İZMİR -Hükümetin tarım ve hayvancılıktaki yanlış politikalarını eleştiren Türeli önergesinde küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayılarındaki azalış, ot ve saman ithalatı, sütte yaşanan sorunlar ile Suriye'den ülkemize kaçak sokulan koyunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu. Türeli ayrıca, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıkta kötü gidişin önüne geçebilmek için neler yapılması gerektiğini, ot ve saman ithalatına son vermek ve yerli üreticiye sahip çıkmak amacıyla ne gibi tedbirler almayı düşündüklerini, hayvan başına 300 lira et desteğini yeterli bulup bulmadıklarını ve bu konuda ve süt teşvik priminin artırılması hususunda yürütmekte oldukları bir çalışma olup olmadığını Bakan Eker'e sormuştu.
Bakan Eker ise verdiği yanıtta hayvancılığa verilen desteğin artırıldığını ve yapılan ot ve saman ithalatının piyasalarda olumlu etkiye sebep olduğunu ve bu ürünlerin perakende fiyatlarında düşüş gerçekleştiğini ifade etti.
HEDEFLERİ TUTTURAMADILAR
Bakan Eker'in verdiği yanıtı eleştiren Milletvekili Türeli hükümetin hayvancılıkta 3 yıllık ithalat politikasının faturasının çok ağır olmasına ve 3 yılda 3 milyar doların sadece ithal ete gitmesine rağmen Bakan'ın açıklamalarına bir anlam veremediğini söyledi. Türkiye'nin hayvancılık alanında politika ve hedeflerinin ortaya konduğu “Hayvancılık Stratejisi 2005-2013” dönemin Tarım Bakanı tarafından 2004 yılında kamuoyu ile paylaşıldığını da hatırlatan Rahmi Aşkın Türeli söz konusu stratejide çiğ süt üretiminin 2013 yılında 23 milyon tona, yine kırmızı et üretiminin de 800 bin tondan 1,3 milyon tona çıkarılmasının hedef olarak konulduğunu ancak gelinen noktada başarı sağlanamadığını ifade etti.
BESİCİ ÇARESİZLİK İÇİNDE BIRAKILDI
Bakan'ın hayvancılığa verilen desteğin artırıldığına yönelik açıklamasını eleştiren Türeli şöyle dedi: "Türkiye'de 2009 yılında başlayan kırmızı et krizinin ithalatla çözülmeye çalışılması sonucu canlı hayvan ve karkas et ithalatı için 3 milyar dolarlık döviz dışarıya akıtıldı. Ayrıca, ithal et nedeniyle yerli besiciler de ciddi biçimde zarara uğradı. Bunların dışında Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez ot ve saman ithalatı gerçekleştirildi. Sayın Bakan hayvancılığa verilen desteğin artırıldığından bahsediyor ancak hayvan üreticisi borç batağından kurtulmaya çalışıyor. Banka hacizleriyle, hapis korkusuyla karşı karşıyalar. Tüm bunları göz önünde bulundurarak her şeyin nasıl da tozpembe olduğu gösterilmeye çalışılıyor anlamak mümkün değil. Hükümet, hayvancılığa sahip çıkmak için, yurt dışından süt, süt tozu, tereyağı, canlı hayvan, canlı düve, karkas et, ot ve saman alımını bir an önce durdurulmalıdır." diye konuştu.