Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından planlaması başlatılan daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçen EXPO alanı İnciraltı’na yönelik yapılan itirazları değerlendirdi. Büyükşehir Belediyesi imar ve planlama birimlerinin üzerinde hummalı bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğü İnciraltı Planı’nın iki bakanlık arasında yolculuğu sırasında değişikliğe uğradığını anlatan Kocaoğlu sert konuştu. Kocaoğlu, “Kim müdahale ettiyse, kim sel önünden kütük kapmaya çalıştıysa EXPO’yu istemeyen odur. Son plan ile ilgili çekincemizi bakanlığa anlatacağız. Şartlar ne gerektiriyorsa onu yapacağız” dedi.
İnciraltı konusunda konuyu bilenin de bilmeyenin de konuştuğunu anlatan Başkan Kocaoğlu, “Çeşitli beyanatlar İzmir kamuoyunu işgal ediyor. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi’nin başında beri ne yaptığı ne yapmak istediği konusu daha öncede defalar konuşuldu. Belediye başkanı olduktan sonra Rahmetli Ahmet Piriştina’nın başlattığı Liman Arkası, Salhane-Turan Bölgesi’nin çalışmaları devam ederken İnciraltı’nın yozlaşmaya başladığını, çeşitli amaçlarla kullanılan bölgenin kurtarılması için planlama yapılması gerektiğini ifade ettik. Buna inanarak da çalışmalar yaptım. Çalışma yaptıktan sonra o dönemki İzmir Valimiz Yusuf Ziya Göksu’ya müracaat ettim konuştum. İl Tarım Müdürlüğü’nden tarım dışı alan olarak bir değerlendirme yapılırsa planlama düşüncesinde olduğumuzu söyledik. Daha sonra tarım müdürlüğü ‘burası tarım alanıdır’ dedi. Bizim planlama çalışmamız durdu. Biz bu kentin kalkınması için İnciraltı’nın planlanması gerektiğini birçok kez dile getirdik. Her seferinde buranın planlama kanunun çıkması gerekiyor diye birçok kez uyarıda bulunduk. Talepte de bulunduk. En son 31 Mart 2008 tarihinde EXPO yarışını kaybettikten sonra gelip de ilk verdiğim demeç de planların yapılması yönünde oldu. 2008’de planlama yapılsaydı EXPO’ya hazır olacaktı. Sağlık tesisleri yükselmeye başlayacaktı. 2015’te EXPO yapmış kadar ileriye gitmiş bir kent olacaktık. Daha sonra EXPO 2020 adaylığı süresince gündeme geldi. Yasanın çıkmasına karar verildi ve planlama ile ilgili yasa çıktı” dedi.
EXPO SİYASİ MALZEME YAPILAMAZ
Süreci ayrıntılı bir şekilde anlattıktan sonra konuyu ilk planlamayı birlikte yaptığı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın anlayışına ve çalışma şekline getiren Başkan Kocaoğlu, planlamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na geçene kadar her şeyin sorunsuz devam ettiğini söyledi.
Kocaoğlu, “Buradan Ertuğrul Günay Bakanımıza sonsuz teşekkür ediyorum. Planlama konusunda ‘belediye ne diyorsa onu yapacağız’ diye bizimle çalıştı. Kültür ve Turizm Bakanlığı bürokratları İnciraltı planlarının çalışıldığı masada ilkelerde mutabık kaldık. 1/ 25 bin ölçekli plan hazırlandı. Bizim belirttiğimiz doğrultuda plan aşama aşama yürürlüğe girerken bir yasal değişiklikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın elinden plan yetkisi alındı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisine verildi. Buraya kadar Büyükşehir ve Balçova Belediyesi İnciraltı’nın kurtarılması kentin kalkınması için planlanması konusundaki yaptığı dilekler istekleri tüm kamuoyu biliyor. Sorun nerede yaşanıyor? Sorunu kimler yaratıyor? Planlama yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndayken anlaştığımız planla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan çıkan plan arasında fark var. Esas problem budur. Bu planlar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yapıldığı süreçte hangi amaçla, hangi art niyetle olursa olsun gidip de müdahale edenler yönlendirmeye çalışanlar bu kentin ileri gitmesine kısır küçük menfaatleri için planlarda oynayarak önüne kesmektedirler. Tıpkı çoğu projede olduğu gibi… Plan iki belediyenin öngördüğü şekilde yapıldığı müddetçe bunu kentin gündemine taşıyan belediye başkanı olarak bizim buna karşı çıkmamız mümkün değildir. Bir bakanlıktan diğerine giderken planda ‘şu da olsun bu da olsun’ diyerek planlamanın özüne, oradaki planlama konseptine, sağlık konseptine yönelik yapılan müdahaleler olunca çalışma başlattık. Beyanatlardan anlıyorum ki İnciraltı planları konusunda konuşan yetkili yetkisiz şahıslar iki plan arasındaki farkı bilmiyorlar. Bilmedikleri için bu şekilde konuşuyorlar. İnciraltı’nın planlanması kesinlikle bir siyasi malzeme yapılamaz. EXPO siyasi malzeme yapılamaz” diye konuştu.
KENT ORMANINI GÖRMEZLER Mİ?
Başta hükümet yetkilileri olmak üzere iktidar partisi milletvekilleri ve İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın geçmişteki sözlerine göndermelerde bulunan Başkan Kocaoğlu, “Bir de ‘EXPO’dan sonra dünyanın sayılı yeşil alanlarından bir tanesi yaratılacak’ söylemi dolaşıyor. Bunu söyleyen kişiler Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı bin 255 dönümlük o söylenilen alanın yarısından fazla kent ormanının 2005 – 2006 yılında yapıldığını, ağaçların büyüdüğünü bilmezler mi? Bunu görmezler mi? İzmir tarihinde kent içinde yapılmış en büyük kent ormanı görülmez mi? Yeşil alan yaratmaktan kast edilen nedir? İlgili ve yetkili kişilere sormak gerekir” dedi.
SİYASİ ÇIKAR SAĞLAYANLAR VAR
EXPO konusunda engel değil projenin önünü açmak için ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Başkan Kocaoğlu, AK Partili milletvekillerinin çıkışlarına da tepki gösterdi. Kocaoğlu, “Değerli milletvekili çıkıp EXPO’nun alınmaması için Büyükşehir Belediyesi’nin uğraştığını söylüyor. Ben bu kentin kalkınmasını ilk defa önüne koyan ve yerelde kalkınma için planlama yapan bir belediye başkanıyım... EXPO’nun alınması hep birlikte olacaktır. Alınmasında hepimiz mutlu olacağız. EXPO’yu yapmaktan hepimiz onur ve gurur duyacağız. Kentimizi bölgemizi ve ülkemizi kalkındıracağız. Siyasi çıkar ilişkisiyle ‘EXPO’yu Kocaoğlu istemiyor’ demek kişinin kendi zihniyetini, felsefesini, kente yaşama ve siyasete nasıl baktığının ancak ve ancak göstergesi olabilir” diye konuştu.
DİN İSTİSMARI YAPMIYORUZ!
Büyükşehir Belediyesi’nin itirazları arasında yer aldığı ifade edilen ‘cami alanlarının fazlalılığı’ konusundaki eleştirilere de yanıt veren Başkan Kocaoğlu bazı konuların istismar edildiğini söyledi. Kocaoğlu, “Cami yeri fazla ayrılı diye eleştiri yapıldığı söyleniyor. Cami yerinin planlamasıyla ilgili en ufak bir karşı çıkışımız yoktur. Biz her inançlı insan gibi dinimizi, mezhebimizi ve dinimizin kurallarını biliyor, en büyük kural olan kul hakkını da gözeterek inancımızı yerine getiriyoruz. Ama hiçbir zaman ve koşulda din istismarı yapmıyoruz. Irk dil mezhep istismarı yapmıyoruz. Biz bu kentte yaşayan bütün insanları kardeş kabul edip hepimizin ortak değerlerini öne çıkartarak bu kenti tam dokuz senedir idare ediyoruz. Camisini, havrasını, cemevini onaran belediye başkanına tüm camileri temizleyen, belediye başkanı için ‘camiden rahatsız oluyor’ diye bir ithamda bulunmak ancak küçük siyasi çıkarların peşinde koşmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir. O da siyasette istismarın ne anlama geldiğinin tipik örneğidir” dedi.
BAKANA ANLATACAĞIM, KENTİN SAHİBİYİZ
Büyükşehir Belediyesi’nin planlara itiraz etmediğini, planlardaki aksaklıkları yetkililere anlatacaklarını belirten Başkan Kocaoğlu, “Biz planlara itiraz etmiyoruz. Biz planlardaki aksaklıklara ‘yarın sorun çıkar’ diye uyarıyoruz. Alt uygulamalarını Balçova Belediyesi ile biz yapacağız. Uygulama planlarının yapılamaması gibi zorlukları göreceğiz. Bu planda birçok belirsizlik var. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’tan randevu alacağız. Masaya koyacağız. Planlarla oturacağız ve ‘bu, bu, bu uygulama zorluğu taşıyor, planda başlangıcından bu tarafa gelene kadar tahrifat yapılmış, bunları önlemek amacıyla uyarıda bulunmaya geldik’ diyeceğiz. Bu kentin planlamasına sorumlu belediye başkanı olarak, İnciraltı’nda EXPO kazanılmasından sorumlu en az konuşanlar kadar sorumlu olan belediye başkanı olarak gidip darboğazları olmazları anlatacağım. Biz bu kentin sahibiyiz. Sahipliğimiz 4 milyon İzmirlinin oylarıyla tescillenmiştir. Biz konuştuğumuz zaman 4 milyon adına konuşuyoruz” diye konuştu.
KİM YAPTIYSA AÇIKLASIN!
Başkan Kocaoğlu yargıya gidip gitmeme konusunda henüz karar vermediklerini de söyledi. Bakan ile görüştükten sonra bu işin halledileceğine inandığını anlatan Başkan Kocaoğlu süreç ne gerektiriyorsa onu yapacaklarını dile getirdi. Kocaoğlu, “Bu planlara iki bakanlık arasında giderken kim müdahale ettiyse, kim sel önünden kütük kapmaya çalıştıysa o çıkacak. Ne yaptığını anlatacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu planı yaparken bizim görüşümüz sorulmadı. Planlar değişerek geldi. Kim bunu yaptıysa bu kentin de EXPO’sunun aleyhine çalışan, ortalığı karıştıran odur. O gibi kişilerin İzmir kamuoyuna çıkıp ‘bunu yapan benim’ demesi gerekir. İki bakanlığın planları arasında uygulama farklılıkları var. Her planın aksayan yanlarını söylüyoruz. Bunu abartmanın, gündeme getirmenin herkesin ilgili ilgisiz, bilgili bilgisiz planları görmeyenlerin konuşması doğru değil. Büyükşehir Belediye başkanının camiye, EXPO’ya karşı olduğunu anlatmak seçildikleri koltuklara yakışmayan açıklamalarda bulunması, bu kent insanın gözünden kaçmaz. Bu açıklamayı onlara yapmıyorum. İzmirlilere yapıyorum. Onlardan cevap da beklemiyorum. Cevaplarında beslenmeye kalkmasınlar. İzmirli cevabını veriyor zaten. İzmir’e her ne olursa, her kim olursa olsun samimiyetle, iyi niyetle benim gözümden bakıp kentin lehine çalışacaklarsa çalışsınlar. Başımızın üstünde yerleri var. Kimse ‘mış gibi’ yapmasın. Kimseni bu kente bunu yapmaya hakkı yok. Kent ayağa kalkmış yürüyor paçasından çekmeye çalışıyorlar. Bu kente kimin ayağa kaldırdığını İzmir’de 4 milyon insan biliyor” ifadelerini kullandı.
YILDIRIM 'ÇOCUK OYUNCAĞI DEĞİL' DEMİŞTİ
İnciraltı Planı’na yapılacak 'olası' itiraza tepki gösteren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ardından bir açıklama da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’dan tepki gelmişti. Yıldırım çalışmanın çocuk oyuncağı olmadığını ifade etmişti. Yıldırım, “Yazık oluyor İzmir'e. İzmir'e bu haksızlığı yapmaya kimsenin hakkı yok. Kusura bakmasınlar. Ben de gazetelerde gördüm arkadaşlar. Önlemse alınır. Bu işleri, hem Büyükşehir, hem Balçova belediyesiyle görüştük. Kanun buna göre çıkarıldı. Çocuk oyuncağı değil ki" ifadelerini kullanmıştı.
KUSURA BAKMAYIN!
İzmir'in EXPO'yu kazanması için yola çıktıklarını, her fırsatta her diyalogda EXPO'yu dile getirdiklerini dile getiren Bakan Yıldırım, EXPO üzerine de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yıldırım, "Yola çıkıyoruz, EXPO getireceğiz İzmir'e diyoruz. Herkes canhıraş bir şekilde çalışıyor, ülke ülke dolaşıyoruz. Yabancılara ilk sözümüz İzmir ve EXPO diyoruz. Bir yandan bunları yaparken, bir yandan da böyle eften püften konulardan itiraz edip kafaları bulandırmak doğru bir şey mi arkadaşlar? Bu kadar çalış çabala sonunda birisi çıkıyor ve `ben bunu beğenmedim' diyor. Kardeşim biz beraber yaptık bunları. Bana getirdiniz, `şu yasayı çıkarın, önceki sefer işte imar sorunları vardı, yer sorunları vardı, onun için kaybettik' dediniz. Getirdiniz yasayı, istediğiniz gibi çıkardık. Her yorulduğunuz yerde aynısını yapacak halimiz yok ya. Kusura bakmayın" dedi.
İŞTE İTİRAZ NOKTALARI
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda yapılan değişikliklere karşı yapılan itirazın gerekçelerini de açıkladı.
İşte o gerekçeler:
-1/25000 ölçekli Çevre Düzeni planı ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı arasında sosyal tesis, sosyal donatı ve yeşil alanlar açısından farklılıklar bulunmaktadır. Üst ölçekte var olan bu alanların alt ölçekte kaldırıldığı ve azaltıldığı görülmektedir.
-1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda turizm alanı olan marinanın güneyi, bu plandan farklı olarak alt ölçekli planlarda Özel Proje Alanı (ÖPA) şeklinde düzenlenmiş ancak turizm, ticaret, sosyal tesis gibi her türlü kullanımın yer alacağı ifade edilen bu alana ilişkin hiçbir yapılaşma koşulu ve bu alanın yapılaşmasının kimin tarafından gerçekleştirileceği belirlenmemiştir.
-EXPO ve turizm fonksiyonlarıyla bütünleşik ve süreli konut ihtiyacına yönelik tasarlanması öngörülen otoyol cephesi, yalnızca “konut” olarak planlanmış olup bu alana gelecek kalıcı nüfusun ihtiyacı olan eğitim, sosyo-kültürel tesis v.b alanların yetersiz olduğu belirlenmiştir.
-6324 sayılı EXPO kanununda, EXPO alanının 18.madde uygulamasıyla elde edileceği ve bu uygulamanın İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi'nce yapılacağı kayıt altına alınmıştır. Ancak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlar incelendiğinde, Kür Merkezi ve Özel Proje Alanlarının (ÖPA) kullanımının şahıs veya kamu olduğuna ilişkin bir açıklama bulunmadığı görülmüştür. Bu alanların kullanımı DOP (zaiyat) oranını etkilemektedir. Düzenleme ortaklık payının yüzde 40'ı geçmesi durumunda kamulaştırma gerekebileceği, ancak kamulaştırmaların kim tarafından ve ne şekilde yapılacağına ilişkin açıklama olmadığı belirlenmiştir.
-(Kamulaştırmaları belediyelerin karşılanmasının mümkün olmadığı dikkate alınmalıdır.)
-Doğal Sit alanı içinde olmasına rağmen alanın bir kısmında (mevcut yurtlar, otel, askeri alan ve civarı) eski planların yürürlükte olduğu ifade edilerek plan dışında bırakılmış. Oysa ki, söz konusu alanlar da sit alanı kapsamındadır ve ilgili mevzuata uygun planları bulunmamaktadır. Korunacak Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik kapsamında bu bölgelerin de sit alanı bütününde planlama zorunluluğu bulunmaktadır.
.jpg)
12
5
Künye
İletişim
Facebook
Twitter
Google+
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri