Başkan Engin'den ‘Torbalı seçimi’ yorumu: Ruhlarını satmışlar!

EGEDESONSÖZ - Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, SonSöz TV'ye konuk oldu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Başkan Engin, gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

BUNLAR MECZUP!
Belediye Başkanı Ali Engin, Menemen ve Torbalı'daki seçimlere de değindi. CHP'de yaşanan fireler hakkında konuşan Engin, "Dikili’ye yeni başkan seçmek zorunda kalmıştık, İl başkanlığım döneminde. Orada da o dönemin koşullarında Yusuf Hocamızı aday yaparak seçtik, bir sorun çıkmadı. CHP’yi yansıtan, CHP’lileri yansıtan bir şey değil Menemen ve Torbalı'da yaşananlar. Koalisyon ve ittifak dönemini yansıtan olaylardır. İkili bir sistem var. Homojen yapılar, eskiye göre daha az ve dönemin ruhu olarak görmek lazım. İl başkanına, parti yöneticilerine yüklememek lazım bunu. Münferit olaylar bunlar. 17 kişi kapı gibi duruyor, 1-2 kişi çıkıyor. Menderes’te iki yıldır destan yazılıyor, her yere yetişmeye çalışılıyor. Çabayı, emeği gölgelemesin, bu söylenenler. Medya a partililerimiz de yapıyor bu yanlışı. Partide disiplin olmalı ve münferit şeyler ayıklanıp atılmalı. Bizden öncekileri hepimizin örnek alması lazım. Emek verip, kapı kapı gezenleri bilmemiz lazım. Bunlar meczup, CHP’nin kurumsal kimliğini, ruhunu satmış insanlar. Ruhunu sattığı kesin, oyunu sattı mı bilmiyorum. AK Parti'ye yöneltilen eleştirileri de haklı buluyorum. Milli iradenin seçtiği bir başkan var. Aday çıkarsa bile özgür… CHP’den seçilmiş meclis üyesi, şimdiye kadar geçmemiş de neden sandıkta AK Parti’ye oy versin? Onun tabii ki zafiyeti o; oy verenin... Siyaset bir fırsat işi değil, erdem, idealler üzerinde yürümeli. Bunu bir şirkete, at yarışına, bir pişpirik oyununa çeviremeyiz. Siyaset zedelenir böyle olursa. Fotoğraf işinin doğru olduğuna inanmıyorum, sistematik bir şey olduğunu sanmıyorum. AK Parti aday çıkarmasa bu tür kuşkular olur mu? Ahmet Piriştina zamanı neden böyle şeyler olmadı. Fırsatçılık ve siyaset beraber değerlendirilecek şeyler değil."

ÖNSEÇİMLE ALAKASI YOK BUNUN
"Belediyelerimizle olan ufak münferit konuları CHP’ye, CHP’li belediyelere yüklemememiz gerekiyor. Belediyenin kurumsal kapasitesini zedelememek lazım. Tunç Soyer’le ilgili de ailesini hedef alan şeyler olmamalı. 18 meclis üyemiz var, 10’u aday. Bu nasıl uzlaşma kültürü? Oturup bir konuşun, sonra adaylığınızı açıklayın. Bundan sonra yapılmasın bunlar. Bu vatandaşın, partinin sorunu değil. Adayların sorunu. Meclis üyeliğinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı Menemen ve Torbalı seçimlerinde. Ben diyeni, tehdit, şantaj yapanı seçmemek lazım. Önseçimle de alakası yok bunun. 2014’te önseçimde çok kötü çıktı. Belediye Başkanı’na daha çok yetki verilmeli. Kontenjanı daha çok olmalı. Orada bir çoğunluk sağlasın. Belediye başkanlarına belli sayıda kontenjan verilmeli. Risk alıyor, vaatler veriyor. Meclis üyesi kendi hesabını yapar da şehrin çıkarını düşünmezse ne olacak? Böyle olmaması lazım."

BEŞ YILDA BEŞ KREŞ AÇACAĞIZ DEDİK, İKİ YILDA ÜÇ KREŞ AÇTIK
Bu dönemde belediyelerde ideolojik çatışmadan önce hizmet üretmenin daha çok öne çıktığını belirten Başkan Engin, "Belediyeler pandemi koşullarında kurumsal kapasite olarak sahada oldular. 2 yılı dolu dolu geçirdik. 2011’den sonra, o zamanın koşullarında SHP yerel yönetim sendromu vardı. Bu dönem hepimizde belediyecilik ideolojik çatışma aygıtı değil de daha çok hizmet üretme aygıtlarına dönüştü. Daha çok kapsayıcı, daha çok vicdan… Bunu başta Büyükşehir belediyeleri yaptı. Şehre vizyon katma, ekonomisini düşünme gerçekleşti. Belediyelerin koyduğu hedefler, geleceğe ilişkin. Çünkü artık çoğunlukla şehirler ve ilçeler rekabet ediyor. Herkes şehrini tanıtmak zorunda oluyor. CHP’li belediyeler bunun farkında. 5 yıllık değil, artık daha uzak geleceği de planlayarak çalışıyoruz. Biz CHP’li belediyeler olarak da birbirimizle rekabet etmek durumundayız. Partinin koyduğu hedefler de var; kimse yatağa aç girmesin, kreşler açılsın, gibi. 5 yılda 5 kreş hedefi koymuştuk 2 yılda 3’ünü açtık. Örnek de teşkil edecek bu, devletin yükünü de almış olacağız" dedi.

