AK Partili Dağ’dan CHP salvosu: İzmir’e bu kadar hakaret edilmez!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimleri üzerinden önemli mesajlar verdi. Genel Başkan Yardımcısı Dağ seçime sayılı günler kala kentteki basın mensuplarıyla bir araya geldi. Gündeme dair açıklamalar yapan Dağ ayrıca gelen soruları da yanıtladı.

AK Partili Dağ, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı ile Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) eleştirilerde bulundu.

CHP’nin Buca Belediye Başkan adayını belirlemede yaşadığı sancılı sürece, Seferihisar Belediyesi’nin çalışanların borcunu ödeyememesine ve Millet İttifakı’nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Tunç Soyer’e ilişkin tepkilerini dile getiren Dağ, “Bugünkü toplantı 3 ana başlıkta olacak. Seçime kadar 2 basın toplantısı daha yapmayı planlıyoruz. Orada da daha spesifik konulara değineceğiz” diyerek ilk olarak gündeme dair bilgi verdi. 

İZMİRLİNİN KAFASINDA SORU İŞARETİ OLUŞTURMUŞTUR
Dağ, “31 Mart yerel seçimlerine 17 kala AK Parti olarak İzmir çalışmalarımız devam ediyor. Bu seçim İzmir için dönüm noktası olacaktır. Büyükşehir adayımız ve ilçe belediye başkan adaylarımızla yürüttüğümüz çalışmalar alanda karşılık bulmaktadır. İzmir’de nereye gidersek gidelim değişim talebini çok güçlü duyuyoruz. Bizler 17 yıldır yaptığımız hizmetleri referans olarak ortaya koyuyoruz. Rakip olan ittifakın ise vatandaşa hizmet odaklı bir seçim kampanyası yürütmesini diliyoruz. Onlar parti içi yarışlar, koltuk kavgası ve belediyelerdeki rant kavgalarıyla vatandaşın karşısına çıkıyor. Bu da birçok İzmirlinin kafasında soru işaretleri oluşturmuştur” dedi. 

BU DURUM CHP’NİN HAL-İ PÜRMELÂLİNİ ORTAYA KOYUYOR
Buca’da belediye başkan adayı olarak ilan edilen Suat Nezir’in son anda geri çekilmesi ve yerine Erhan Kılıç’ın getirilmesine değinen Dağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın kullandığı iddia edilen ifadeler üzerinden açıklamalar yaptı. İsim vermeyen ve basına yansıyan haberleri örnek gösteren Dağ, “Buca belediye başkan adayının geri çekilmesiyle ilgili yaşanan süreç olayının arka planında yaşananlara baktığımızda bu dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın haber değeri taşır. Olayın aktörü genel başkan yardımcısı ve ismi seçim kuruluna verilmeyen adayın açıklaması mail olarak yansıdı. ‘Şimdi tren kalkacak, ya bize tabi olup trene bineceksin ya da trenden ineceksin. Eğer sözümden çıkarsan seni mahvederim, perişan ederim, aklına gelmeyecek şeylerle karşılaşırsın. Seni aday yaptık, bizim ekipten çıkarsan seni perişan ederim. Sözümden çıkmazsan seni İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı yaparım’ diyor. Bu İzmirlinin iradesine saygısızlıktır. ‘Meclis üyesi listesinde birkaç kişi yazabilirsin ama gerisini ben yazacağım. Belediyeyi biz yöneteceğiz. Sözümden çıkarsan seni lime lime ederim’… Bu sözler bize ait değil. Bu sözler genel başkan yardımcısının bir otel odasında adaya karşı çıkan sözler. Bunlar ikisinin arasında yaşananlar. Yaşanmayanlardan haberimiz yok. Bu sözler İzmir’in en büyük ilçesinin adayına söyleniyor. Bu durum CHP’nin hal-i pürmelâlini ortaya koyuyor. Bu yaşananlar İzmir’de kafalara soru işareti getirmiştir” ifadelerini kullandı. 

CHP’DE TÜM ADAY ADAYLARI BU ŞANTAJ VE TEHDİTLERE MARUZ KALMIŞ MIDIR?
Sözlerini sürdüren Dağ, “CHP’de tüm aday adayları bu şantaj ve tehditlere maruz kalmış mıdır? İlçe belediye başkan adaylarından hangileri bu trene binmiştir? Başkan adayları koltuk için eyvallah demişler midir? Birçoğunun kamuoyunun tanımadığı isimlerden tercih edilmesi de bu konudaki endişemizi fazlasıyla arttırmaktadır. CHP’nin kazandığı belediyeleri başkanlar mı genel merkezdeki rantçılar ve onların temsilcileri mi yönetecek? Son 15 gündür İzmir’de ikamet edenler listelere yazılmıştır. Tunç Soyer bu duruma boyun eğmiş ve hep bizi eleştirdikleri aslında bizde olmayan biat kriterlerini kabul etmiş midir? Eğer bu tehditler karşısında bugüne kadar dik durmuşsa bunlar yansıdıktan sonra niye kamuoyuna açıklamamıştır? Bizler bunu İzmirliler olarak üzülerek takip ediyoruz. İzmirli kardeşlerimin bu seçimde CHP’ye hak ettiği cevabı vereceklerinden hiç şüphem yok” diye konuştu.

SOYER’İN KENDİ MAAŞI DA GECİKMİŞ MİDİR?
Seferihisar Belediyesi’nin personellere maaş ödeyemediğini söyleyen Dağ, “CHP’li belediyelerin işçi ve memur maaşlarını ödeyememesi meselesiyle de yüzleşiyoruz. Bu kronikleşmiştir. Bilhassa Seferihisar Belediyesi’nin öne çıkması Tunç Soyer açısından son derece düşündürücüdür. Bu konuda çok şikâyet aldık. Seçim arifesinde bile Seferihisar Belediyesi işçi maaşlarını ödeyememiştir. Ocak ve Şubat ayındaki maaşlar ödenmemiştir, memur maaşları yarıya kadar ödenmiştir. Biz bu konuyu gündeme taşıyınca alelacele eksik ödenmiştir. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Tunç Soyer belediye personeliyle bir toplantı yapmıştır. O toplantıda belediye personelinin telefonları toplanmıştır. Anketler önüne geldi. Sıkıntıları gördü. Kendi belediyesindeki işçilere CHP için çalışmalarını seçim bürolarında bulunmalarını istemiş. Aksi takdirde işten çıkarma ve maaş ödenmemesi yönünde söylemlerde bulunmuş. Tunç Soyer bu dayatma ve tehditleri nasıl açıklamaktadır. Tunç Soyer şahsi reklamını yapmak için milyonlarca para harcarken, tüm billboardları kendi görselleriyle doldururken çalışan maaşları konusunda aynı cömertliği göstermemesi neyle açıklanabilir?  Her fırsatta geliri eşit paylaşma edebiyatı yapan İzmir’in sözde halkçı ve emekçi adayı Tunç Soyer işçilerin parasını başka yerlere mi harcamaktadır? Soyer’in kendi maaşı da çalışan maaşı gibi gecikmiş midir? Seferihisar Belediyesi’nin bütçesini yönetemeyen Soyer İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesini nasıl yönetecektir?” açıklamasında bulundu.

SOYER HDP’Yİ HEYECANLANDIRDI!
“CHP’nin HDP ile yakın çizgide olduğu kamuoyunun bildiği bir gerçek” diyerek sözlerini sürdüren Dağ, “Kemal Kılıçdaroğlu tasdik ettiği HDP ortaklığı için İzmir’de Tunç Soyer aday gösterilmiştir. Adaylığı açıklanınca ilk büyük destek HDP’den gelmiştir. ‘Bizim profilimize uygundur, destekleyeceğiz’ demişlerdir. Soyer HDP’yi heyecanlandırdı. Aday bile çıkarmadılar. Soyer HDP için bulunmaz bir adaydır. Terörle ilişkileri dolayısıyla Sur Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla ilgili ‘asıl şimdi tankların üzerine çıkılması gerekiyor’ demiştir. Bu açıklamayı Sayın Soyer hangi refleksle yapmıştır? Aynı kanaati devam etmekte midir? Yoksa durumun sıcaklığıyla mı bunları söylemiştir? Tunç Soyer İzmir’de terörle ilgili gerçekleştirebilecek operasyonda panzerin üstüne mi çıkacaktır, önünde mi duracaktır? Devletin önlemlerini darbe olarak nitelendiren bir kişidir.  Terör artık milletimizin gündeminden düşmüştür. Bunlarla ilgili Soyer ne düşünmektedir?” ifadelerini kullandı.

İZMİRLİ VATANSEVERLER OLARAK BUNA FIRSAT VERMEYECEĞİZ
Dağ kent özelindeki açıklamalarıyla konuşmasına devam ederken, “İzmir kötü yönetiliyor. Evet, İzmir’de çok fazla sıkıntı var. Bu sıkıntılar halının altına süpürülemez. Yerel yöneticiler bu sıkıntıları görmezden geliyor. Bu şehir hep huzurlu bir şehir oldu. İzmir farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir yerdir. Bu şehri tanımayan, bu şehir bilmeyen, Konak Saat Kulesi’nde bıraksanız Kemeraltı Camisi’ni, Havra Sokağı’nı bulamayacak ithal milletvekilleri, onların tespit ettiği kişiler İzmir’i bıraktığı kişilerin İzmir ile yakından uzaktan alakası olmayan kişilerdir. Bu kişilerin belediyenin başına geçmesiyle yönetme sıkıntısının yanında güvenlik zafiyeti doğacağından endişe ediyoruz. Kimsenin huzurumuzu bozmaya hakkı yoktur. İzmirli vatanseverler olarak buna fırsat vermeyeceğiz. Uzun süre milletvekilliği yaptığım bu süreçte değişim talebi bu kadar yoğun olmamıştı” dedi. 

