Başkan Pekdaş: Davul bendeyse tokmağı kimseye vermem!

EGEDESONSÖZ- Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Sonsöz TV’de yayınlanan ‘Günaydın Ege’ programına konuk oldu ve Gazeteci Fatih Yapar ile Aslı Eren’in sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Başkan Pekdaş kadınların siyasetteki rolü üzerinden birbirinden önemli mesajlar verdi.

Pekdaş 2014 yerel seçimleri sürecinde adaylığının açıklanmasıyla birlikte kendisine yönelik bir algı operasyonu yapıldığını söyledi. Başkanlığı dönemine de değinen Pekdaş, sürdürdüğü grafiğin birçok kişiyi rahatsız ettiğini ve bu sebepten dolayı hedef haline getirilmeye çalışıldığını vurguladı.KADINLAR OLURSA SİYASETİ AKŞAMLARI İÇKİ MASALARINDA KONUŞMUYORSUNUZ
Pekdaş, “Siyasette kadınlara karşı bir ön yargı var. ‘Kadın başkan seçeceksiniz ne farklı olacak? Kadın başkan olunca ne yapacak? Kadınlar nereden çıktı?’ diyorlar. Madem farklı bir şey olmayacak kadınları başkan seçin. Hiç olmazsa görüntü değişir. Kadınlar olursa siyaseti akşamları içki masalarında konuşmuyorsunuz. Ülkeyi rakı maslarında kurtarmıyorsunuz. Kadınlar evlere girip çıkıyor. Bütçeler evin bütçesi gibi yapılıyor” dedi.
BU ÜLKENİN CESUR OLANLARI, PAZARLIK YAPMAYANLARI KADINLARIDIR
“Erkek egemen bir siyaset dünyasında kadın başkanlığı hakkıyla yaptığıma inanıyorum” diyerek sözlerini sürdüren Pekdaş, “Bu yüzden çok hedef oldum. Saldırıları kırdım. Cesaretle bu görevi yaptım. Kadınlardaki cesaret duygusu insanların zoruna gidiyor. Oysa bu ülkenin cesur olanları, pazarlık yapmayanları kadınlarıdır. Ben pazarlığa gelmem. Yaptığım yanlış varsa bedeli varsa öderim. Ama kapalı kapılar ardında iş yapmam. Benim kendime insan olarak saygım var. Ama bu anlayış siyasette pek makbul bir anlayış değil. Siyasette kimin elinin kimin cebinde belli olmadığı, enseye tokat anlayışlar isteniyor. Türkiye bu anlayışla hiçbir yere gitmez. Toslar! Bunun adı demokrasi, cumhuriyet olmaz” açıklamasında bulundu.

HAMASET DEĞİŞ İŞ YAPMAK ZORUNDAYIZ!
2014 yerel seçimleri sürecine değinen Pekdaş, “Seçime girerken de çok haksız bir şekilde yalan üzerinden propaganda yaptılar ve Atatürk düşmanı olarak hedef gösterdiler. Ben bir kadınım. Baro başkanı oldum. Ben nereden geldiğimi biliyorum. Aynı masada birleşelim cumhuriyeti beraber tartışalım. Biz bugün cumhuriyetin kurulma idealini kaybettik. Sadece hamaset yapıyorlar. Hamaset değil iş yapmak zorundayız. Mecliste, belediyede çalışırken hiçbir suistimale izin vermedim. Hayır dedim. Odadan kovdum. Konak Belediyesi’yle ilgili olarak suistimal var diyemez. Böyle bir iddia ileri süremez. Bunu söyleyemeyenler başka şekilde üstüme geliyor. Benim belediye başkanlığı tarzımın görünür olmasını istemiyorlar” dedi.

