Baykal’ın çıkışına ve kurultay tartışmalarına CHP İzmir bakışı: Kim/ne dedi?

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) 16 Nisan anayasa değişikliği referandumunun geride kalması sonrasında olağanüstü kurultay tartışmaları alevlendi. 

Partideki muhalefetin başında gelen isimlerin açıklamaları 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için süreci başlatırken, tavırlar karşısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğiz. Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağız’ şeklindeki net mesajı kulisleri hareketlendirdi.

Özellikle eski Genel Başkan ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın 2019’da gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yaptığı adaylık açıklamaları hem parti içinde hem de kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

KILIÇDAROĞLU’NA ‘ADAY OLMAYACAKSAN BIRAK’ SİNYALİ, GÜL’E DE YEŞİL IŞIK!
Baykal, “CHP'nin 2019 için cumhurbaşkanı adayını belirlemesi gerekiyor. Genel Başkan ben adayım diyorsa, doğal olarak o adaydır. Eğer ‘ben aday değilim’ diyorsa derhal kurultayını olağanüstü çağırıp ‘genel başkan olarak kimi istiyorsanız seçin o adayınız olacaktır’ demesi lazım” ve eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün adaylığının gündeme gelmesi ihtimali karşısında da, “Eğer çıkarsa bu ciddi bir tablodur. Sayın Gül, cumhurbaşkanı adayı olmayı, bu siyasi bağlantıları dikkate alarak, bu 49'urencide etmeyecek bir anlayış içinde aday olarak çıkma eğilimi sergilerse ona bakılır. Varsa öyle bir niyeti Sayın Gül'ün değerlendirilmesi gerekir” diye konuşmuştu.

Öte yandan Yalova Milletvekili Muharrem İnce de kurultay yaklaşımı için, “Bu partiyi tartışmaya açar. İki yıl dolmadan olağan kurultay yapılamaz. 16 Ocak 2018'den önce olağan kurultay yapılması mümkün değildir. Partiyi tartıştırırız. Mahkemelere gider. Allah korusun, parti kayyuma gider” açıklaması yaparken yine parti içindeki muhalif kanadın önemli ismi Fikri Sağlar ‘Her türlü göreve hazırım’ diyerek genel başkan adaylığına yeşil ışık yaktı.

Gelişmelerin ardından Egedesonsöz’e konuşan CHP İzmir İl Örgütü’nün temsilcileri durum değerlendirmesinde bulundu.

DENİZ BEY’İN BU İSİMLERİ ORTAYA ATMASI SON DERECE MANTIKSIZ, GEREKSİZ VE ANLAMSIZ BİR ŞEY!
CHP İzmir İl Başkanı Asuman Ali Güven: Biz İzmir İl Örgütü olarak bu tartışmayı anlamsız, yersiz ve değersiz buluyoruz. Bu süreçte CHP’de genel başkanlık tartışması açmanın partiye, ülkeye hiçbir yararı olmayacaktır. Çünkü CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu referandum sürecini başarıyla yürütebilmiştir. Hayır oylarının bu noktada çıkmasında onun çok büyük katkısı olmuştur. Çizdiği strateji son derece doğruydu. Biz genel başkanımızın arkasındayız. Onunla 2019 seçimlerinde çok başarılı olacağımızı düşünüyoruz. Onun önderliğinde CHP daha yolun başındadır. Hayır blokunun dağılmaması ve başarılı bir projeyle iktidara yürünmesi gerektiğine inanıyorum. Genel başkanın tartışılmasını hiç doğru bulmuyorum. Bu bir ihtiyaç değildir. CHP’de genel başkanlık sorunu yoktur. Kimsenin bunu konuşmasını da doğru bulmuyorum. Ülkenin buna ihtiyacı yok tam tersine genel başkanımıza ihtiyaç vardır. Aslında hayır oyları daha fazlaydı ama değişik yöntemlerle bunu ‘evet’e dönüştürdüler. Elimize geçecek ilk seçim fırsatında bunun hesabını gerekli yerlerden soracağız. Deniz Bey’in bu isimleri ortaya atması son derece mantıksız, gereksiz ve anlamsız bir şey... Daha yolun başındayız. Hala referandum sürecindeki haksızlıklar için mücadele ediyoruz. Sanki her şey bitti kabullendik gibi bir durum oluyor. Partili bir cumhurbaşkanı seçelim ya da transfer edelim yeni bir Ekmeleddin yaratalım anlayışını telaffuz eder duruma geldik. Bunları kesinlikle yanlış buluyorum. İzmir il örgütü kesinlikle bunların hiçbirine pirim vermez. Bu söylemlerden son derece rahatsızlık içindeyiz. Mutlaka iktidara yürüyeceğiz ve referandumun mutlaka rövanşını alacağız.

ANADOLU’DA BİR LAF VARDIR; VAKİTSİZ…
İzmir Milletvekili Atilla Sertel: Yüzde 49 diyorlar ama ben hayır oyu verenlerin daha yüksek olduğuna inanıyorum. Öncelikle bu kesimin dinlenmesi lazım. Bu kesim ne diyor? Nasıl bir Türkiye, nasıl bir yönetim, nasıl bir seçim sistemi, nasıl bir başbakan ve nasıl bir cumhurbaşkanı istiyor? Bunlara bakmak lazım. Toplumu dinlemeden kendi isteği ve siyasi bakış doğrultusunda hareket etmenin zamanı değil diye düşünüyorum. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin referandum sürecinde anayasayı anlatmadığını biliyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu karşıtlığı üzerinen ‘Ey Kılıçdaroğlu’ diyerek yürüdü. 18 madde yerine günde 18 kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını geçirdi hepsi. Burada Kılıçdaroğlu da oylanmış oldu. Sadece anayasa değişikliği değil Kılıçdaroğlu’na olan güven de oylanmış oldu. Bence toplumun yarısının güvenini almak her siyasetçiye nasip olmaz. Bu Kılıçdaroğlu’nda görüldü. Herkes aday olabilir, herkes öne çıkabilir herkesin de hakkı vardır ama her şeyin de bir zamanı vardır. Anadolu’da bir söz vardır, vakitsiz olmayacak hiçbir şey. Vakitsiz olmaz. Her şey vaktiyle ve sırasıyla olur. Şimdi toplumu dinleyelim. Toplumsal talebin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

DERE GEÇİLİRKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ!
İzmir Milletvekili Tacettin Bayır: Kurultay delegelerinin oylarıyla seçilmiş bir genel başkan var ortada ve bu partinin kurulları var. Parti meclisi var. Geçtiğimiz günlerde bir toplantı yapıldı böyle bir talep olmadı. 81 il başkanıyla toplantı oldu, burada da böyle bir talep olmadı. Milletvekilleriyle kapalı toplantı yaptık. Herkes oradaydı yine böyle bir talep olmadı. Partinin organlarında böyle bir talep yokken tam da referandum sonrası 2019 seçimleri hedeflenerek planlı bir çalışmayla burada CHP iktidarı taşımak söz konusuysa birkaç arkadaşın havuz medyasına servis ederek kurultay talepleri genel başkana yönelik şanssız ifadeleri doğru bulmuyoruz. Kullanılan ifadeler çok gayriciddi… Özellikle Fikri Bey’in kullandıkları. 33 yıllık siyasi yaşantımda 8 tane genel başkan gördüm. Gün geldi bazı genel başkanlarımızın değişmesinde partinin iktidar olması beklenirken barajın altında kaldığımız günler de oldu. Türk toplumu bir siyasi parti liderinin 10-15 yıldan önce benimsemiyor. Hele hele son dönem siyasetindeki tek taraflı yayını düşünecek olursanız parti ve genel başkan başarısızdır demek genel başkana haksızlıktır. Genel başkanın adı Kılıçdaroğlu değil de Deniz Baykal, Fikri Sağlar ya da başka isim de olsaydı ben yine bu ifadeleri kullanırdım. Burada mesele sayın Kılıçdaroğlu’nu savunmak değildir. Mesele CHP gibi kurumsal kimliğin genel başkanını savunmaktır. Dere geçilirken at değiştirilmez. Parti referandum çalışmasında çok güzel bir performans sergilemiştir. Karşımızdaki blok seçimlerde yüzde 60 alırken referandumda yüzde 51’i zorla almıştır. Bu taraftaki bloku da 2019 seçimlerine birlikte hareket ederek taşımalıyız. Referandumda oylarımız çalındı deniyor ama bizim oylarımız çalınmadı. Biz oylarımızı çaldırmadık. Biz hırsızın devlet olabileceğini akıl edemedik sadece. Biz hırsızı yakaladık ama maskesini çıkardığımızda altında YSK’nın hakimi çıktı. Bir tek bu aklımıza gelmedi bizim. Devletin oylarımızı çalacağını hesaplayamadık. Onu da belli bölgelerde yapabildiler. Referandum sonuçları da CHP açısından asla başarısızlık olarak algılanamaz. Aslında biz bu sonuçlarla referandumu kazandık. Ama ne yazık ki devletin gücünü elinde tutan baskıyla sonucu değiştiren, seçim başladıktan sonra mühürsüz oyları saydıran YSK alınan kararları yok saymıştır. Ancak parti içinde şöyle bir beklenti vardır; genel başkanın sahaya sürdüğü kadronun yanı MYK’nın, parti danışmanlarıyla ilgili yeni bir kadro hareketi beklenmektedir. Zaten seçim takvimi başlıyor. Bu yıl sonunda bir yıl kaldı. Mahalle delege seçimleri, ilçe kongreleri, il kongreleri ve kurultay. Normal zamanında olursa zaten bir yıl sonra kurultay var. Durum böyleyken kurultay isteyen arkadaşlara evet deseniz bile yapılacaklar bunlardır ve onların zamanı zaten gelmiştir. Zaten kurultaya gideceğiz, bunda bir problem yok. Bunu 1 yıl öne çekmek mevcut kurultay delegeleriyle yapalım anlamını taşır. Mevcut kurultay delegeleriyle yapmayalım diyen yok ama PM toplantısından, il başkanları toplantısından ve 133 milletvekiliyle yapılan kapalı toplantıdan böyle bir talep çıkmadı. Böyle bir eğilim yok. Arada birkaç arkadaşın çıkıp havız medyasına verdiği beyanatlar var. Grup Başkanı Engin Bey’in söylediği, ‘Ağrımayan dişe kerpeten vurup çekmeye çalışıyorsunuz’ lafına benziyor.

NE OLACAĞI BELLİ DEĞİL
İzmir Milletvekili Ali Yiğit: Hiçbir değerlendirme yapmak istemiyorum. Gerek yok. Bu konuda çok fazla tartışmanın bir anlamı yok. Sonuçta genel başkan kurultay kararı almış. Normal kongremizi yapacağız. Zaten gerekli zamanda kurultaya gitmiş olacağız. Ters düşmenin de bir anlamı yok. Ne olacağı belli değil.

YAPTIĞI KONUŞMA DOĞRU DEĞİL!
Çiğli İlçe Başkanı Zeynel Mertoğlu: Kurultay tartışmaları doğru değil. Bu referandum sürecinde genel başkanın başarısı ortada. Hayır blokundaki lokomotif görevini genel başkanımız yapmıştır ve yüzde 49 oy almıştır. Ama bu süreçte bu konuları konuşacağımız yerler PM ve danışma kurullarıdır. Abuk subuk paylaşımları doğru bulmuyoruz. Deniz Baykal’ın televizyonda yaptığı konuşma Abdullah Gül ya da başka şeyleri gündeme getirmesi doğru değil. Genel Başkan adaylarının bazıları da kendi açılarından kurultayı gündeme getiriyor. Bu kararları parti organları almalı. Partimizi böyle eleştirmeyi ben kabul etmiyorum. Başarılı olmuş bir partinin bu kadar başarısız gösterilmesi doğru değil. Genel başkan tartışması yoktur. Bazı arkadaşların konuyu buraya getirmesini doğru bulmuyoruz. Genel başkanın sonuna kadar arkasındayız.

GEÇMİŞTE PARTİDE GÖREV YAPAN BÜYÜKLERİN BUNA…
Karabağlar İlçe Başkanı Ali İhsan Yıldız: Parti içinde bir genel başkan sorunu yoktur. Bu referandum sonrası hayır blokunda kimse kendisine pay çıkarmamalı. Ben odaklı değil de geniş yapılanma nasıl sağlanır ona bakmak gerekir. Herkesin kendi benliğinden ayrılıp toplumsal muhalefetin bir arada olmasına yardımcı olması gerekir. Geçmişte partide görev yapan büyüklerin de buna önderlik etmesi gerekir. Yoksa bu çıkış var olan durumu meşrulaştırmaya yarar. Ben hatalı bir çıkış olduğunu düşünüyorum. Doğru bulmuyorum. Yüzde 49’luk yapıyı bir arada tutmanın ve genişletilme yollarının aranması gerekir.