca terör olaylarında en azından ‘Sorumluları bulduk, kaynak şudur’ diye bir açıklama yapacaklarına mitingleri önlemeye giriştiler. İnsanların bir araya gelmesi ne zamandan beri terör faaliyeti oldu? Sorumluluk taşımak yerine kendine karşı yükselen muhalefeti terörize etmek hedefi güttüğünü görüyoruz. Mesele terör olunca, şehit cenazeleri olunca, ‘ateş düştüğü yeri yakar’ diyemeyiz. Ateş her yeri yakar ama sadece AKP’yi yakmıyor. Siyasal rant peşindeler. Kendilerine nasıl bir pay çıkar, olası bir seçimde muhalefeti nasıl suçlarız arayışı içindeler. Gaflet dalalet ve hıyanete varan bir tablodur. Bu tablo biraz daha giderse halka hesap veremeyeceklerdir. Son 1 ayda artan terör faaliyetleri sonrasında aklımıza onlarca soru gelmektedir. AKP tek başına iktidarı kaybetmemek için, HDP’yi terör örgütü gösterip baraj altına göndermek mi istiyor? CHP’yi terör örgütleriyle ilişki içinde gösterip, MHP’yi nötralize mi etmek istiyor? AKP’nin böyle bir kurgusu mu var? Biz bu sorulara yanıt arıyoruz. AKP bu sorulara yanıt vermek yerine muhalefet partilerini ve oy verenleri terörist ilan edecek kadar akıl dışı bir hale gelmiştir. 13 yılda terörle mücadele mi mukavele mi ettiğini sorgularsak saatler sürer. CHP’yi terör örgütüyle beraber gösterirken HDP’yi terör aracı olarak gören AKP’ye soruyoruz; 28 Şubat 2015’te bir araya gelirken karşınızda kim vardı? 10 maddelik bir mutabakat açıkladılar. Bu aşamada her merhalenin adım adım cumhurbaşkanına iletildiği açıklandı. ‘Gerekirse daha geniş açıklama yaparız’ dendi. O mutabakat dururken CHP ve HDP’yi terör örgütleriyle beraber gibi göstermek akıl dışıdır. AKP bunu İzmirlilere anlatamaz. 13 yıldır yalan dolanla sürdürdüğü iktidarını aynı yöntemler sürdürmek istiyor. Ama yolun sonu gelmiştir. Uzatmaları oynuyor ama çok çirkin oynuyor. Oslo sürecini nereye koyacağız?  ‘Terör örgütüyle görüşen şerefsiz’ dediniz sonra ‘devlet görüşür’ dediniz. ‘Kim yaptı?’ denildiğinde ‘hükümet’ dediniz. Olay medyada yer aldığında gazetelerin üstüne gittiler” dedi.
 
AKP’NİN SON KULLANMA TARİHİ DOLMUŞTUR
Sözlerini “AKP 7 Haziran seçimlerini tanımıyor” diyerek sürdüren Balbay, “AKP milli iradeyi tanımıyor. Bu süreçte terör dahil her şeyi siyasetinin bir parçası olarak görecek kadar aklın dışına çıkıyor. Başbakanlığa vekalet eden Davutoğlu hükümet kurma görevi aldı. Bir görüşme oluyor, ‘Haftaya yapalım’ diyor. Terör olayları artmışken bakanlıkların çoğunun vekil olmayan bir hükümet varken çalışmalar öteleniyor. CHP ile yapılıyormuş gibi görünüyor. CHP çözümsüz görünmemek ve ülkenin hükümetsiz kalmaması için pazarlıkları sürdürmeye devam ediyor. İşin içine terör girince her şehitle birlikte canımız yanıyor. Türkiye’de iç barış büyük yara almıştır. Büyük kentler tehdit altındadır. Canlı bombalar fazlalaşarak toplumun etkileneceği bir tablo yaratılmaktadır. AKP hesap vermesi gerekirken ders vermeye kalkışmamalıdır. AKP’nin son kullanma tarihi dolmuştur” diye konuştu.
 