‘MANİSALI GENÇLER DAVASI’ SUÇLAMASI İÇİN DETAYLI AÇIKLAMA!
Pekdaş avukatlığı döneminde aktif görev aldığı ve kamuoyunda ‘Manisalı Gençler Davası’ olarak bilinen davayı örnek gösteren CHP İzmir eski Milletvekili Sabir Ergül’ün kendisini suçlamasıyla ilgili konuştu.  Pekdaş, “Bunu yapan Sabri Ergül’dür. İsim vererek konuşuyorum. Seçim öncesinde beni destekledi. 2015 seçimi olduktan sonra geldi belediyeye. Milletvekili seçilmemesinin sorumlusunun ben olduğumu söyledi. ‘Belediyede bu kadar parti üyesi var.  Emir verseydin ben milletvekiliydim. Şimdi kaçtı artık, bundan sonra olamam’ dedi ve yerlerde tepindi. ‘Sabri Bey benim böyle bir yetkim yok’ dedim. İlçe örgütümle olan sıkıntılarımı biliyorsunuz, ona bile karışmıyorum dedim. İşte siyaseti bu şekilde yapıyorlar. Benim emir vermek parmak sallamak gibi durumum olmadı. Ben çalışanımın kararlarına saygılıyım. Belediyede onlardan iş isterim, onların görevleri var ama sandıkta kimi desteklerlerse desteklerler. Sabri Bey bu Manisalı Gençler Davasını 2016’da şikayet haline getirdi. Tebligatlar geç olmuş, o kesik, bu eksik diyor. Paralar geç verilmiş. Orada da yalan söylüyor. Tazminat davasının zaman aşımına uğramamsı için 5 yıl arada yaşanması gereken bir şeydi. Tamamen benim aklımın ürünüydü. Ne polisler ceza almıştı ne çocuklar berat etmişti. Ondan sonra karar çıktı. Yanlış kararı ben tespit ettim ve bozuldu. Manevi tazminat olan ilk davadır. Sanki o karar Danıştay’da kendi kendine bozuluş gibi anlatıyorlar. Hem davayı ben kurdum hem de bozulmasını sağladım. Uzun sürdü, evet. Polislerin ceza alması, çocukların beraat etmesi uzun sürdü. Paralara yönelik de suçlama yok. Davanın uzun sürmesi yönünde görev ihmal deniyor. Savcılığa kasıtlı bir şekilde ifade vermedim. CHP’li başkan politik gücüne dayanıyor gibi bir imaj yaratmak istemedim. Oradaki kızlardan Sema sonra avukat oldu. Şimdi beni, o savunuyor. Ban ifade vermedim diye kızdı. Kötü bir şey olsa, beni savunur muydu? Herkesi o duruşmaya götürdüm. Herkes neyin ne olduğunu görmüştü. Bir karar veriliyor arkasından bambaşka bir şey yazılıyor. Ben duruşmada herkesin huzurunda ifade verdim. Herkesin iddiayı ve savunmayı duymasını istedim. Sabri Bey Yeni Asır’a yazdırtıyor. Mahkeme bütün taleplerini reddetti. Tarafsız değil diye mahkeme heyetini reddettiler. Sabri Bey, ‘Seni ben belediye başkanı yaptım. Şimdi de senin belediye başkanlığının devamına ben engel olacağım. Belediye başkanı olamayacaksın’ açıklamasını yaptı.

BENİ BAŞKAN YAPACAK GÜCÜ VARSA KENDİNİ VEKİL YAPSAYDI!
‘Sizi Sabri Ergül mü başkan yaptı?’ şeklinde gelen soruyu yanıtlayan Pekdaş, “Bilemiyorum.  Takdir hemşerilerimin! Beni belediye başkanlığı yapacak gücü varsa o zaman kendini milletvekili yapsaydı!” dedi.

SİYASET MADİK ATMAK DEĞİLDİR!
Ergül’e eleştirilerini sürdüren Pekdaş, “Bir iş yapıyor hiçbir şey imzalamıyor. Açık açık yapsana! Tetikçilik yaptırıyorsun. Açık açık iş yapamayan adamdan siyasetçi olmaz. Siyaset siyaset arenasında cesurca yapılır. Siyaset madik atmak, başka alanlarda bel altına vurmak değildir. Allah insanı iyi yaşlandırsın. Hayırlı yaşlar versin. Yaşlandıkça akıl sağlığı yerinde olsun. Bu kadar hırs insana da topluma da zarar! Herkes her şey olmak durumunda değildir. Milletvekilliğini yapmıştır bir dönem, iyi bir görevdir. Bunu yıllarca siyasetle uğraşıp hiç yapamayanlar var. Bu adam, ‘ben 387 kere CHP’ye dava açtım’ diye övünüyor. CHP ile uğraştığı kadar bu ülkenin demokratikleşmesi için uğraşmadı. En son uğraşılacak konudur CHP” şeklinde konuştu.

DAVUL BENİM BOYNUMDAYSA TOKMAĞI KİMSEYE VERMEM
Başkanlıkta yürüttüğü yol haritası için açıklama yapan Pekdaş, “Davul benim boynumdaysa tokmağı kimseye vermem. Davul bendeyse tokmak da bende olur. Yanlış varsa bedelini öderim. Bütün dert tokmak derdi! Alınca kendi usulleriyle çalacaklar. Ben o tokmağın nasıl çalınması gerektiğini biliyorum. Benim 5 yıllık başkanlığımı konuşsunlar. Çok muhatap olmuyorum. Yapacak çok iş var” dedi.  

