CHP'nin yaptığı ön seçimde 13 bin oy alarak İzmir 2. bölge 6. sıradan milletvekili adayı olan İzmir Gazeteciler Cemiyeti eski Başkanı Atilla Sertel'in adaylığı Yüksek Seçim Kurulu'na yapılan itiraz sonucu düşürüldü. YSK gerekçesinde Sertel'in Basın İlan Kurumu'nun Genel Kurulu'na katılmasını gerekçe gösterdi. Sertel'i YSK'ya CHP Çiğli İlçe'ye kayıtlı Ozan Çelik ve Levent Ünal ile Karşıyaka İlçe'ye kayıtlı Ülker Varol adlı partililer şikayet etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçadroğlu'nun talimatı üzerine üç partili MYK tarafından kesin ihraç istemiyle YDK'ya gönderildi.
* ÖZDİL SERTEL'İ YAZDI, BALBAY'A KIZDI!..
YSK'nın kararına karşı Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak 'acil yargılama' ve tedbir kararı isteyen Sertel, DHA'ya şu açıklamayı yaptı: "Mesele o insanların ihracı değil. Onlar maşa, tetikçi. Onlar kendilerine verilen görevi yerine getirdi. Ben aldığım 13 bin oya üzülüyorum. Ailemi üzdüğüm için üzülüyorum. Ben atanmış bir aday olsaydım anlardım ama ön seçimden geçtim. Bunu ihbarcılığa taşımanın anlamı yok. Ben ön seçimde aileme ait olan 40 bin lirayı harcadım. Benzin, büro kirası, araba kiralama, afiş için masraf yaptım. Ben devlet memuru değilim, maaş almıyorum. Basın İlan Kurumu'nun Genel Kurulu'na gitmeden önce partinin avukatlarıyla kurumun avukatlarıyla görüştüm. Hepsi 'kamu görevlisi olarak addedilemez' dediler. O toplantıya gitme nedenim uzun zamandır mücadelesi verdiğim konu olan Türkiye çapındaki cemiyetlere sosyal haklar dağıtımıydı. Hakkaniyet temelinde dağıtım olması için gittim. Her şeye dikkat ettim ama yine vermek istedikleri kararı verdiler."
AYM’YE BAŞVURDU
Öte yandan Sertel, iptal kararına karşı hamlesini yaptı ve konuyu en yüksek mahkemeye taşıdı. Sertel, avukatı Murat Ergün aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Başvuru dosyasına Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi yazı da eklenirken, BİK Genel Müdür Vekili Cem Elçin imzasını taşıyan yazıda “BİK Genel Kurulu’nun yönetim kurulu veya denetçisi olmayan bir Genel Kurul üyesinin, Basın İlan Kurumu’nda münferit olarak herhangi bir iş yapmamakta ve faaliyette bulunmadığını" vurguladı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Atila Sertel, “Daha önce de dediğim gibi ben devlet memuru değilim. Kamu adına görev görmüyorum, kamu görevlisi de değilim. Basın İlan Kurumu Genel Kurulu’nda İzmir Gazeteciler Cemiyeti’ni temsilen gazetecilerin hakkını, hukukunu savunmak için görev gördüm. Basın İlan Kurumu’ndan gelen resmi yazıda da bu açıkça belirtiliyor. Bu yanlışın YSK'dan ya da Anayasa Mahkemesi’nden döneceğine inanıyorum” diye konuştu.
Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyesi olduğu gerekçesiyle adaylığı düşürülen Atila Sertel’in avukatı Murat Ergün, Atila Sertel’in, T.C. Anayasa’sının 67’nci maddesinde tanımlanan seçilme hakkı, Yüksek Seçim Kurulu’nun 18 Nisan 2015 günlü kesin kararı ile ihlal edildiği gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Başvuru dilekçesine Basın İlan Kurumu’ndan alınan resmi yazı da eklenirken, Basın İlan Kurumu’ndan gelen yazıda özetle şöyle denildi:
• “Sayın Atila Sertel, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu, Denetçiler Kurulu, Genel Müdürlük ve Şube Müdürlüklerinde herhangi bir daimi veyahut geçici görev almamıştır.
• BİK Genel Kurulu’nun yönetim kurulu veya denetçisi olmayan bir Genel Kurul üyesi, Basın İlan Kurumu’nda münferit olarak herhangi bir iş yapmamakta ve faaliyette bulunmamaktadır.
• Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyeleri kurum personeli sıfatı taşımadıklarından, Genel Kurul üyelerinin Kurum tarafından personel sicil dosyası tutulmamaktadır.
• BİK mevzuatında Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyelerinin siyasi partilere üye olmasına engel herhangi bir hüküm yoktur.
• Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına uygun olarak faaliyet gösteren siyasi parti teşkilatlarında ilçe veya il yöneticisi yahut genel merkez başkan yardımcısı veya genel başkanı olarak görev yapan kişinin, BİK Genel Kuruluna seçilere gelen basın üyesi olması durumunda siyasi partideki görevi Genel Kurul üyeliğine engel olduğuna dair mevzuatımızda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
• İzmir’de en yüksek sarı basın kartlı üyeye sahip gazeteci derneği başkanının bir siyasi partinin genel başkanı ve milletvekili olması durumunda, bu unvan statüyü taşımasının, BİK Genel Kurul üyesi olarak görev yapmasına engel olduğuna dair 195 Sayılı Kanun ve tali mevzuatında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.”
"TANIRIM AMA YÖNLENDİRMEDİM"
Sertel'in adaylığının düşürülmesi parti kulislerini farklı iddialarla dalgalandırdı. İddiaya göre itiraz eden Çiğlili iki kişiyi Ozan Çelik ve Levent Ünal'ı, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan'ın yeğeni olan aynı zamanda Çiğli Belediyesi Şirket Müdürü, CHP yerel yönetimlerden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Niyazi Arslan ayardı. Arslan, "Ozan Çelik'i de tanırım, Levent Ünal da partinin delegesi… Benim onları yönlendirmem söz konusu olamaz. Bu iddiayı ortaya atanlar önce beni arasınlar, mahkemede hesaplaşalım" dedi.
"KOPARILAN GÜRÜLTÜNÜN BİZİMLE İLİŞKİLENDİRİLMESİ SAYGISIZLIK"
Karşıyaka üyesi Ülker Varol'un milletvekili adayı Ali Engin gibi Tuncelili olduğu, tanışıp görüştükleri öne sürüldü.
Sertel'in adaylığının düşmesi ile 8. sıradan 7. sıraya yükselen Engin'in Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ile hemşerilik ve ticaret ilişkisi de bulunuyor. Abisiyle birlikte siyaset yapan eski il Başkan Yardımcısı Avukat Abdullah Engin, Sertel'in adaylığının düşürülmesi iddialarıyla ilgili olarak DHA'ya yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Biz Sertel'in nerede ne toplantısına katıldığını bilmeyiz. Bizimle uzaktan yakından ilgisi yok. Yapan arkadaşlara gelince onlar parti üyesi ki bunu seçmen de yapabilirdi. Ayrıca bu işleri organize edecek ne var? Her şey gün gibi ortada… Koparılan gürültünün bizimle ilişkilendirilmesi saygısızlık... Dedikodu üzeriden siyaset yapıyorlar. Bu ikinci bir ahlaksızlık. Burada kumpaslık ne var? Ortaya çıkaran da belli..." (dha)