KONUŞURSAK HALKIN İÇİNE ÇIKAMAZLAR
İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da terörün her türlüsüne karşı olduklarını belirtirken parti olarak barış için herkesle kol kola gireceklerinin altını çizdi. Bayır, “Bu ifadelerde bulunacak en son kişi AK Parti il başkanı ve 4 vekildir. Daha 12 gün önce CHP önergesiyle ‘Terör bitirilsin, komisyon kurulsun, takipçisi olalım’ dedik. Meclisi olağanüstü toplantıya çağırdık. Biz barış için bağırırken AKP ve MHP el kaldırmayarak komisyona engel oldu. Gündemi ellerinden kaçıdırlar. Algı yaratmayı iyi yapıyorlardı ama şimdi kaçırdılar. Gazetelerde her gün çıkan vahşet haberlerinin önüne geçmek adına bu açıklamayı yaptılar. Gerekçe benim, Musa bey ve Zeynep Hanımın Barış Bloku toplantısına katılmamızdı. Biz oraya sendikalar, meslek odaları, STK’ların daveti üzerine bir İzmir bakışı adı altında ‘Barış istiyoruz’ diye katıldık. Terörün her türlüsüne karşı olduğumuzu gibi barış isteyen herkesle kol kola gireriz. Bizim vatanseverliğimizi en son tartacak kişiler AKP’lilerdir. Sorgulayamazlar. Söyledikleri tüm cümleleri kendilerine iade ediyorum. Biz barıştan yanayız. Neden Suruç katliamının soruşturulmasına karşı oldular? MİT başkanına sorduğum sorunun cevabını alamadım. Uludere’den beri olan olayların MİT’in zafiyeti olduğunu söylemiştim. Şimdilik fazla bir şey söylemek de istemiyorum. Konuşursak halkın içine çıkamazlar” ifadelerini kullandı.
 
DÜŞÜNCELERİ TEK BAŞINA İKTİDAR
Türkiye’nin zorlu ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek sözlerine başlayan İzmir Milletvekili Musa Çam ise AK Parti’nin hedefinin olası bir erken seçimde tek başına iktidar olduğunu ifade etti. Çam, “Her gün içimiz kan ağlıyor. Bugün neler olacak, kaç şehit haberini duyacağımızın endişesini duyarak güne başlıyoruz. Bunun sorumlusu ülkeyi 13 yıllık aralıksız yürüten AKP iktidarıdır. Bunun hesabını vermesi gereken siyasi iktidardır. AKP her seçim öncesi barış sürecini başlatır, aldığı oy oranına göre süreci devam ettirir ya da sonlandırır. 7 Haziran da bunlardan biridir. Cumhurbaşkanının hırsı ihtirası Türkiye’yi adeta kan gölüne çevirmiştir. Açık ve nettir. Siyasete tahvil ederek ‘İşte ben size söylemiştim’ demek istiyorlar. Bunun sonunda Kasım ya da Nisan ayında yapılacak seçimde tek başına iktidar düşüncesidir” dedi.
 
SAVAŞ İSTİYORLARSA DİYECEK BİR ŞEYİMİZ YOK
Çam ayırca, “Ben Suruç’a gittim. 32 insan hayatını kaybetti. Dünyanın en büyük 16, Avrupa’nın 6 ekonomisi arasında yer alan Türkiye’nin istihbarat örgütü eğer oraya giden gençlerin yapacağı etkinlikten habersizse, istihbarat edememişse Türkiye’nin vay haline! Ama görüyoruz ki özellikle göz yumulmuş. Orada düğmeye basıldı. İnsanlar katledildi. Ardından 2 polis uykusunda öldürüldü. 2 ton patlayıcı maddeyle karakola saldırılıyor, askerler şehit oluyor. Türkiye’nin bunları bilmemesi demek hiçbirimizin can güvenliğinin olmadığını ortaya koyuyor. Bilinçli bir şekilde kanla ve savaşla beslenmek isteyen AKP iktidarı bundan sorumludur. Gelecekte yapılması muhtemel seçimlerde tekrar güvenoyu almak isteyen AKP’ye karşı bizler inadına barış, kardeşlik diyoruz. Onlar savaş istiyorlarsa söyleyecek sözümüz yok. Dünyanın neresinde savaş, katliam, faili meçhul, adaletsizlik varsa insan olarak yurttaş olarak karşı çıkmak asli görevimizdir.  İzmir’deki Barış Bloku’na da imza verdik. Evet barış istiyoruz. Savaş istiyoruz mu deseydik? Türkiye’nin her yerine şehit cenazeleri gelmesini mi isteseydik? Her şeye rağmen barış ve kardeşliği inşa edeceğiz. Barış ve kardeşlik hiçbir partinin tekelinde değildir” diye konuştu.


