AK Parti’nin Karaburun adayı Kaykaç konuştu: Siyasete girme sebebim rakibim!

EGEDESONSÖZ – Cumhur İttifakı’nın AK Partili Karaburun Belediye Başkan adayı Eyüp Kaykaç, SONSÖZ TV’de önemli açıklamalarda bulundu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtlayan eski Kaymakam Kaykaç, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, siyasete giriş sebebi olduğunu söyledi.

Karaburunluların kendisini makamında göremeyeceğini, çünkü her zaman sokaklarda olacağını belirten Eyüp Kaykaç, makama bürokratlarıyla görüşmek için gideceğini açıkladı. “Kovanda bekleyen arı bal yapmaz” diyen Kaykaç, “İletişime her zaman açık olacağım. Her zaman yurttaşların arasında olacağım. Karaburun’un kaybedeceği bir 5 yıl daha yok. Kanalizasyonun, içme suyunun problem olduğu bir yerde, 31 Mart’ta yapılacak seçim, Türkiye’nin politikalarının belirlendiği bir seçim olmayacak. Bu seçim, suyumuzu kim yapar, kanalizasyonumuzu kim yapar, bizim derdimizi kim dinler, seçimi olacak” ifadelerini kullandı.

İKİSİ DE HALKA VE İLETİŞİME KAPALIYDI
1,5 yıl Kaymakamlık yaptığı Karaburun’da AK Parti’nin adayı olmasıyla ilgili süreci anlatan Eyüp Kaykaç, “Kaymakamlık, hele büyükşehirlerde daha konforlu bir meslek. Fakat ben daha meşakkatli belediye başkanı olmayı tercih ettim. Rahat durmayı pek sevmiyorum. Faydalı olabilme noktasında her zaman hareketli biriydim. 1,5 yıl içinde Karaburunlularla, sürekli daire amirlerini toplayıp 16 mahallemizde de toplantılar yaparak, o iş ne oldu, bu iş ne oldu, bunları konuştuk, gündemde tuttuk. Fıtratım gereği rahat duramıyorum. O mahalle gezilerinde şunu gördüm; vatandaşın 100 tane talebi varsa, bunun 90 tanesi belediyeyle alakalıydı. Belediyenin yapması gereken hizmetler bir türlü karşılanmıyordu. Ben de buna dertleniyordum. Mevcut belediye başkanı, şu andaki rakibim İlkay hanım da benim siyasete girme sebebimdir. Gerek benden önceki meslektaşlarımın, gerekse mevcut belediye başkanı İlkay hanımın kapıları, halka kapalıydı. İletişim yoktu. 1 Nisan sabahı o makam kapısını sökeceğim, dedim. Bu vaadimin sebebi, biraz önce anlattığım tespitimdir. İnsanlarla iletişim kurunca, şöyle bir algı oluştu: İdareciler de bizi dinleyebiliyormuş, idareciler iletişime geçebiliyormuş, dediler. Gerek benden önceki meslektaşım ve gerekse İlkay Hanımın iletişime kapalı olmaları, bireysel iletişim sıkıntılarından kaynaklı olarak siyasete girdim ve halkta karşılık buldum. İkincisi, büyükşehirlerde yatırım hizmetlerinin tamamı belediyelerin yetkisinde. Üçüncüsü de Karaburun’un 21. Yüz yılda hiç de hak etmediği bir noktada oluşu. Kanalizasyon, su sorunlarıyla hala boğuşuyor olması ve bu sorunların aşılması konusunda kararlığım, beni bu sürece yöneltti” dedi.

İYİ BİR KARAR VERDİĞİMİ ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUM
Eyüp Kaykaç, adaylığının ilçede nasıl karşılandığı sorusuna, “Kaymakamlık yaptığınız bir yerde istifa edip normal bir vatandaş olmak aslında bir cesaret işidir. Kaymakam olarak dolaştığınız Karaburun sokaklarında 1 Aralık itibariyle normal bir yurttaş oluyorsunuz. Birçok eşimden dostumdan, meslektaşımdan bu konuda uyarı da aldım aslında. Karaburun olur mu? Memleketin değil! Hayır dedim, ben 1,5 yıl Karaburunlu hemşehrilerimin gözlerine bakarak, onların kalplerindeki sıcaklığı görerek böyle bir sürece girdim, yanıtını verdim. 1 Aralık’tan bugüne kadar bize gönül veren veya vermeyen hiçbir Karaburunlu yurttaşımızın en küçük nezaketsizliğini görmedim. Karaburun, insanının saygı ve nezaketinin çok yüksek olduğu bir yer. İyi ki aday oldum. Hala aynı saygıyı görüyorum ve diyorum ki, iyi bir karar verdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum” yanıtını verdi.

O İDDİALARLA İLGİLİ NELER SÖYLEDİ?
Belediye başkanı olduğunda işten çıkarmaların olacağı, insanların yaşam tarzına müdahale edeceği, belediyeye ait yerleri satacağı yönündeki iddialara da cevap veren Eyüp Kaykaç, şunları söyledi:

“Memleketimizin pek çok yerinde görev yaptım, Artvin Yusufeli’nde 6 bin işçi çalıştırdım kaymakamlık bünyesinde. Bugüne kadar hiç kimsenin ekmeğiyle, işiyle, aşıyla oynamadım. Bundan sonra da oynamayacağım. Fakat mevcut belediye başkanı, adaylığı netleştiğinden bu yana seçim rüşveti olarak 40’ı aşan sayıda işçi aldı. Ben onları da işinden, ekmeğinden etmeyeceğim. Ancak vatandaşlarımızda şöyle bir algının olması normaldir. Belediye başkanlığını Ahmet Çakır’dan devralan İlkay Hanım, kendi partilisi olmasına rağmen, Ahmet Çakır zamanında alınan işçilerin bazılarını çıkarmıştı. Dolayısıyla başka partiden biri gelince, bizi de işten çıkarırlar mı diye düşünmelerini gayet normal karşılıyorum. İlkay hanım, Ahmet beyin kadrosunu diskalifiye etmişti. Ahmet Bey’i hayırla yad ediyorum. İletişime açık ve Karaburun’a pek çok hizmet etmiştir. Ancak İlkay Hanım, nevi şahsına münhasır bu tavrından dolayı insanlarda böyle bir algı oluştu. Belediyede çalışan arkadaşlar hiç endişe etmesinler, kimseyi işinden edecek değilim. Hatta biz yeni yapacağımız yatırımlarla daha çok işçiye ihtiyacımız olacak.”

HİZMETLE HALKIN KARŞISINA ÇIKAMADIKLARI İÇİN O ŞEKİLDE KORKUTUYORLAR
“İkincisi, İzmir’in genelinde özel hayata müdahale tartışması var. 13 yıl mesleğimi yaptım. Her şeyden önce belediyenin özel hayata müdahale etme gibi bir yetkisi yok. 22 yıldır AK Parti hükümetleri döneminde hiç kimsenin özel hayatına müdahale edildiği görülmüş değildir. Belediyelerin müdahale ettiğine yönelik bir örnek yok. Bu iddiaların sebebini ben şuna bağlıyorum. 5 yıl hizmetle milletin karşısına çıkamadıkları için böyle bir yola başvuruyorlar. Bu şekilde seçmenini korkutarak seçmenini konsolide etmeye çalışıyorlar ama Karaburun halkının artık böyle bir şeye inanmayacağını düşünüyorum. Mesela Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Yılmaz Büyükerşen’in, beni seçmezseniz özel hayatınız, Atatürk elden gidecek dediğini duydunuz mu? Yılmaz Bey yıllarca ben şu hizmetleri yaptım, beni seçerseniz önümüzdeki 5 yıl içinde şu hizmetleri yapacağım, iddiasıyla yola çıktı. Karaburun ve İzmir’de hizmetleriyle ön plana çıkamadıkları için korku üreterek seçmeni korkutuyorlar. Oysa biz hiç kimsenin özel hayatına karışmadık, karışmayacağız. Belediye başkanı olursam, tek bir yer satmayacağım.”

