Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Kamuoyunda kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a gelir sağlamak amacıyla başlatılan Orman Vasfını Kaybetmiş Arazilerin Kullanıcılara Satışı yani 2B kapsamında yapılan çalışmalar sürüyor. Bu çerçevede İzmir’de de süreç devam ederken Gaziemir Sarnıç’ta yapılan tapu tescil işlemleri yine durdu. Bundan üç yıl önce 26 Kasım 2012’de yaptığı itiraz ile sürecin tıkanma noktasına gelmesine sebep olan İstanbullu İşadamı İbrahim Cevahir ve ortakları tekrar itiraz etti.
Tapu Kadastro Müdürlüğü ve Gaziemir Kaymakamlığı’nın koordineli çalışması ile yürütülen işlemlere itiraz eden İbrahim Cevahir, Mehmet Cevahir, Reşat Cevahir, Samra Tümen, Mert Tümen, Aslı Münevver Tümen, Esra Dinçkök, Hüseyin Ersin Takla ve Tomris Taşkent hak iddiasında bulunarak İzmir Kadastro Mahkemesi Hakimliği’ne dava açtı.
ARAZİLER BİZİM
Sarnıç’ta 30 bin kişiyi ilgilendiren tapu tescil çalışmalarının durmasına neden olan yeni gelişmede Cevahir ve ortakları tapu kadastro tespit tutanağının iptalini istedi. Maliye Bakanlığı tarafından tapu müdürlüğü aracılığıyla Sarnıç’ta yaşayanlara verilen arazilerin zilliyetinin kendilerine ait olduğunu belirten taraflar maliye hazinesi adına geçen taşınmazların kendilerine verilmesini, bunun da hisse talebine bulunanlara eşit şekilde tapuya işlenmesini talep etti. Yıllardır Sarnıç’ta yaşayan binlerce ikinci şoku yaşarken çıkan krizin aşılması için mahkemeye devreye girdi. İzmir Kadastro Mahkemesi bilirkişi atanması kararı verirken tapu ve orman işletme müdürlüklerinden işin başlama, bitiş tarihleri, aplikasyon tutanaklarını, eski tarihli memleket ile orman tahdit haritalarını kendisine göndermesini istedi.
SÜREÇ NE OLACAK?
Yerel seçim öncesinde de yaşanan aynı durum bölgede ikinci kez patlak verirken işlemler tamamen durduruldu. AK Parti İzmir Milletvekili Aydın Şengül ve Rıfat Sait başta olmak üzere birçok kişi toplantı yaparak sorunun çözüldüğünü ifade etmişti. Kanunun 7. Maddesinde düzenleme yaparak sorunun aşılacağını belirten isimler o dönemki Torba Yasa’da bir çalışma yapamayınca kurumların kendi aralarındaki yazışmalar ile sorunu bitirdiklerini dile getirmişti. Konunun üç yıl aradan sonra yeniden başa dönmesi zaman kaybı olarak değerlendirildi.