 
ŞEBOY’A BOMBARDIMAN!
Öte yandan Çam basın açıklaması yapan AK Parti İzmir İl Başkanı Delican ve dört milletvekilini canlı yayında tartışmaya davet ederken, milletvekili Cemil Şeboy’un “Dökülen kanda HDP’ye oy verenlerin parmak izi vardır” sözlerine de cevap verdi. Çam, “Biz AKP’li vekilleri televizyonda tartışmaya davet ediyorum. Ayrıca Cemil Şeboy’un “HDP’ye oy veren seçmeler eli kanlıdır” sözlerinin bir genel başkanın söyledi ‘Şerefsizdir’ açıklamasından bir farkı yok! Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre kurulmuş… HDP legal, demokratik yüzde 10 barajını geçmiş, 80 milletvekiliyle parlamentoda temsil edilen bir partidir. Oy verenleri top yekun suçlu ve zanlı ilan etmek ancak Cemil Şeboy’a yakışır. Herhangi bir siyasi partiye oy veren, vermeyenleri suçlu ilan etmek bizim görevimiz değildir. Verilen her oya saygımız vardır” dedi. 
 
BAĞRIMIZA TAŞ BASARAK AKP İLE GÖRÜŞTÜK
Toplantının soru cevap bölümünde koalisyon süreci hakkında da değerlendirme yapan CHP İl Başkanı Serter, “Biz kesinlikle bu dönemde bağrımıza taş basaraktan, seçim döneminde mücadele ettiğimiz AKP’ye aynı masaya oturduk. Bugünlere denk geldi. Biz bu net cevapları vermek durumunda kaldık. Biz milletimizin, huzurun, adaletin yanındayız” diye konuştu.
 
AKP KOALİSYON İÇİN TRİBÜNLERE OYNUYOR
Tacettin Bayır da AK Parti cephesinden gelen açıklamaların zamanlamasının manidar olduğunu vurguladı. Bayır, “Zamanlama çok manidar… Başından beri AKP’nin koalisyon konusunda tribünlere oynadığını düşünüyorum. Cumhurbaşkanı Davutoğlu’na koalisyonu kurma görevi verdi. İl başkanlıklarına, ‘erken seçime hazırlıklı olun’ yazısı gönderdi. Tamamen tribünlere oynuyor. Masadan kalkan biz olmayacağız imajı vermek için böyle davranıyorlar ama CHP direniyor. Elimizi taşın altına koyuyoruz” dedi.
 


O ŞİMDİ BİR KAÇAK!
Mustafa Balbay da koalisyon görüşmelerinin yanı sıra hakkında yakalama kararı çıkan eski savcı Zekeriya Öz’ün Gürcistan’a gitmiş olmasıyla ilgili de konuştu.

Balbay, “Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan adayı görevi aldıktan sonra elinde tuttu. Rekor 15 gündü, bu iki katına çıkardı. Bu olay Başbakanın hükümeti kurma girişimini rehin almasıdır. AKP’nin zaman kazanma girişimini deşifre etmek ve çözümsüz bir parti olmama denklemindeyiz. 4 kez anket yaptılar, hiçbirinde istedikleri oy oranına ulaşamıyorlar. Seçmeni terörize etmelerinin altında yatan da budur. Yakın gelecekte en ideal zamanda seçime gitmek üzere hazırlık yapıyorlar. Zekeriya Öz bir zamanlar başbakanın zırhlı aracını kullanıyordu. Haftada bir başbakanla görüşüyordu. Talimatları oradan alıp o kumpasların içinde yer alıyordu. Bizim yurtdışına kaçmak ihtimalimizden dolayı tahliyesine ret verirken o şimdi kaçak! ‘O yazıyı niye yazdın, şunu tanıyor musun?’ sorularını sordular. Paralel, eşkenar, dörtgen, onlar mesele değil... Zekeriya Öz bir hukuksuzluk bataklığı yarattı ve ondan kaçarak kurtuluyor. Bir nebze vicdan varsa 2007, 2008, 2009 sürecini açıklıkla paylaşsın. Ben Zekeriya Öz’ün adil, tutuksuz yargılanmasını istiyorum. Zekeriya Öz bugün Türkiye’nin hukukta geldiği noktanın özüdür” ifadelerini kullandı.