AK Parti İzmir'den 29 Ekim'e özel çalışma: Böyle kurduk, böyle koruduk!

AK Parti İzmir İl Başkanlığı; Ulusal Kurtuluş Mücadelesi yıllarından bugüne; Cumhuriyet ve Demokrasi yolculuğunu çarpıcı bir çalışmayla halka ulaştırmaya hazırlanıyor. 

'Böyle kurduk, Böyle koruduk' başlıklı kapağı ile dikkat çeken çalışma; geçmişin bugüne, 1919'dan 2016'ya uzanan köprünün 'Milli Birlik ve Dayanışma' üzerine kurulduğu vurgusunu yapıyor.

29 Ekim sabahı kentin çeşitli noktalarında AK Partili gençler ve kadınlar tarafından dağıtımına başlanacak kitapçıkla ilgili bilgi veren AK Parti İl Başkanı Bülent Delican; Kurtuluş Mücadelesi ruhunun 15 Temmuz'da canlandığına ve bu çalışmalarının o yılları, darbeler dönemini ve 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin ayrıntılarını bir arada ele aldığı gibi, ortak ve önemli mesajları olan bir çalışma olduğunu söyledi. 

Aynı Milli şuur
1922 yılının zorlu bağımsızlık mücadelesinde; cephane taşıyan kadınlarla, Demokrasi nöbeti tutan kadınların bir arada olduğu kapak dikkat çekerken; Başkan Delican; bu bir aradalığı 'Bağımsızlık ve vatan aşkı' olarak değerlendirdiklerini belirtti: Türk Milleti, Başbakanımız Binali Yıldırım'ın da sıkça vurguladığı gibi; o yılların milli şuuru ile 15 Temmuz'da ikinci kurtuluş mücadelesini vermiştir" diyen Delican; söylerini şöyle sürdürdü;
"O kara günleri aydınlığa çıkaran Türk Milleti'nin ve önderlerinin öyküsü; 15 Temmuz'da tekerrür etmiştir. Halkımız, devletine, iradesine, meclisine, vatanına göz dikmekle kalmayıp, tankla tüfekle üstüne yürüyen hainlerin önünde kendisini siper etmiştir. Bu çalışmanın ana amacı bu nedenle elbette Milli şuur ve birlikteliğin önemini vurgulamaktır. O yılları ve 15 Temmuz darbe girişimi ile sonrasında yaşananları özet bilgilerle derledik. İnanıyorum ki halkımızın da kaynak olarak ilgi göstereceği bir çalışma oldu."

Cumhuriyet'i biz kurduk onu yaşatacak olan...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1923'te kurtuluş zaferini Cumhuriyet'i kurarak taçlandırdıktan söylediği 'Ey, yükselen yeni nesil, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz' sözünü hatırlatan Delican; "15 Temmuz'u örgütleyen hainlerin hedefi buydu. Ortada ne Cumhuriyet ne demokrasi ne milletin meclisi kalmasın istediler. Şanlı Türk Ordusu'nun itibarını yerle bir etmek istercesine, asker kılığında alana çıkıp, Gazi Meclis'i bombalayacak kadar ileri giden bu teröristler eğer başarılı olsalardı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti diye bir şey olmayacaktı. Milletçe, devletçe bir uçurumun kenarından dönüldü. Bu; sürecin iyi yönetilmesi kadar; Atalarının torunu olarak değerlerini korumuş, devletine ve Cumhuriyet'e bağlı bir neslin direnişi  ile sağlandı. O nedenle çalışmanın kapağında ve içeriğinde  "millet kurdu, millet korudu"  vurgusu yaptık" diye konuştu.

Tarihi "Tek'lik ve Bir'lik"  vurguları
Kitapçığın ortalarında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihe geçen sözleri yer alıyor. Atatürk'ün Türk milletinin kuruluşunda etken olduğunu söylediği " siyasî varlıkta birlik, dil birliği, yurt birliği, ırk ve menşe birliği, tarihî karabet, ahlâkî karabet" koşulları bir sayfada yer alırken, karşısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yıllardır odağındaki " tek vatan, tek millet, tek bayrak ve tek devlet" söylemine yer verilmiş.

Bu tarihi sözlerin; bu milletin ve devletin ayakta kalmasındaki en önemli kriterleri barındırdığını söyleyen Delican; bu değerlendirmesini şöyle aktardı: Atatürk; bir milletin uyanışını sağlayıp, o milletten düzenli ordular yaratabilen bir başkomutandı. Bunu nasıl teklik ve birlik koşulları ile sağladıysa, devletin kuruluşu ve bekasını da aynı koşullara bağladı. Bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın vurguladığı bu'dur: Vatanımız, bayrağımız ve devletimiz tek olmalıdır, milletimiz tek olmalıdır ki; güçlü ve bağımsız olabilelim. Devletimizi, sahip olduğumuz milli değerlerimizi, demokrasiyi ve  geleceğimizi koruyabilelim."

Hiçbir darbeci...
Kendisinin sunuşu ile başlayan kitapçığın girişinde; Atatürk'ün, Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakanın döneme ilişkin tarihe geçen sözlerine yer verildiğini söyleyen Delican; vatanına ve devletine sahip çıkmanın önemine değindiği açıklamasında şunları söyledi: Başbakanımız Binali Yıldırım; 15 Temmuz'da içimizdeki düşman için, darbeci ve işgalciler için şunu söylemişti; 'Hiçbir darbeci Atatürkçü de değildir, Kemalist de değildir. Bu en çok Mustafa Kemal’in hatırasını zedelemiştir.'  Bu çok çarpıcı bir tespittir. Ordunun içine kadar sızıp; şanlı bir tarihe sahip Türk Ordusu'nu zan altında bırakacak ve aziz hatırasını kirli emeliyle lekelemek isteyecek ancak düşmandır ve onun Atatürkçü olması düşünülemez."

Demokrasi nöbetleri dönüm noktası
Cumhuriyet'in kazanımları, demokrasinin korunması noktasında son tarihi dönemecin; milyonların meydanları doldurarak tututğu demokrasi nöbetleri olduğuna dikkat çeken Delican; meydanlarda sadece Türk Bayrağı olduğunu, vatanına ve devletine sadakat temelinde her görüşten, inançtan insanın tek'leştiğine dikkat çekti. Delican şu ifadeleri kullandı: Tıpkı Gazi Mustafa Kemal'in söylediği gibi, tıpkı Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın  şiarı gibi; milletimiz 15 temmuz gecesinden başlayarak tek ve bir olmanın haklı zaferini tarihe geçmiştir. Bu nöbetler, vatan ve demokrasi nöbetiydi ve Türk Milleti; tarihini tekrarlayarak omuz omuza meydandaydı. Kitapçığımızda, bu süreçleri, geçişleri de tarihi sözleri ve görselleriyle ele aldık.

Elbette İzmir farkı...
Bağımsızlık ve Cumhuriyet yolunda, demokrasi yolunda canlarını hiçe saymış şehitlerin anısına saygıyla noktalanan çalışmada; İzmir farkının da yer aldığını belirten Delican; şöyle konuştu: İzmir yine biliyordu ki; onun öncülüğü, ülkesinin geleceğini örerdi. İlk işgali yaşayan bu şehir, kurtuluşun da kuruluşun da şehridir çünkü. 15 Temmuz'da da öyle oldu. 15 Mayıs 1919'da düşman işgali ile okunan salalara kayıtsız kalmayan İzmir; 15 Temmuz'da okunan salalarla meydandaki yerini aldı. Esarete dur demekte tarih yazmış bu kent, darbeye de dur demek için meydana inen ilk kentti. Bu çok büyük bir onurdur. İyi ki; İzmirliyim. İyi ki bu şehrin bir evladıyım. Vatanı için nöbet tutulan o gecelerde, kitapçığımızın da kapağında yer alan İzmir'in nene hatununun elini iyi ki tutabildim. İzmir'in kadını, genci; İzmir'in vatan sevgisi bu ülkenin geleceğinin de cumhuriyetin ve demokrasinin de güvencesidir. Şimdiden tüm milletimizin; İzmirli hemşerilerimin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum. Biliyorum ki, yaptığımız bu çalışmaya da sahip çıkacaklar."