Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’in aldığı 8 yıl 4 ay hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanması ile başlayan gergin süreç devam ediyor. Vali Cahit Kıraç, çıkan kararın ardından İçişleri Bakanlığı’nı şu anda izinli olarak İsveç’te olan Özgüven’in görevden alınması için yazı gönderirken ceza alan diğer dokuz kişi gergin bekleyişini sürüyor. Yargıtay’ın aldığı karar henüz Bergama Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilmediği için Özgüven dışında ceza alanların büyük bölümü ailelerine vakit ayırmayı tercih ediyor. Şu anda Dikili Belediye Meclisi’nde görev yapan Meclis Üyesi Sedat Öcal’ın da aralarında bulunduğu kişilerin bazılarının izin aldığı belirtildi. Özgüven ile birlikte iki farklı ihaleden ceza alanlar arasında Belediye Yazı İşleri Müdürü Canan Işık, Emlak Şefi Ahmet Karataş, eski Muhasebe Müdürü Nuri Afacan, eski Meclis Üyesi Bülent Karataş, Fen İşleri Müdürlüğü personeli Erman Sezer, Su İşleri Müdürlüğü tahsilat görevlisi Halil İbrahim Tanık, eski zabıta memurları Reşat Akdoğan ve Cemal Gürsel Durmaz da bulunuyor.
BAŞKAN SAHİP ÇIKMADI
Garaj olarak faaliyet gösteren alanın arsasını kurulmamış bir şirkete vermek, yasaklı olan belediye şirketi Jeotermal AŞ’den araç kiralamak gibi iki konudan hapis cezasına çarptırılan Özgüven’e yalnız bıraktığı belediye çalışanları da tepki göstermeye başladı. Bazı isimlerin ‘başkana güvendik, bizi yarı yolda bıraktı’ dediği de ifade ediliyor. Belediye Başkanı Özgüven ile birlikte hapis cezası alan isimlerden biri olan Emlak Şefi Ahmet Karataş, garaj ihalesinin olduğu gün göreve vekaleten baktığını söyledi. Karataş, “İhale günü muhasebe müdürü gelmedi. Ben imzaladım. Dosyanın içeriği ile ilgili bilgim de zaten yoktu. İhale konusunda ayrıntılı bilgiye sahip değildim. O zaman imza attık. Tabi ki şimdi ben ve diğer arkadaşlarımın içine düştüğü bir durum var. Durumu çok da iyi olmayan, evini geçindirmek, çocuklarına bakmak zorunda olan arkadaşlarımız var. Ben yıllardır burada yaşıyorum. Bu süreçte başta başkan olmak üzere yetkililer tarafından yalnız bırakıldık. Hiçbir şekilde evrakını bile görmediğim bir mesele yüzünden hapis yatacağım. Belediye başkanının yerinde olsam burada kalır memuruna, arkadaşlarıma sahip çıkardım. Ama o yapmadı” dedi.
Gerek garaj arsası satışı gerekse ikinci el araç alımı ihalesi olmak üzere birçok konuda Belediye Başkanı Özgüven ile karşı karşıya gelen isimler eski Belediye Başkanı Yüksel Uçar ve DP eski İlçe Başkanı Halis Devecioğlu önemli açıklamalarda bulundu. Uzun yıllardır yaptıkları mücadelenin sonuçlandığını anlatan Uçar, “Ben gerekli yerlere gördüğüm yanlışlar nedeniyle şikayetimi yaptım. Biz bu süreçte misyonumuzu tamamladık. Artık gerisi yargının karar vereceği bir iştir” diye konuştu
BİZİ DİNLEMEDİLER
İlçede 2004-2009 yılları arasında belediye meclis üyeliği yapan DP eski İlçe Başkanı Halis Devecioğlu da belediye personeli ve kararlarda imzaları bulunanların sıkıntı içine düştüğünü söyledi. Devecioğlu, “Mahkeme süreci uzun sürdü. Zaman zaman tanıdığımız arkadaşlarla bir araya gelirdik. Onlara ‘bakın bir yanlış varsa ki var, arka çıkmayın. Belediye başkanının size imza attırdığını söyleyin. Hakimlere gerçekleri anlatın’ dedim. Onlar da bizi hiç ciddiye almadı. Belediye başkanı ne dediyse, avukatlar ne verdiyse mahkemede aynı ifadeleri söylediler. Yaptıkları yanlıştı ama doğruyu bulmak için de gayret göstermediler. Maalesef durum böyle oldu. Belediye başkanı yüzünden onlar hapse girecekler. Biz, geçen yıllar içerisinde avukat bile tutmadık. Davalara onlar otobüsler dolusu insan, avukatlarla girerken biz tek bayımıza mücadele ettik. Bu işten bir beklentimiz, kazancımız da yok. Çocuklarımıza daha huzurlu ve yaşanabilir bir Dikili bırakmak istedik” ifadelerini kullandı.
KAHRAMANLAŞTIRILIYOR!
Belediye Başkanı Özgüven’in garaj ihalesinden yargılanmaya başladığı dönem CHP’den değil SHP’den belediye başkanı olduğunu, CHP’ye sonradan geçtiğini ifade eden Devecioğlu, “Garaj ihalesinin şikayetini 2008 yılında yaptık. Orada ihaleye giren kişiye şirketi sonradan kurdurttular. Önce ihale yapıldı, ardından şirket sonra kuruldu. İhale kanununda böyle bir şey yok. Şikayet üzerine belediyeden ihale dosyaları talep edildi. Yine hapis cezasına konu olan diğer araç kiralama işinde de yanlış yaptılar. Araçları belediye şirketine kredi ile aldılar. Krediler ödenmeyince şirket yasaklı hale geldi. Haciz işlemi uygulandığında araçlar satışa çıkacağından apar topar bir formül bulunarak belediye ikinci el araç ihalesine çıktı. Belediye şirketi de belediyenin açtığı ihaleyi kazandı. Araçlar gitmesin diye belediyenin üzerine devir yapıldı. Borcu ve yasaklı olan bir şirketi ihaleye sokamazsınız. Bunların ikisi de ihaleye fesat karıştırma suçu olarak önlerine çıktı. Birileri çıkıp işi başka yerlere götürmeye çalışıyor. Meselenin su davasıyla falan alakası yok. Su davasında ben de yargılandım. Zaten ceza da almadık. Özgüven kahramanlaştırılıyor. Sanki suçsuz yere bunlar başına gelmiş gibi bir algı yaratılıyor” dedi.