HAZİNE ARAZİSİNİN SATIŞINI ENGELLEYEN YAZIYI YAZAN BENİM
“İlkay hanım, belediyeye ait 40 dolayında yer sattı. Ahmet Çakır döneminden sonra personel sayısı 10 kat arttı. 70 küsur olan personel sayısı, bugün 500’e yaklaştı. İlkay hanım, personelin maaşını ödeyemeyecek duruma gelince arsaları satmaya başladı, mirasyedi bir evlat gibi. Dede yadigarı arsalar, keyfe keder alınan personelin maaşlarını ödemek için satıldı. Yatırıma dönüştürülmüş hiçbir arazi satış geliri yok. Hazine arazileri Kaymakamlıkların tasarrufunda ve yönetimindedir. Satış yetkisi bakanlıktadır. Kaymakamlık dönemimde, Hazine arazisinin satılmasının uygun görülmediğine dair yazım var. İlkay hanım 40’a yakın arsa sattı ama AK Parti gelirse, Kaymakam Başkan gelirse, parsel parsel satacak iddiasını yaydı. Yahu satışı engelleyen yazıyı yazan benim, arsaları satan sizsiniz! Günün sonunda ben satıcı oluyorum, o da koruyucu oluyor! Takdiri Karaburunlulara bırakıyorum.”

BU ÇAĞDA 6 MAHALLEMİZE TAŞIMA SU GİDİYOR
Karaburun’un öncelikli sorunlarının içme suyu, kanalizasyon ve elektrik altyapısı olarak sıralayan Eyüp Kaykaç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Öncelikle içme suyu sorunu çözülmeli. 16 mahallemiz var. Mesela Mordoğan’da bırakın içme suyunu, duş almakta bile su sıkıntısı var. Kırsaldaki 6 mahallemize bu çağda hala taşıma su gidiyor. Tankerlerle taşınan su depolara aktarılıyor. Vatandaş, o taşınmadan kaynaklı mikroplardan dolayı suyu içemiyor. 10 mahallemizde de içme suyu sıkıntısı var. Suyun olmadığı yerde hayat da yoktur. İkincisi, ilçe merkezimizde maalesef arıtmamız, kanalizasyonumuz yok. Hala evlerde bireysel fosseptikler var. Dolduğunda 20 gün sıra bekliyorsunuz vidanjörün gelmesi için… Üstelik almadığınız hizmetin faturasını ödüyorsunuz! Bu iki hizmetin öncelikle sağlanması gerekiyor. Üçüncüsü, elektrik kesintileri can sıkıcı boyuta ulaştı. Hatlar çok eski ve rüzgardan dolayı havai hatlar da zarar görüyor. Hatların yeraltına alınması ve trafoların yenilenmesi gerekiyor. Kaymakamlık dönemimde elektrik altyapısını yenilemek için Enerji Bakanlığı’ndan 163 milyon lira ödeneğimizi aldık. Bakanlık ihale yaptı, şirket oraya şantiyesini kurdu ama İlkay hanım kazı izni vermediği için bu kamu yatırımı geri döndü. Bizim dönemimizde mayıs ayında tekrar ihaleye çıkacağız, bu sorunu çözeceğiz.”

KARABURUN, İZMİR’İN SANAYİSİ OLMAYAN TEK İLSEÇİDİR
Eyüp Kaykaç, 41 projeyle yola çıktığını belirterek, öne çıkan projelerini anlattı:

“Doğalgaz yok Karaburun’da. İnternet sıkıntısı yaşanıyor. Karaburun’un yat limanına ihtiyacı var. Hem balıkçılarımızı daha düzgün bir ortamda toplamak, hem de dışarıdan gelen misafirlerimizin teknelerini bağlayacakları bir limana ihtiyaç var. Belediye hizmet binamız, meydanımız yok. En önemlisi sanayi sitemiz yok. İnanılır gibi değil ama gerçek; Karaburun, sanayi sitesi olmayan tek ilçedir. Arabanız arızalansa, Urla’ya götürmek zorundasınız. Meslek erbabını uygun koşullarda mülkiyet sahibi yaparak sanayi sitesini oluşturacağız. Marangozdan oto tamirciye bir sanayimiz olacak. Elektrik ve su sorununun olduğu bir yerde insanlar doğalgazı, daha sonraki ihtiyaçlardan sayıyor. Bakanlığımızla görüştüm, dağıtım şirketinin programında da var. Eylül ayında doğalgaz için çalışmalara başlanacağını öngörüyorum. İki yıl içerisinde elektrik, su ve doğalgaz sorununu çözeceğimizi düşünüyorum. Can dostlarımız için çok güzel bir barınak yapacağız. İzmir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün şehridir. Türkiye’de en son kurtuluş günü, 17 Eylül’de Karaburun’dur. Düşmanın en son denize döküldüğü yerdir burası. İlçemize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu Selanik’teki evin mimarisini alarak bir Kültür evi kazandıracağız. Bu kültür evinde Türki cumhuriyetlerinin temsili olacak.”

EKO TURİZMİ GELİŞTİRECEĞİZ
Karaburun’un turizmden hak ettiği payı alamadığının altını çizen Eyüp Kaykaç, “Turizm bakan yardımcımız gelecek ve turizm şirketlerinin temsilcileriyle toplantı yapacağız. Karaburun’un tanıtım sorunu var. İzmir’in dışındaki illerde yaşayan insanlar, Ege’nin tatil bölgeleri nerelerdir diye sorsanız, Karaburun’u saymıyor. Oysa Urla ve Çeşme’den daha güzel koylarımız var. Bilinirliğimiz çok. Festival ve fuarlarla tanıtımımızı yapacağız. Genç girişimcilerimizle eko turizmi canlandıracağız. Karaburun’un 2300 yatak kapasitesi var. 2300 kişiden fazlasını ağırlayamıyoruz. Otel işletmecilerinin hizmet kültürünü üst düzeye çıkarmamız gerekiyor” dedi.

KAMU ÇALIŞANLARI İÇİN LOJMAN SÖZÜ VERİYORUM
Karaburun’da ciddi anlamda konut ihtiyacı olduğu ve kamu çalışanlarının kiralık ev bulmakta zorlandığını belirten Eyüp Kaykaç, ilçeye atanan kamu çalışanları için lojman sözü verdiğini söyledi:

“Lojman projemiz var. İnşallah Hamza Dağ başkanımız da kazanırsa, bu konuda elimiz daha güçlü olacak. Karaburun’da kaynak bulamasanız bile kat karşılığı yaptıracağınız binanın yüzde 60’ı sizin, yüzde 40’ı müteahhidin olur. Öğretmenlerimize, güvenlik güçlerimize, sağlık çalışanlarımıza lojman sözümüz var. Bu projeyle konut arzı olunca, kira bedelleri de kendiliğinden düşmeye başlayacaktır. Karaburun’da güvenlik güçlerimizin lojmanı var, ancak diğer meslek gruplarına ait lojman yok. Köylerde atıl kalan okul binaları çok rahat bir şekilde lojmana çevrilebilecek durumda.”

İSTESEM DE SİYASİ KİMLİĞE BÜRÜNEMEM
İdeolojiden uzak olacağını, hiçbir partinin bayrağını dikmeye gelmediğini, Karaburun’a hizmet etmeye geldiğini anlatan Eyüp Kaykaç, “İdeolojiden uzak olma” konusundaki sözlerini neden söylediğini anlattı:

“1 Aralık 2023’te istifa ettim. Tüm vatandaşlara eşit mesafede oldum ki bunu en iyi CHP’liler bilir. Çok da memnunlardı. Ben 13 yılda edindiğim kültürü bir günde değiştiremem.  İstesem de siyasi bir kimliğe bürünemem. Armut, dibine düşer diye bir atasözümüz vardır, o misal. Devlet adamı olma geleneği önemlidir benim için. Hamza Dağ başkanımı da çok eşletirdiler, niye amblem kullanmıyorsunuz diye. Ben de tanıtım afişlerimde AK Parti logosu kullanmıyorum ve aynı eleştirileri ben de aldım, ambleminizden utanıyor musunuz, neden kullanmıyorsunuz, diye. Logo kullanmayarak mesajımız şu aslında: Bu bir yerel seçim, genel seçim değil. Hamza Dağ başkanım büyükşehirde, ben Karaburun’da halkımıza eşit hizmet etmek zorundayız. İnsan ayırmadan, insan kayırmadan başkanlık yapacağız. Bu partiler, bu ideolojiler, vatandaşa hizmet etmedikten sonra ne anlamı vardır? Karaburun’a, İzmir’e hizmet etmedikten sonra istediğiniz ideolojiye, en güzel partiye sahip olsanız ne yazar? O ifadelerimle, Karaburun için parti ve ideoloji değil, benim için hizmet birinci sırada olduğuna vurgu yapmak istedim. Vatandaşın partisi de ideolojisi de yerel seçimlerde hizmettir.”