BELEDİYECİLİKTE YENİ BİR MODELİ UYGULUYORUZ
Pandemi ve deprem sürecinde belediyelerin, sosyal belediyecilik anlamında çok önemli işler yaptığına vurgu yapan Başkan Ali Engin, şunları söyledi:

"Belediyeler kesinlikle başarılı oldu. İzmir depreminden önce Elazığ depremi olmuştu, çalışmaları 1 yıl sürdü. İzmir’de tamamı depremzedelerin 2 ay içinde sıcak yuvalarına kavuşturuldu. İstanbul’da sosyal yardımların 2-3 kat arttırıldığı söyleniyor. Pandemi var, ekonomide eksi küçülme oldu. Ekonominin yüzde 40 İstanbul’da siz bu insanları açta açıkta bırakamazsınız. Semt merkezleri, kadın dayanışma merkezleri, kreşler yapacaksınız ve ayakta kalacaksınız. Herkesin durumu iyi olsa belediye bu kadar sosyal yardım yapma durumunda kalmaz. İzmir’de tarıma verilen destek milyonlarca lira. Hem üretimi yapmak zorundasınız, çiftçinin evine ekmek götürmesi, bizim de gıdaya ulaşmamız lazım. Birçok Avrupa ülkesi pandeminin başında gıdaya ulaşamadı. Biz Büyükşehir belediyesi vesilesiyle, Başka Bir Tarım Mümkün politikasıyla, yeni yöntemler geliştirdik. Aziz Kocaoğlu döneminden beri bu model büyüyerek devam ediyor. Belediyecilikte yeni bir model uyguluyoruz biz."

ÇİFTÇİNİN OKULU OLMAZ, ÇİFTÇİLİĞİ BABASINDAN ÖĞRENMELİ
İzmir'deki tarım faaliyetlerini değerlendiren Başkan Engin, "Gelişmiş batı ülkelerinde nüfusun büyük bir bölümünün metropole gitmesi normal. Ama sorun şu; köyde kalanlar üretime devam edecek mi? Bizim her ile üniversite açmak yerine, üretim potansiyeline göre meslek liseleri açmamız lazım. Köylünün en büyük sorunu, emeklilik sorunu. Tarım sigortası desen, hasara veriliyor. Devletin primini verdiği bir sigorta ama bunun ötesine geçmemiz lazım. Devletin, 20 yaşındaki gence sigortanın çoğunu ben ödeyeceğim, sen baba mesleğini devam ettir, demesi lazım. Çiftçiliğin okulu olmaz, kalıp babadan öğrenmesi lazım" diye konuştu.

ÇOCUKLARIMIZI MESLEĞE ÖZENDİRMEMİZ LAZIM
Tarımı, turizmin önüne hedefler konulup geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Engin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Belediyelere, İller bankasından başka gelen hiçbir pay yok. Şu anda insanlar dışarı çıkmıyor, sokağa çıkacak sokaklarımız da az. Devletin belediyeye, sokakların yenilenmesine de destek olması gerekiyor; heykeller, plajlar, aydınlatmalar olmalı. Bu sefer kişi başı turist harcaması 500 euro değil, 1000 euro olacak. Biz eğer cari açığı turizmle dengelersek döviz artmaz, kırılganlık azalır. Kırılgan bir ülke olmayız. Global sistemde ülkeler güçlü yönlerine destek olmalı. İşsizlik bir meslek haline geldi, bir insan 20 yıl destek alır mı? Sosyal yardım geçici olmalı ve insanlar meslek sahibi yapılmalı. Ben üniversite kursunu kapattım, çünkü gerek yok. Kimse de şikayet etmedi. Çünkü yanlış sistem. Biz mesleğe özendirmeliyiz. Ekonomiyi böyle canlandıracağız. Okulda insanlar üretim yapıp liseyi bitirdiğinde ne meslek yapacağını bilecek. Her kasabada üniversite kuruldu. Binlerce cv geliyor bana. Eğitim sistemi değişirse, işsizlik önlenebilir. Üniversiteye değil, meslek lisesine yatırım yapılmalı, yurt yapılmalı. Üniversite diploması vermek marifet değil. 2030’dan sonra nüfusumuzun yaşlanacağı söyleniyor, ya bu nüfusu geliştireceğiz ya da yaşlanan nüfusla gırtlağa kadar borca batmış bir geleceği yaşayacağız. Her ilde birçok çeşit fakülteye gerek var mı? Bu kaynaklar neden heba ediliyor? Mühendis, öğretmen kuryelik yapıyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Dershaneyi kapattım, üniversite yanlış. Büyükşehirlerde üniversite kurmamız lazım sadece. Geleceğimizi karartıyoruz, yanlışlardan dönmemiz lazım. Biz bunu yapabiliriz. Her sorunun bir çözümü var ve çok kolay."

PROJELER İÇİN YÜZDE 95 MEMNUNİYET VAR
Narlıdere'de vatandaşın belediyeden, belediye başkanından memnuniyet oranlarını paylaşan Başkan Ali Engin, "45 gün içerisinde çöp sorunu kalmayacak dedim, çözdüm. Parklar bakımsız dendi, bir ay içinde çözüyorum, dedim ve çözdüm. 31 Mart’ta seçildim, 25 Nisan’da parklar çiçeklerle doldu, tertemiz. Türkiye için hayal ettiğim şeyleri Narlıdere’de yapıyorum. Devlet belediyeleri desteklese,  5 yılda 500 belediye turizm belediyesi oldu. Vatandaşa şu anda anket yapıyoruz, projelerimiz hakkındaki görüşlerini soruyoruz; Ali Engin’i seviyor musunuz, diye değil. Projeler hakkında 95 civarında memnuniyet var. Günün sonunda vatandaş, iyi ki CHP’ye oy vermişim diyor, projelerden memnun. CHP vaatlerini yerine getirdi, denecek seçimde. Biz bütüncül bakıyoruz, herkesi potansiyel yurttaş ve seçmen olarak görüyoruz. Bölünürsek, kavga edersek, başka konuları tartışırsak buranın fakirleşeceğini görüyoruz. Bunun farkındayız. Keşke oy verseydim, diyen esnafımız var. Ben iktidar partinin mensubuyum kafam karıştı, artık ben de size oy verebilirim dedi. Vatandaşımız ideolojik bağnazlık yapmıyor. Kendi oy gücüyle hükümetleri yıkabiliyor. Bizim vatandaşa güvenmemiz lazım" değerlendirmelerinde bulundu.

YAZ AYLARINA KADAR İMAR PLANI HAZIRLAYACAĞIZ
Kentsel dönüşüme de değinen  Başkan Ali Engin, konuyla ilgili görüşlerini paylaştı: "Kentsel dönüşüm 2013’te ilan edilmiş. Bizden önceki dönemde çabalar olmuş, hükümetle işbirliği yaptığımız bir proje bu. Bu işbirliğinden de çok memnunuz. Amacımız rant kazanımı olmadan tamamıyla mağduriyeti geride bırakmak. Kader olmamalı orası, bizim sorumluluğumuzda. Yaz aylarına kadar imar planı hazırlayacağız. Sırasıyla her şeyi açık saydam öngörülebilir bir plan yapıyoruz. Yeşil alanıyla, altyapısıyla… Altyapısı da çok masraflı, eğimli bir arazi. Sosyal donatı alanları geniş olacak. 1250 kişinin hiç arsası yok. Gelmiş ev yapmış, onları da içine katan bir modelle sorunu uzlaşmayla çözeceğiz. Hayal satmadan, elimizde ne varsa onu bölüşeceğiz. Rantı karı oradaki yurttaşlarımıza bölüştürüp herkesi uzlaştıracağız. Şehrimizi riske etmeyeceğiz, inşaatlarımız yarım kalmayacak. Büyük bir sorumluluk bu; öngörebilmelisiniz bunu. Benim işim bu, yaptığım her işi tamamlarım. Devlete 1 lira vergi borcum yok. Belediye başkanlığı da meslek değil. Bu hizmetler görülecek, ben de bu konudaki bilgimi, tecrübemi aktarmak istiyorum, aktarıyorum da. Öngörülebilir olması lazım. Biz yalnızca belediyeyi değil, her şeyi, herkesi riske ediyoruz. Bu riskleri doğru hesaplamamız lazım. Doğru kurgu ve planlama gerekiyor. Yeni fikirler yaratmamız lazım. O yüzden uzlaşma, açıklık şeffaflık gerekiyor. Birinin arsasının üstüne başkası ev yapmış. Korkmayın diyoruz, bunu herkese söylüyoruz, mağdur olmayacaksınız, diyoruz."

Koronavirüs salgını çerçevesinde alınan tam kapanma kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, "Biz personelimizi tanımladık, muhtarlarımızın telefonları açık, Whatsapp hattımız açık. Kaymakamlıkla işbirliği halindeyiz. Tam kapanmada hiçbir Narlıdereli vatandaşımız mağdur olmayacak" diye konuştu.