HABERLER>SAĞLIK
2 Mart 2020 Pazartesi - 10:25

Bilim adamları İbrahim Tatlıses'in beynini inceledi: İşte çıkan sonuç

Defne Üçer Şaylan’ın yayına hazırladığı “Meraklısına Bilim” adlı eser Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Kitapta "İbrahim Tatlıses" detayı dikkat çekti.

Bilim adamları İbrahim Tatlıses in beynini inceledi: İşte çıkan sonuç

Bilim Akademisi’nin popüler bilim yayını" sarkac.org"da 2019 yılında yayınlanmış yazılardan oluşan kitapta, Amerikan başkanlık sisteminden, yapay zekâya; Osmanlı’da enflasyondan kanser tedavilerine bilim insanları tarafından kaleme alınmış yazılar yer aldı.

Kitabın, Sami Gülgöz’ün kaleme aldığı “İbrahim Tatlıses’in hafızası” başlıklı bölümünde, dikkat çeken bir tespite yer verildi. Bu bölümde, Tatlıses’in Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir anısını anlatıp, Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde, oğlu İdo için doğalgaz bağladığı sözleri analiz edildi. Tatlıses’in bu anısı oğlunun doğum tarihiyle Erdoğan’ın belediye başkanlığı tarihlerinin örtüşmemesi üzerine sosyal medyada ve basında yer bulmuştu.

Yazar, Tatlıses’in baş bölgesinden yaralanması sonucu bir hafıza bozukluğu sorunu olmasının muhtemel olacağını fakat insan hafızasının çalışma biçiminin anılarını birbirine karıştırmış olabileceğini ifade etti.

İşte “İbrahim Tatlıses’in hafızası” başlıklı o bölüm:

“İbrahim Tatlıses bir mitingde sahneye çıkıp Recep Tayyip Erdoğan hakkında bir anısını anlatıp şu sözleri kullanmıştı:

Ben bu insanın neyine tavım biliyor musunuz? İdo doğmuştu, iki aylıktı. Belediye başkanıydı İstanbul’da. Dedim ki ‘Sayın başkanım, bizim evimizde, koca villamız var ama üşüyoruz. Doğalgaz bağlanmış ama bizde yok’ dedim ki ‘İdo iki aylık, üşüyor.’ 10 dakika sonra aradı dedi ki ‘Yokmuş ama ben kendi şeyimden vereceğim.’ Doğalgazımız bağlandı ve İdo üşümekten kurtuldu.

Ardından sosyal medyada ve haber sitelerinde bu olayın gerçek olamayacağı, Tatlıses’in oğlunun doğum tarihiyle Erdoğan’ın belediye başkanlığı tarihlerinin örtüşmediği yazıldı. Tatlıses de cevaben bunun önemli olmadığını söyledi:

Olabilir, çok önemli değil. Biz kendi içimizi biliyoruz.

Tatlıses’in baş bölgesinden yaralanması sonucu bir hafıza bozukluğu sorunu olması muhtemel. O mitingde bilerek yanıltıcı bir anı anlatmak da istemiş olabilir. Ancak bu olasılıkları bir yana bırakırsak aslında bu anı, insan hafızasının oldukça sıradan yanılmalarından birini örnekliyor. Hafızamızın çalışma biçimi bu tür yanılmalara sık sık neden oluyor.

HAFIZA NASIL ÇALIŞIR

Yaşadığımız olayları bir film çekimine benzeten ve sonrasında da hatırlatırken adeta oalyların bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçtiğini söyleyen yaygın bir anlayış mevcut. Her ne kadar hafızamızın çalışma biçimini henüz her yönüyle bilemesek de bu benzetmelerin yanlış olduğunu, hafızanın film kaydı gibi çalışmadığını biliyoruz.

Belli olayları yaşarken belirli değerlendirmelerde bulunuruz, çeşitli duygular yaşarız ve yaşanan olaylar bu yorum, değerlendirme ve duygularla birlikte kodlanır. Bir filmden farkı daha bu aşamada başlar çünkü olayı yaşayan herkes aynı yorum, duygu ve değerlendirmeleri kodlamaz. Kişilerin olay hakkındaki yorumlarında yer alan diğer olay ve bilgilerden etkilenir. Zaman içinde bu belirli olay da uzun süreli saklama için hafızada kodlanma aşamalarından geçer. Konsolidasyon dediğimiz bu süreçte daha önce yaşadığımız olaylarla ve bilgilerimizle olan bağlantılar daha da güçlü hale gelir, bazı ayrıntılar silinir ve olay yeni haliyle hafızamızda yerini alır. Ancak hafızada saklanması depolama gibi düşünülmemeli. Bu olayı her hatırladığımızda ya da bu olaya benzer bir olay yaşadığımızda bağlantılar yeniden kurulur ve hafızanın dinamik yağısı içinde olay hakkında hatırlananlar değişime uğrayabilir.

Olayı hatırlarken ve başkalarına anlatırken yapmamız gereken de hafızada canlandırabildiğimiz anılarla genel bilgilerimizi birleştirerek zihnimizde bir sahne oluşturmak. Bu sahnenin nasıl oluşacağını sadece anılar ve bilgiler belirlemez, o sırada kendimize ilişkin inançlarımız, hayatımızda bulunduğumuz ruh hali ve hedeflerimiz de olayın nasıl hatırlandığını biçimlendirebilir. Hafızamızda kısmen saklanmış olan olaya dair sahne oluşturma işlemini bazen öyle başarılı bir biçimde yaparız ki tüm ayrıntılar adeta olayı baştan yaşıyormuşçasına gözümüzün önünde canlanır, sesleri duyarız, duyguları hissederiz. Bu durum bizim hatırladığımız olayın gerçekliğine daha çok güvenmemizi sağlar.

Birkaç yıl önce yayınlanan bir makalemizde kişilerin başkalarına ait anıları bu tür bir süreç sonucu kendi anıları olarak edindiklerini göstermiştir. Özellikle tek yumurta ikizlerinin birbirlerinin yaşadıklarını kendi anıları olarak hatırlamalarının oldukça olası olduğunu gözlemlemiştik. Örneğin yirmi yaşlarından ikiz kız kardeşlerden dinlediğimiz anılardan biri, beş yaşlarındayken yaşadıkları bir olaydı. Bir bayram günü anneleri onlara aynı kırmızı elbiseden almıştı ve bu elbiseleri giyerek anneannelerine bayram yemeğine gideceklerdi. Kızlardan biri gitmeden önce bahçedeki salıncakta sallanıyordu ve salıncaktan inerken çok ağlamıştı, annesi ona kızmıştı ve farklı bir elbiseyle yemeğe gitmek zorunda kalmıştı. İşin ilginç kısmı, her iki kardeş de yırtılan elbisenin kendisininki olduğuna ve bu olayı hatırlamasında hangisinin bu olayı gerçekten yaşadığına dair ipucu oluşturabilecek herhangi bir farklılık da görünmüyordu.

İbrahim Tatlıses’in hafızasına dönersek, oradaki durum da hafızanın bu şekilde çalışmasından kaynaklanan basit bir bellek yanılması olabilir. Tatlıses muhtemelen birçok sorununu ilişkilerini kullanarak çözmüştür ve hatırladığı bu türden çok sayıda olay vardır. Hafızamızın önemli özelliklerinden biri de benzer olayları ayrı ayrı hatırlamaktan ziyade onları özet bir biçimde korumasıdır. Benzer tatillerimizi hatırlarken birinde olan bir olayı diğerinde olmuş gibi hatırlamamız çok olağandır. Dolayısıyla başka bir sorununu çözdürdüğü, başka birine çözdürdüğü veya başka zaman çözüm ricasında bulunduğu çeşitli sorunlar hafızasında birbiriyle karışmış olmalı.

Karışmanın ötesinde Tatlıses’in içinde bulunduğu durum bir hedef yaratmış, bu tür olmamış bir olayın istemsiz bir biçimde yaratılmasına da motivasyon sağlamış olaiblir. İnsan hafızasının hiç yaşanmamış olayları yaşamış gibi hatırlamamıza yol açtığını biliyoruz. Hatta öyle ki, ikiz kız kardeş örneğinde olduğu gibi bazen başkalarının yaşadığı olayları çok emin bir biçimde kendimizin yaşadığını sanabiliyoruz. Tatlıses’in hatırladığının düşününce bunu da bir olasılık olarak düşünebiliriz, kendi yaşadığı değil de başkasının anlattığı bir olayı kendi yaşamış gibi hatırlamış olabilir.

Önemli olan genel temanın kişiye uyan bir tema olması, tavrın uyumlu olması, yani olay olmamışsa dahi olasılıklar dahilinde olması. Ne diyor Tatlıses: ‘Olabilir, çok önemli değil. Biz kendi içimizi biliyoruz.’” (Oda TV)

 
'Yunan yetkilileri insanlığa uygun davranmaya davet ediyoruz'
 
Yunan Başbakan: Sınırı geçen iade edilecek!
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
28 Kasım 2020 Cumartesi 21:02

F

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Bilim insanlarından 'maskeyi abartmayın' uyarısı!
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Başkanı Prof. Dr. Selda Erensoy: ...
Çin’de koronavirüs ölümleri 2 bin 872’ye çıktı!
Çin’de Kovid-19 salgınında hayatını kaybedenlerin sayısı 2 bin 872’ye yükseldi.
Kabusta son durum: Türkiye virüs kuşatmasında!
Son verilere göre dünya genelinde 82 bini aşkın kişi yakalanmış durumda. ...
 
Bakan Koca: Hiçbir ilde koronavirüs vakası yok!
Sağlık Bakanı Koca, şu ana kadar hiçbir ilde test sonucu pozitif çıkan ...
Sınırda hareketlilik: İlk hastane kuruluyor!
Türkiye'nin İran'a açılan 3 kapısından biri olan Ağrı'nın Doğubayazıt ...
Op. Dr. Çamlı’dan ‘Corona virüs’ uyarısı: Çoğu sağlık kurumunda maske yok!
Corona virüs tehlikesinin kapıda olduğunu belirten İzmir Tabip Odası Genel ...
 
Bakan açıkladı: 4 sınır kapısına hastane kurulacak
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ''Risk kapıya geldi, son derece önemli. ...
Bakan Koca: Türkiye'de hastalığa rastlanmadı
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronavirüs önlemleriyle ilgili açıklama ...
Corona virüse karşı aşı geliştirildi
Çin'in Rusya Büyükelçisi Zhang Hanhui, corona virüsü için aşının bulunduğunu ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva