HABERLER>POLİTİKA
10 Nisan 2017 Pazartesi - 10:24

Başbakan Yıldırım ‘İzmir’i ve ‘mitingi’ anlattı!

Kentte katıldığı canlı yayında değerlendirmelerde bulunan Başbakan, mitingden çok memnun kaldığını söylerken, ‘İzmir sizin için ne ifade ediyor’ sorusuna yanıt verdi.

Başbakan Yıldırım ‘İzmir’i ve ‘mitingi’ anlattı!

EGEDESONSÖZ - Başbakan Binali Yıldırım, Gündoğdu Meydanı’nda büyük mitingin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı havalimanından uğurladıktan sonra İzmir'de kaldı.

Kentte 3 günlük mesai yapacak Başbakan Binali Yıldırım güne Fox Tv'de "İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat" programına katılarak başladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Evet Platformu'nca Gündoğdu Meydanı'nda "Aşkımız Memleket Millet için Evet" sloganıyla düzenlenen İzmir Buluşması'nı "muhteşem" diye niteleyen Yıldırım, buluşmada coşku ve heyecanın hakim olduğunu, insanların meydana koşarak, isteyerek geldiğini söyledi.

"Doğrusu çok güzel bir miting oldu, Gündoğdu Meydanı'nda Gündoğdu'nun gözü tutulmuş diyelim" ifadelerini kullanan Yıldırım, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mitingden memnun kaldı mı?" sorusuna da "Evet çok memnun kaldı, özellikle bir şey söylemedi ama memnun olduğunu biliyorum." karşılığını verdi.

Yıldırım, "İzmir sizin için ne ifade ediyor?" sorusu üzerine de İzmir'in ilklerin şehri olduğunu, Hasan Tahsin'in Kurtuluş Savaşı'nın ilk kurşununu İzmir'de attığını ve mücadelenin başladığını, zaferle sonuçlandığını, kentin ayrıca ilk iktisat kongresine ev sahipliği yaptığını vurguladı.
 

İlk telefonun, telgrafın kullanıldığı, ilk ihracatın yapıldığı İzmir'in Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısı olduğuna işaret eden Yıldırım, şöyle devam etti:

"İzmir ilk çok partili hayata geçen yer. 1930'da Fethi Okyar'ın ilk mitingini yaptığı şehir İzmir. İzmir tek parti dönemini sona erdiren, Adnan Menderes ile demokraside çok partili hayatı başlatan şehir. İzmir'in ilkleri çok. İzmir Türkiye'nin 3. büyük şehri. İhracatı son 15 yılda 650 milyondan 8,5 milyara çıktı ama İzmir'in potansiyeli bundan daha fazla. İzmir'in sosyal yönü var. İzmir'in İzmirlilik kimliği var. Türkiye'nin her tarafından İzmir'de yaşayan hemşehrilerimiz var. Manisa'dan, Konya'dan, Mardin'den, Kars'tan, Sivas'tan, 81 vilayetimizden... Bir özelliği daha var İzmir'in İstanbul'dan farkı bu... İzmir'e gelenler 1,5 yıl içinde İzmirli oluyor, İzmirli kimliğine sahip çıkıyorlar. İstanbul'da biraz daha kendi geldiği ilinin değerlerini koruyarak yaşarlar."

İzmirlilerin fakir-zengin, sahilde ya da içeride yaşayan fark etmeksizin birbirine hoşgörüyle yaklaştığını vurgulayan Yıldırım, "İzmir'de bir hoşgörü kültürü var. Kimse kimsenin ne yaptığı, ne giydiği, ne içtiğiyle meşgul olmaz. Şehirde böyle bir hoşgörü ve kardeşlik havası vardır. İzmir'in kadınları daha dinamiktir" diye konuştu.

Katıldığı bir televizyon programında İzmir Marşı okuduğunun hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, "İzmir Marşı bizim marşımız. İstiklal mücadelemizi anlatan bir marştır. İzmir Marşı'nı herhangi bir ideolojinin marşı yapmak İzmir'e de Türkiye'ye de haksızlık olur." dedi.

HALK OYLAMASININ ZAMANLAMASI
Başbakan Yıldırım, "Referandum zamanlaması doğru mu?" şeklindeki soru üzerine şunları kaydetti: "Güzel bir soru. Türkiye'nin gündeminden hiç düşmeyen bir konuydu. Merhum Menderes'ten başlayan çok partili hayatımızın bütün dönemlerinde bu sistem sorunu hep gündemde olmuş. Merhum Menderes hatıralarında diyor ki ' bazen beni canımdan bezdiriyor'. Celal Bayar'ı kast ediyor. Aynı anlaşmazlık Fahri Korutürk ve Süleyman Demirel arasında da var, 'Genelkurmay Başkanı kim olacak' diye. İkisinin dediği de olmuyor, ikisi de emekli oluyor, Kenan Evren 80 darbesini yapıyor."

Turgut Özal'ın kendi seçtiği başbakanı ile Körfez Savaşı ve işçi hakları konusunda ters düştüğünü, ANAP'ın gerilemeye başladığını anlatan Yıldırım, daha sonra Süleyman Demirel'in de Turgut Özal'ın cumhurbaşkanlığını adeta tanımadığını, çok ciddi sürtüşmeler yaşandığını dile getirdi.

Yıldırım, cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında yaşanan anlaşmazlıkların krizlere neden olduğunu vurguladı.

Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit arasındaki anayasa kitapçığı tartışmasının ekonomik krize neden olduğunu anımsatan Yıldırım, "Sizin döneminizde de kriz oldu mu?'' sorusuna şu karşılığı verdi:

"Bizim dönemimizde de atamalarda oldu. Bazı kanunların geri gönderilmesinde oldu. Ben müsteşarımı 3 ay atayamadım, önünde durdu, onaylamadı, gönderdiğimiz kararnameler geri geldi. Biz bu krizleri biraz sineye çektik. Biz zaten ekonomik krizden çıkmış bir ülkeyi kalkıp tekrar kavga ederek, sürtüşerek bir yere varamayız. Biraz sabrettik, kararlılıkla işin oluruna baktık ama kriz devam etti. Buradaki sorun şu, millet iradesine dayanmayan hiçbir sistem başarılı olamaz, kalıcı olamaz. Darbelerden sonra anayasalar oluşturulduğu için, bu sistemin işlememesi için bir gizli kuvvet var sanki..."

"Siz Cumhurbaşkanı ile çift başlılık yaşadınız mı?" şeklindeki soru üzerine Yıldırım, "Bizim kişisel ilişkilerimiz bu görevlere gelmeden de vardı. Biz 70'li yıllardan beri beraberiz, birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Mesele kişiler değil ki sistemden kaynaklanıyor. Sistem iki başlılığı tanımlamış, sistem 2 tane irade tanımlamış, bu iki iradeden biri gücünü  kullanmaktan vazgeçecek. O da tabi vatandaşın verdiği yetkiye sahip çıkmamak anlamına geliyor. Halbuki devlette işlerin yürümesi için iradenin tek olması lazım, irade olmayan yerde idare olmaz." cevabını verdi.

"Bir iradenin yardımcısı olmak ayrı bir şey, bir de kendi başına irade olmak başka bir şey." ifadesini kullanan Yıldırım, "Bu sisteme göre cumhurbaşkanı başbakanı atar, görevden alamaz. Bakanları atar görevden alamaz" dedi.

"Sayın Cumhurbaşkanı Davutoğlu'nu aldı" değerlendirmesine Yıldırım, "Davutoğlu'nu Cumhurbaşkanı almadı. Olağanüstü genel kurula gitti, kongreye gitti." karşılığını verdi.

"Sayın Cumhurbaşkanımız bunu istedi de öyle oldu" sözü üzerine Başbakan Yıldırım, "Hayır, öyle bir şey olmadı. AK Parti olağanüstü kongreye gitti. Biz şimdi kişileri mi, sistemi mi konuşacağız. Sistem esas olması lazım. Kişilere göre sistemi yorumlarsak o zaman doğru noktaya varamayız. Çünkü insanlar yanlış yapabilir, insanların yanlışını da düzeltecek sağlıklı sisteme ihtiyaç var." dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz'da ülkenin uçurumun kenarından döndüğünü, milletin Cumhurbaşkanı'na, hükümetine, memleketine sahip çıktığını belirterek, "Millet darbecilere darbeyi vurdu ama  'bu tekrar etmez' diye bir şey yok. Bundan sonra bir beka meselesi görüldü. Milliyetçi Hareket Partisi ve AK Parti zaten gündemde olan bu anayasa değişikliğini Meclise getirmeye karar verdi." diye konuştu.

Yıldırım, partisinin tek başına böyle bir anayasa değişikliğine gitme şansının olmadığını, MHP'nin desteğiyle 18 maddelik anayasa değişikliği teklifini hazırladıklarını anımsattı.