1 NİSAN’DA NURŞEN BALCI HANIMEFENDİYİ AĞIRLAMAK İSTERİM
CHP’nin ilk aday gösterdiği isim olan Nurşen Balcı’nın adaylığının geri çekilmesi ve mevcut Başkan İlkay Girgin Erdoğan’ın tekrar aday gösterildiği süreçte CHP tarafında yaşananlardan bir kazanç ummadığını, tam aksine büyük üzüntü duyduğunu anlatan Eyüp Kaykaç, “O olaylardan dolayı daha çok oy alırım diye avucumu ovuşturmadım, tam aksine üzüldüm. Karaburun, ulusal medyada dahi bu kötü olayla konuşuldu. En büyük üzüntüm bundandır. Nurşen Balcı hanımefendiye yapılanlar, Karaburun’a yakışmamıştır.  O hareketi yapanlar, ne Karaburunludur ne de Cumhuriyet Halk Partilidir. Onların kişisel hatalarıdır. Ne Karaburun’a mal etmek doğrudur, ne de CHP’ye mal etmek doğru olur. Yakışıksız bir olaydır ve bizim kültürümüze yakışmaz. Naif insanlarımızla meşhur Karaburunumuzun kavgadan uzak bir yapısı vardır, buna sevinemeyiz. 1 Nisan sabahı biz Nurşen Balcı hanımefendiyi Karaburun’da ağırlamak isterim, Cumhuriyet Halk Partililer ile beraber. Nurşen Hanım, Karaburunlular öyle insanlar değildir, CHP’liler böyle değildir, o hareketleri yapanlar da gerek kınamayı almıştır, diyeceğim. Biraz önce de dediğim gibi, İlkay hanım, benim siyasete girme sebebimdir. İlkay hanımla yarışmak daha zevkli olacak. Hizmet anlamında halkımıza vereceği pek bir vaadi olamayacağını düşünüyorum. Olsa da artık vatandaş nezdinde bir karşılığı yok. Benim iki iddiam var; bir kere 13 yıllık kaymakamlık kariyerimle daha tecrübeli olduğumu iddia ediyorum. İkincisi, iletişime açığım, iletişime açığım ve gencim. Bunlar maalesef İlkay hanımda yok” diye konuştu.

BENİ HALK İSTEDİ, ANKARA GÖNDERMEDİ
Karaburun’da 2014 yerel seçimlerinde CHP ile AK Parti arasındaki yüzde 15’lik, 2019’daki yüzde 10’luk farkın hatırlatılması üzerine “Seçimi kazanma iddianızı güçlendirecek, AK Parti lehine ne değişti?” sorusuna Eyüp Kaykaç, şu yanı verdi:

“Kaymakamlık gibi o konforlu makamı boşuna bırakmadım. İnsanların bize teveccüh gösteriyor. Çünkü İlkay hanım iletişime kapalı. İlkay hanımdan şöyle bir farkım var. Bir gün olsun, beni lütfen aday yapın diye kimseye yalvarmadım, tek söz etmedim. Hatta aday olmamak için, beni aday göstermemeleri için çok sayıda parti yöneticisiyle görüştüm. Ama gerek Cumhur İttifakı mensupları, gerekse Karaburunlu CHP’liler dahil, aday olmam konusunda bir kamuoyu oluşturması, beni bu sürece itti. Rakibim öyle mi? Son dakikaya kadar Ankara’dan çıkmadı. İlkay hanımın aday olmaması gerektiğini CHP’liler de söylüyordu. İlkay hanımın parti içinde bile sevilirliği çok azdı. Bizi cesaretlendiren nokta, işte bunlardır. Beni halk istedi, beni Ankara göndermedi. 5 yıl hizmetsizliği, iletişimsizliği gören Karaburun halkı, iletişimi ve hizmeti göreceği kişiyi, yani beni çok iyi bildiği için, 2014 ve 2019 seçim sonuçlarının 31 Mart seçimleri öncesi hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 31 Mart’ta halkın tercihi olacağımdan kuşkum yok.”