İZMİR’E BU KADAR HAKARET EDİLMEZ
Dağ, “15 puan da kaybetsek seçimi alırız mantığıyla belirlenen adayların İzmir’in geleceğine bir faydası yoktur. Bu İzmir’i çantada keklik görmektir. Yapılan işlerin sosyolojiyle bir alakası yoktur. İzmir’i CHP’nin ithal vekillerinin kalesi gibi görenler, bütün dizaynları böyle yapanlar hak ettikleri cevabı 31 Mart günü alacaklardır. İzmir’e bu kadar yanlış, hata ve hakaret edilmez” diye konuştu.

MİLLİ MESELEYDİ, İLK CEVAP SEFERİHİSAR’DAN GELDİ
Dağ, “İzmir’de aday tercihlerine baktığımızda aldığımız bilgiler bu konuda bizi düşündürüyor. Büyükşehir adayının geçmişinde bu konuda ifadeleri var. Sur’da 7 Haziran sürecinde 15 Temmuz kadar tehlikeli bir hareket olan şehirlerde hendekler ve barikatlar kurma olayı yaşandı.  O süreçte devlet eğer ciddi bir mücadele vermemiş olsaydı bir netice almak mümkün değildi. Bu bir milli meseledir. İlk cevap Seferihisar’dan geldi. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde bir akılla hareket edildiği noktasında benim bir endişem var” dedi.

BİZ CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARININ DA EMRİNDEYDİK
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun İzmir ziyareti sırasında AK Parti Buca Belediye Başkan Adayı Mustafa Arslan’a, ‘Emrindeyiz’ mesajı vermesinin hatırlatılması üzerine konuşan Dağ, “Ben de söylüyorum. Biz belediye başkanlarımız seçildikten sonra onların emrindeyiz. Ankara ve İzmir arasında mekik dokumaya hazırız. 8 senedir milletvekiliyim. Ben CHP’li belediye başkanlarının kendi şehirleriyle ilgili bir konuda elinde dosyayla bizi ziyaret ettiğine şahit olmadım. Böyle yaşadığım somut bir hadise yok. Ama bizim belediye başkanlarımız 3 ayı geçmez ki ellerinde dosyayla Ankara’da. Turistik gezi değil. Biz bir işi başarmak, netice almak için alt çalışmalarının yapılması lazım. Bir yere TOKİ istiyoruz. Bunun çalışmasını yapacak olan belediye başkanıdır. Bunlar getirdiğinde gerisini Ankara’dan çözmemiz mesele değil. Bu uyumu yakalamak önemli. Bugüne kadar CHP’li belediye başkanlarının da emrindeydik. Ön hazırlığını yaparak kendi ilçesinde bir şey isteyen olmadı. Zaman zaman yer konusunda da problem bile yaşadık” açıklamasında bulundu. 

ALACAK VERECEK MESELESİ, SİYASİ BİR OLAY DEĞİL
CHP’nin bazı seçim ofislerine saldırıların olması sonrasında İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’ın, gerilimin artması noktasında AK Parti genel merkezini adres göstermesinin sorulmasıyla ilgili konuşan Dağ, “Konuları başka noktaya götürmek doğru değil. Ben de oraya ziyaret ettim. Geçmiş olsun dedim. Yamanlar'daki mesele bir alacak verecek meselesi, bir adli olay. Siyasi olay değil. Biz 31 Mart’a kadar nasıl davranılması gerekiyorsa yapacağız. Özel yaşanan şahsi bir hususu siyasi bir noktaya götürmek de doğru değil. Bunları duydukça, anketler önlerine gelmeye başladı, bir kemikleşme yapabilir miyiz derdindeler. 24 Haziran’da oy vermiş CHP’den rahatsız olan bir seçmen var. Bunu bir noktaya götürebilir miyiz düşüncesi var. Genel merkezdeki gerginlikler noktasında götüreceksek, bizim de vereceğimiz örnekler olur” dedi.

HERKES OPERASYON ÇEKMEYE ÇALIŞIR
Anketlerin sorulmasına cevap veren Dağ, “Benim hep söylediğim bir şey var; anket kamuoyuna açıklanmak için yapılmaz. Anket eğer kamuoyuna söyleniyorsa zaten unutulur gider diye herkes operasyon çekmeye çalışır. O anketler üzerinden algı yönetmeye çalışır. Sürekli algı oluşturmaya çalışıyorlar” açıklamasında bulundu.

YÜZDE 51 VE 20 BELEDİYE ALMAMIZ LAZIM
Cumhur İttifakı temsilcilerinin iddialı açıklamalarına Millet İttifakı mensupları tarafından gelen cevapların sorulması noktasında görüş belirten Dağ, “Biz onlara göre siyaset belirliyor değiliz. Millet İttifakı’ndan AK Parti durumunu kötü olara addetmek yanlış. Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmamız için yüzde 51 almamız ve 20 belediye almamız lazım. Millet İttifakı’ndakiler öyle söylemiş böyle söylemiş… Bu İzmir’i temsil etmiyor ki! Onlar düşünüyor. İzmirliler bizimle aynı düşünüyor diye düşünüyorlar. Böyle bir şey söz konusu değil” ifadelerini kullandı.