Başından beri bu değişikliğin içerisinde olduğunu, bütün detaylarıyla ilgilendiğini, MHP ile olan görüşmeleri yürüttüğünü anlatan Yıldırım, "Sistemde yaşanan arızaları tecrübelerimle biliyorum, onun için nerede düzeltmeler yapılması gerektiğini de tek tek üzerinde çalıştık ve o tecrübelerimizi buraya yansıttık, o bakımdan (yeni sistem için) bir tereddütümüz olmadı." ifadesini kullandı.

"Yeni sistem yerli ve milli"
Başbakan Yıldırım, "yeni sistemim adının ne olduğu" sorusu üzerine, bu sistemin isminin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi olduğunu aktararak, "Açıkçası başkanlık diye başladık, sonunda Sayın Bahçeli şöyle bir teklifte bulundu, 'cumhurbaşkanı dersek, milletin, cumhurun başkanı. Bu da bizim kültürümüze yönetim sistemimize uygun bir tabir. Bunun adını cumhurbaşkanlığı sistemi diyelim' dedi, bir de biz hükümet dedik. Hükümet neden? Çünkü bu değişiklikle beraber hükümeti artık cumhurbaşkanı başkanlığında kuruluyor, başbakanla cumhurbaşkanlığı yetkileri birleştiriliyor. O yüzden de sistemin adı cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi." diye konuştu.

Yeni sistemin yerli ve milli olduğuna işaret eden Yıldırım, saltanattan Cumhuriyet'e geçerken Türkiye'nin başka ülkelerden yasalar aldığını, aradan geçen 94 yılda Türkiye'nin tecrübelerini kazandığını, kendi yönetim geleneğine uygun katkılar koyduklarını söyledi.

Bazı anayasa hukukçularının, "ülkelerin anayasaları ve sistemleri deneme tahtası değildir" eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti: "Anayasa hukukçuları işe teorik olarak bakıyorlar, akademisyenler hayatın içerisinde bulunan insanlar değil. Ben akademisyenlerin fikirlerine, söylediklerine saygı duyarım ama bir de damdan düşeni getirin derler. Biz olayların içerisinde yaşıyoruz, kaldı ki şu görüşe katılmıyorum. Bu sistem asıl kuvvetler ayrılığını netleştiriyor. Öncekinde kuvvetler ayrılığı yok. Niye yok? Şimdi düşünün ben başbakanım, AK Parti Genel Başkanıyım aynı zamanda Mecliste ve yürütmede hakim vaziyetteyim. Meclis iktidar partisinin dediği dışında bir şey yapabilir mi? Bakanlarımın tamamı milletvekili aynı zamanda yasama ile yürütme iç içe değil mi? Mevcut sistem yürütmeyi ağırlıklı olarak başbakana veriyor, cumhurbaşkanının çok yetkileri olmasına rağmen şu anda sorumluluğu yok. Onun için zaten sıkıntı var, benim anlatmaya çalıştığım kuvvetler ayrılığı meselesi."

"Bu sistem baba ile oğulu birbirine düşürür"
Halk oylamasında 'evet' çıkması durumunda Türkiye Cumhuriyeti'nin son başbakanı olacağının hatırlatılması üzerine Binali Yıldırım, ona milletin karar vereceğini belirterek, 2019'daki seçime kadar görevinin devam edeceğini daha sonra yeni sistemin devreye gireceğini söyledi.

Yıldırım, 2007'deki referandum öncesinde cumhurbaşkanını Meclisin seçtiğini, bunun parlamenter sisteme uygun olduğunu belirterek, 2007'deki "367 icadının" çıkmasının ardından halk oylamasına gidilerek cumhurbaşkanını halkın seçmesinin sağlandığını anımsattı.

Vesayet odaklarının 363 milletvekili olan partiye cumhurbaşkanı seçtirmediklerine dikkati çeken Yıldırım, şöyle devam etti: "Bunun için sistemi değiştiriyoruz, bu vesayet odaklarından kurtulmak için. 20 milyondan fazla insanın seçtiği güçlü bir cumhurbaşkanı var, hem darbe anayasasından da gelen çok geniş yetkileri var, hem de halk seçmiş yetkisinin üzerine bir de siyasi yetki gelmiş, bu tarafta da yine halkın seçtiği genel başkan ile başbakan onun da yetkisi var. Şimdi ne olacak? İki tane güçlü figür, ikisini de halk seçmiş. Burada anlaşmazlık kaçınılmaz, bu sistem yürümez, bu sistem baba ile oğulu birbirine düşürür bak o kadar açık."