YALAN SÖYLÜYORLAR!
Hakkında algı yönetimi yürütüldüğünü ifade eden Pekdaş, yıpratılmaya çalışıldığını söylerken baro başkanlığı sürecinde konuşmalarının çarpıtıldığını vurguladı. Pekdaş, “Ben baro başkanı olacağım Atatürk’ün fotoğrafını, Türk bayrağını yere atacağım, üstünde tepineceğim, hiçbir avukat ses çıkarmayacak! İzmir gibi bir yerde! Bu mümkün mü? Yalan söylüyorlar. Ben o konuşmamda, ‘Bizim cübbelerimizde düğme yoktur’ dedim. Türban meselesiyle ilgili bir durum vardı. Avukatlar duruşmaya türbansız çıkar. Yönetmeliğe iptal davası açıldı. Danıştay kimliklerinde türbanlı fotoğraf çekileceğine karar verdi. Bu nedir diye soru soruldu. Bir gazetede tam bir sayfa mülakat var. Ara başlık olarak, ‘Ne Atatürk ne bayrak’ lafını alıp bunun üzerinde tepiniyorlar. Orada uzun konuşuyorum. Danıştay’ın bu kararından sonra durum ne olur deniyor? ‘Kimlik fotoğrafında türban olması bir tartışma sonucudur. Belki kendisinde danışmanlık ofisinde çalışıyordur. Türban olabilir ama duruşmaya çıkamaz. Cübbede düğme yoktur. Kimsenin önünde eğilmeyiz, akçeli bir şey talep edilmez. Türban da takılmaz, Atatürk rozeti de takılmaz, bayrak da takılmaz. Cübbenin kendi renkleri vardır. Hukuk evrenseldir’ gibi laflar söylüyorum. Cübbeyi anlatıyorum. Buradan hareketle siyaseti ucuzlatan davranışlar sergiliyor. Karşı taraf çok aksi görüşte olabilir. Türbandan dolayı hakim kıyak geçti der, Atatürk düşmanıydı, haksız karar verildi derler. Hukuk salonunda sadece adalet vardır. Verdiği karar çok doğru olsa bile Atatürk rozetini gördü aksi karar verdi, türbanlıydı ona göre karar verdi gibi ufacık zedeleyici konuşmalar yapılmasının önüne geçilmesi içindir o kural. Ben sadece adalet için görev yaparım mesajı da veriliyor o kıyafetlerle. Ben milli kurtuluş mücadelesini ve cumhuriyet tarihini o nutuk atanlardan daha fazla biliyorum. İzmir çukurunda her şeyiyle açık ve şeffaf olarak yaşayan biriyim. O sözümün hala arkasındayım. Bugün ülkede yargı ne hale geldi? Biz yargının bağımsızlığını savunmadığımız için düğmesini ilikleyen Yargıtay başkanları var. Milletin karnı yalana, ucuz siyasete tok. İtibar etmedikleri 2014 seçimlerinde görüldü. Asıl karınlarının ağrıdığı yer ise benim yaptığım belediyecilik çalışmaları. Bunun usul olmasını istemiyorlar” diye konuştu.OYUMUZ YÜZDE 60’A DAYANIR
Aday gösterildiği takdirde hedeflediği oy oranını açıklayan Pekdaş ayrıca ilçedeki muhalefet üzerinden konuşurken, “2014’te yüzde 47-48 oranında seçilmiştim. 2019’da yüzde 10 artar ve yüzde 60’a dayanır. Muhalefetin ne dediği belli değil. Ne yaptığı belli değil. Konak’ı tanımamış bir muhalefet var. Konak’ın ticaret merkezi olması sebebiyle iş yerleri nüfusunun arttığını düşünemiyor. Sadece kentte uyuyanlar üzerinden planlama yapılacak sanıyorlar. Kente gelenler, okul için gelenler, ticaret için gelenler var. Bunları düşünmüyorlar. Şaşı bir bakışları var. Her taraf varoş diyorlar. 3 bin üzerinde tescilli yapı var. Bütün bunlara varoş muamelesi yapan bir muhalefetimiz var. Bunların hepsi birer değer. Bunların bile farkında değiller. İşimiz sadece park ve yol yapmak değil. Hemşerilik bilincini diri tutmak, bu şehrin sokaklarında özgürce gezen kadınlar yaratmak bizim hedefimiz” açıklamasında bulundu.

BU ŞEHİR FETHEDİLMEZ, ALINMAZ!
AK Parti’nin İzmir’deki durumuna değinen Pekdaş, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci özelinde konuştu. Pekdaş, “2014’ten de kötü durumlardalar. Zeybekci birçok gafla geldi. İzmir’e şaşı baktığını gösterdi. İzmir’i fethedilmesi gereken, alınması gereken yer olarak görüyorlar. ‘İzmir’i de alacağız’ lafları… İzmir alınmaz. İzmir’de beraber yöneticilik yapılır. Bakış şaşı! Bu kenti içselleştirmeyen, katman katman tarihi, havasındaki özgürlüğü anlaşmamış kafanın konuşmaları bunlar. Bu şehir fethedilmez, alınmaz. Bu kent kadın özgürlüğüne, aklına sahiptir. Kadın bir şehirdir. Mahallenin en güzel, alınması gereken kızı değildir. Bu kentin, kadınlarının isteyip istememesi önemlidir. Bu dile teslim olmaz bu kent! Taşıma suyla değirmen dönmez. İzmirli demek rakı içmek değildir. Özgürlüğü niye buna indirgiyorlar. İzmirli ben kimsenin çantada kekliği değilim diyor. Bu çok sığ bir bakış açısıdır” ifadelerini kullandı.

BİNALİ YILDIRIM’IN ALDIĞI OYU ALAMAZ!
Pekdaş 2019 yerel seçimleri ve Zeybekci için tahmin yaparken, “Binali Bey’in aldığı oya ulaşamaz. O kadar çok gafla başladı ki! Binali Bey daha akıllı ve iyi, doğru ilişkiler kurarak bu işi yürütmüştü. Nihat Zeybekci nasıl bir özgüvendir bilmiyorum!” dedi.