Başkan Yetişkin, tsunami sonrası Sığacık'ı anlattı: Sokaklarda balıklar yüzüyordu

EGEDESONSÖZ - Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, SonSöz TV'deydi. Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan, gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Başkan Yetişkin, tsunami sonrası Sığacık'ı anlatırken, o anları tekrar yaşar gibi oldu.

DEPREMİN MERKEZ ÜSSÜ SEFERİHİSAR DEĞİL, SİSAM
"30 Ekim'de yaşadığımız depremin merkez üssünün Seferihisar olduğunu telaffuz edenler var hala... Oysa depremin merkezi, bize değil, Kuşadası'na daha yakın olan Sisam Adası... Merkez üssü Seferihisar olarak söylendiğinde, bizim marka değerimize ve emlak değerlerimize zarar veriliyor. Öyle ki, Seferihisar’da depremde yıkılan bir yer yok. Bir ağır hasarlı, bir orta hasarlı, 26 tane de az hasarlı, toplam 28 binamız var. Her yerde, Seferihisar merkez üssü diye başlıyorlar konuşmaya. Oysa ki,  Sisam... Kuşadası’na daha çok yakın. Bu depremin adının Seferihisar olarak geçmesini istemiyoruz. Depremde bize bir şey olmadı. Çünkü biz önlemimizi almıştık. 99’dan bu yana bu işi çok sıkı tuttuk. Yapı denetimi konusunda iyi binalar ortaya konuldu. Buranın deprem bölgesi olduğu biliniyordu, biz de bu konuda önlemlerimizi almıştık. Seferihisar’ın büyük bir bölümü yeni binalarla doldu, deprem yönetmeliğine uygun kontrollü binalar yaptık. Bunun karşılığını da aldık. Hiçbir sıkıntı yaşamadan bu son depremi atlatmış olduk."

SIĞACIK'A ULAŞTIĞIMDA, TSUMANİNİN GETİRDİĞİ SULAR SOKAKLARDAN ÇEKİLMİŞTİ
"Deprem olduğunda Seferihisar'daydım. Herkes gibi ben de hemen ailemi aradım. Onların iyi olduğunu öğrenince, Kaymakamlık'a gittim. Tsunami bizim aklımıza gelmedi, göçük var mı onu düşündük. Kaymakam beyle kriz masası oluşturalım ve değerlendirme yapalım, derken, Sığacık’la ilgili tsunami haberi geldi. Depremden 20 dakika sonra  tsunami olduğunu öğrendik. Hemen Sığacık’a gittik. Kaleiçi bölgesinden sular çekilmişti, orada, sokaklarda yüzen balıklar kalmıştı. Neyse ki su, gittiğimizde çekilmişti ama manzara korkunçtu. Korku filmi gibiydi. Bazı yerlerde 1, 1.5 metre sular yükselmiş. İşyerleri girilemez hale gelmiş. Elektronik aletlerin hepsi bozulmuş. Teos Marina’dan kopup gelen yelkenliler denize sürüklenmiş ve kaos oluşmuştu. Balıkçı aileleri ailelerinden haber alamadıklarını söylediler. Orada daha büyük bir kaos vardı. Hemen Sahil Güvenlikle ile iletişime geçtik, balıkçılarımızla irtibat kuruldu. İletişim hattının kesilmesinden kaynaklı bir kopukluk olmuş. Telefonla da irtibat kuran aileler rahatladı. Yaşlılar, ufak tefek gelgitler olurdu ama böyle bir şey yaşamadık dediler. Suyun bir anda karaya taşması, çekilirken karayı denize sürüklemesi oluşmuş. İlk şoku atlattıktan sonra kriz masası oluşturup hemen toparlanmaya başladık. Sıcak çorba yemek, çay ihtiyaçlarını giderdik. Büyükşehir’den gelen çadırları kurduk. İhtiyacı olan aileler için çadırlarımızı kurduk. Esas korkumuz pandemiydi. O yüzden sadece ihtiyaç sahipleri yerleştirildi. Ertesi gün daha acı tablo ortaya çıktı. Sular çekilince selin getirdiği felaket ortaya çıktı, birçok insan malının derdine düştü. Deprem anında torunu tarafından kapı önüne çıkarılan yaşlı teyzemiz, tekerlekli sandalyesinden kalkamıyor ve suya kapılıyor. Torunu Allah'tan denize gitmeden cenazesini yakalayabiliyor. Bu teyzemiz dışında bir kaybımız yok. Çevre belediyelerden hemen yardımlar geldi. Balçova belediyesi o gece gıda ve su gönderdi. Seferihisar belediyesi ekipleri ertesi gün sokaklara birim ayırmaksızın çalıştılar. Büyükşehir belediyesi gerekli ekipmanları, basınçlı su araçlarını hemen yollamıştı. İstanbul’dan araçlar geldi. Antalya’dan 1000 kişilik yemek aracı geldi. Üretici pazarımız sonraki haftaya hemen açılabildi. Kısa süre içinde her şey halloldu. Bir hafta gibi kısa süre içinde tüm temizlik işleri dahi bitti. Teos Hiddenbay grubu bir milyon liralık bağış yaptı, yaraları sarmaya devam edeceğiz. Devletin bir yardımı oldu, zor durumda kalan arkadaşlarımız için. Şu anda yaşam tamamen eski düzenine döndü. Herkes kendi hayatında... "

45 BİN NÜFUSA GÖRE PARA GELİYOR, 150 BİN KİŞİYE HİZMET VERİYORUZ
"Her belediyenin olduğu gibi Seferihisar Belediyesi'nin de borcu var. Ekonomik durumumuz iyi değil. İşçimizin memurumuzun maaşını ödemekte zorluklar çekiyoruz hatta birkaç ay geriden geliyoruz. 10 gün önce yüklü bir ödeme yaptık. 44 bin 600 kış nüfusumuz var. İller bankasından gelen pay pandeminden dolayı yetmiyor. Çünkü şu an, yaz bittiği nalde, 100- 150 bin civarı nüfusumuz var. Yazlıkçı vatandaşlarımız pandemiden dolayı dönmedi. Bazıları kışlık evlerine gittikleri halde, deprem sonrası ve pandeminin tırmanması sonucu geri döndü. Şu anda nüfus 150 bin civarında insanımıza hizmet veriyoruz. En basit örneği temizlik araç sayısı, 5 kamyon, 6 kamyondu. Fakat şu günlerde, yani kış günlerine rağmen, yazın çalıştırdığımız kamyon sayısını çalıştırmak zorunda kalıyoruz. 2 vardiyada tamamladığımız temizliği, 3 vardiyaya çıkardık. Sabit kira gelirlerimiz var. Emlak vergisi gelirlerimiz var ama yetmiyor. Çarkın çevrilmesi mümkün değil. Bu şekilde sürdürülebilmesi imkansız. Yıllık geliriniz her geçen gün düşüyor. Sabit kira gelirleri belli, toplanacak olan vergiler var. Bir de gelirse, imar geliri oluyor, bunun haricinde gelirimiz yok. İşçi fazlalığından bahsediliyor. 45 bin nüfusa göre işçimiz fazla olabilir ama yaz aylarında, hatta şu andaki nüfusa bu personel sayısı yetmiyor. Takviye bile alıyoruz. Büyükşehir'le de konuştuk, bir kısım işçilerimizi Büyükşehir’e geçirmeye çalışıyoruz. Yapabilirsek eğer o zaman kendi ayaklarımız üstünde duracağız. Bunu çözdük mü, hallolacak her şey. Bütün yazlık belediyelerin sorunu bu, parasızlık..."

SIKINTILARA RAĞMEN YATIRIMLARIMIZ DEVAM EDİYOR
"Seferihisar’da yaşayan vatandaşların da ekonomisine katkı koyacak çalışmalarımız var. Var olan meyve kurutma tesisimiz yeterli değil, yenisini kurmaya çalışıyoruz. Günlük 100 kilogram kurutma yapıyor şu andaki tesis... Günde 2 4 ton mandalina işleyebilen bir tesis yapmak istiyoruz. Sadece mandalinayla kalmayacak bu, domates de kurutulabilecek. Bu tesis, mandalina piyasasının alt tabanını da belirlemiş olacak. Yıllık 600- 700 ton mandalina işleme şansımız olacak bu tesisle... Tunç başkan döneminde mandalina, uyumaktan kurtarıldı. Satılık mandalina fabrikasını Tunç başkan satın aldı, sonra sembolik bir bedel karşılığı kiralık verdi. Biz de bu tesisi kurarsak ben inanıyorum ki, bu üç firmayla beraber mandalina piyasasını belirleme şansımız olacak. Hayata geçirebilirsek güzel sonuçları olacak."

SEFERİHİSAR KORONA BAKIMINDAN ESKİSİ GİBİ GÜVENLİ DEĞİL
"Koronavirüs salgını, her tarafta büyüyor. Seferihisar’da da durum eskisi gibi değil. Başladığımız sürece göre, üç katına çıkmış durumda vaka sayıları. Seferihisar da artık güvenli değil, çok büyük tedbirler almamız gerekiyor. Kurallara uyuyorduk ama artık daha büyük bir ciddiyet gerekiyor. İnsanlar kendine ait yerlerde, tek katlı dubleks evlerde yaşamak istiyor fakat her gelen, sorunla geliyor. Altyapıyla, sağlıkla ilgili. Elimizden gelen her şeyi yapıyoruz ama Seferihisar’da artış çok büyük. Depremden dolayı insanlar sokağa çıktı. Depremden sonra çok büyük bir artış oldu. İmece usulü yardımlaşmalar, gelip gitmeler, geçmiş olsun ziyaretleri, vakaları arttırdı. İlk defa Türkiye’de tsunami yaşandı, diye gelip oraları görmek isteyenler oldu. Biz elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Her yerde ilaçlamalarımız devam ediyor. Yakında Seferihisar’ın mahallelerini baştan sona ilaçlamaya başlayacağız. Belediyede yarı zamanlı çalışma sistemine geçtik. Dışarıda çalışan ekipleri gruplara ayırdık, bunlar kendi içerisinde çalışıyor. Birbirlerine karışmıyorlar. İş gücünü kaybetmek istemiyoruz. Evde çalışabilecek olan arkadaşlarımız evden çalışıyor. Aldığımız tedbirlerle belediyeyi devam ettirmeye çalışıyoruz."

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in, 10 yıl Seferihisar'da belediye başkanlığını yaptığını hatırlatan İsmail Yetişkin, "Bir araya geldiğinizde Soyer'den ne istediniz?" sorusuna, "Birçok şey istedik. Sağolsun yapmaya da başladı, Kocaçay projesi üzerinde çalışıyoruz. Karakayalar Pazaryeri projesini istedik, ona da başladık. Başkanımıza teşekkür ediyorum" dedi.

SEFERİHİSAR HALKI, O ÖĞRENCİLERİ BAĞRINA BASMIŞTI
Başkan Yetişkin, Dokuz Eylül Üniversitesi'ne bağlı  Fevziye Hepkon Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu'nun Tınaztepe Kampüsüne taşınması, Spor Enstitüsünün kalması yönündeki kararla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

"Orayı genişletiyorlar şimdi, enstitü yapıp öğrenci sayısı aynı kalacak şekilde spor bilimini buraya toplayacaklar. Seferihisar için gastronomi kalsaydı, daha iyiydi. Seferihisar turizm bölgesi, turizmle çarkını çeviren bölge. Gastronomi öğrencilerinden çok büyük fayda sağlıyorduk, öğrenciler iş bulma şansı yakalıyordu. Aynı zamanda da öğrenciler halkla özdeşleşmiş durumdaydı. Halka da ekonomi oluşturmuştu. Şimdi spor bilimlerinin gelmesi, aynı öğrenci sayısıyla olacak ama umarım bir değişiklik olmaz, faaliyetlerimize üniversiteyle beraber devam ederiz."

CİTTASLOW MARKASI, İLÇEMİZE OLAN İLGİLİ ARTIRDI
"Cittaslow markasıyla beraber Seferihisar'da yaşamak isteyenlerin sayısı arttı. Coğrafi olarak da konumumuz çok iyi. Havaalanına, İzmir'in merkezine yakın. Toplu ulaşımla 45 dakikada şehrin merkezindesiniz. Pandemi de insanların geniş alanda yaşama isteğini artırdı. Pandemi, Seferihisar’ın tercih edilmesini sağlıyor ama Seferihisar kendine marka yarattı, sakin şehir olarak. Seferihisar’da tamamen yaşamak için gelen bir kitle var. Yazın nüfus 200 binleri buluyor, ona göre tedbirleri alıp, hizmet vereceğiz. Seferihisar, her zaman gelişime açık, hızlı bir büyüme kat etti. 10- 12 nüfusumuz vardı, 12 yıl önce. Bugün kış nüfusumuz 44 bin 600... Çok katlı binalarımız bile 5 katı geçmiyor, yapılaşmaya imar izni vermiyoruz. Seferihisar’da yaşamak isteyenler, kültürüyle, sanatıyla benimseyenler, buraya huzur bulmaya geliyorlar. Seferihisar her şeyiyle, arayacağınız tüm özelliklere sahip bir ilçe."

ŞU TRAFİK SORUNUNU BİR ÇÖZSEK, ÇOK RAHATLAYACAĞIM
"Seferihisar'ın en önemli sorunlarından biri, trafik sorunu. Göreve geldiğimizde, pazaryerinin arkasındaki yerimize açık bir otopark yaptık. Seferihisar'a tek giriş ve tek çıkışı var. Artık kaldırmaz duruma geldi. Şu an kış olduğu için daha iyi ama halk pazarı olduğu gün, merkezden çarşıya varış, 20 -  25 dakikaya varıyor. Bunun için de çevreyolu dediğimiz yol güzergahı belirledik. Jandarma karakolunun yanından başlıyor, açık otoparkımıza bağlanacak bu yol. Çarşı içindeki otopark sorunu çözülmüş olacak. Kendi esnafımızın arabasını kapısının önüne bırakmak gibi alışkanlığı var. Sabah bırakıp akşam alıyor; sonra da trafik arttı, diyor. Kardeşim, arabanı oraya koyma, insanlar gelsin, arabalarını koysunlar, senden alışveriş yapsın, sonra arabasına binip gitsin. Sirkülasyon olsun. Birincisi çevreyolu için tüm çalışmalarımızı yaptık, planların onaylanmasını bekliyoruz. Pazaryerini biraz şehrin dışına alıp, Kocaçay mevkiine yerleştireceğiz. Şu trafik sorununu bir çözsek, çok rahatlayacağım. Şu andaki pazaryerini otoparka çevirip sorunu çözeceğiz. Seferihisar'da insanlar benden en çok, iş istiyor. Maalesef bu sorunun üstesinden gelmemiz mümkün değil."

ORHANLI KÖYÜNDE VATANDAŞLARIMIZIN YANINDAYIZ
"Milletvekilimiz Mahir Polat'ın üzerinde durduğu, Orhanlı köyümüz var. Orada jeotermal tesis kurmak isteyen firma, ÇED raporu falan almamış. Çünkü sondaj kuyuları açmış sadece. Arama kuyuları... Arama kuyularına ÇED raporu gerekli değildir, diye bize bir yazı gönderdiler. Gidip baktığımda orada bir şantiye kurulmuş, köylünün arazisinden geçiyorlarmış. Şantiye kurdukları yere beton atılmış, zeytin ağaçlarını kesmişler. Biz de tutanak tutturduk orayla ilgili. Vatandaş onların yolunu kesince, firma da ormanın içinden yol açmış alelacele. Köylüler, 1000 tane fidan dikmiş oraya. Firma, bir sürü konteyner koymuş. Vatandaşın arazisine koymuşlar bir de. Çevre avukatımızla paylaştık bu bilgileri, doğa  derneğiyle de. Birlikte dava açıyoruz. Bu işin sonuna kadar peşindeyiz. Davanın sonucu ne olursa olsun, her daim, vatandaşlarımızın yanında yerimizi alacağız."