Yıldırım, Türkiye'nin tarihsel gelişimine bakıldığında 1950'den beri 2 doğrudan, 3 de dolaylı darbe yaşandığını belirterek, "En son doğrudan darbeyi de millet önledi 15 Temmuz'da. Kuvvetler ayrılığı işi burada net olarak ortaya çıkıyor. Çünkü iki tane sandık aynı anda kuruluyor. Birinde milletvekili, birinde de ülkeyi yönetecek cumhurbaşkanı çıkıyor, dolayısıyla iki iradeyi yürütme iradesini millet doğrudan veriyor. Bu tarafa da yasama ve denetleme iradesini veriyor. Dolayısıyla çizgiyi çiziyor ortadan senin alanın bu, senin alanın bu." diye konuştu.

Yeni sistemin parti başkanı olmadan da cumhurbaşkanı adayı olabilme imkanı getirdiğine işaret eden Yıldırım, sistemin garantili hükümet çıkaracağını söyledi.

"Fiilen olan şeyi resmileştirmek en doğrusu"
Binali Yıldırım, kendisinin hem Başbakan hem de AK Parti Genel Başkanı olduğunu anımsatarak, yeni sistemde seçilecek kişinin partili olmasının önemli olmadığını, bütün Türkiye'nin cumhurbaşkanı olarak hizmet edeceğini belirtti.

Yıldırım şunları kaydetti: "Bunlar anayasada belirlenmiştir. Yani bir insanın partili olmasını düşüncesini yasaklayabilirsiniz ama gönlünden çıkaramazsınız. O yüzden fiilen olan şeyi resmileştirmek en doğrusu, bunda hiçbir mahsur yok. Kaldı ki Amerika başkanı da partisinin başkanıdır. Partisinin başkanı ama görevi başkaları yürütüyor, bir başkan yardımcısına o görevi veriyor, başka ülkelerde de var. Başkanlık sisteminde parti başkanı olma özelliği var."

DAVUTOĞLU SORUSUNA SERT YANIT  
Öte yandan İsmail Küçükkaya'nın "Sayın Cumhurbaşkanı Davutoğlu'nu aldı" demesi üzerine sert bir yanıt verdi. Yıldırım "Davutoğlu'nu Cumhurbaşkanı almadı. Yıldırım "Davutoğlu, Olağanüstü Genel Kurul ile gitti, kongreye gitti" dedi. Küçükkaya'nın "Sayın Cumhurbaşkanımız bunu istedi de öyle oldu" sözü üzerine Başbakan Yıldırım, "Hayır, öyle bir şey olmadı. AK Parti olağanüstü kongreye gitti. Biz şimdi kişileri mi, sistemi mi konuşacağız. Sen nasıl böyle bir şey düşünürsün?" yanıtını verdi. (Haber servisi, AA)

 
Dolunay, retro Merkür ve 5 adımda haftamız
 
Survivor 'en iyi sesi'ni seçti!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kılıçdaroğlu: Bazı anketlerde 'evet' önde ama...
Referanduma sayılı günler kala Kılıçdaroğlu anket sonuçlarını değerlendirdi. ...
Bahçeli'den Erdoğan'a teşekkür
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, vefatının 20. yıldönümü nedeniyle Alparslan ...
CHP'li Bozkurt'a 'denize dök hadi bizi' tepkisi
Referandum çalışmaları kapsamında Konya'ya gelen CHP Konya Milletvekili ...
 
Akıncı: Kıbrıs müzakerelerinde yeni bir dönem başlayacak
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, "11 Nisan'da başlayacak yeni dönemde, müzakere ...
Devlet Bahçeli'den Erdoğan'a teşekkür telefonu
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, vefatının 20. yıldönümü nedeniyle Alparslan ...
Başbakan Yıldırım’dan İzmir’de 3 günlük mesai
Başbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı havalimanından uğurladıktan sonra İzmir'de ...
 
AK Partili Sürekli: O oran yüzde 66'ya düştü
Yeni anayasa ile Cumhurbaşkanının yargılanma yolunun açılacağını ifade ...
İçişleri Bakanı Soylu: 7 terörist Mardin'de etkisiz hale getirildi
İçişleri Bakanı Soylu, "7 terörist daha Mardin Savur'da etkisiz hale getirildi. ...
Erdoğan’dan İzmir’de Kılıçdaroğlu’na salvo: Kaset genel başkanı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sadece kaset genel başkandır. 7 kez seçim kaybetti ...
 
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Manisa bir 'olmaz'ı nasıl 'olur' yaptı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Görgüsüz açlık ve ikiyüzlü siyaset!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva