İZMİR - Kaz Dağları'nda geçen 5 yılın ardından 2011 yılında Menemen Dumanlıdağ'daki Turgutlar köyünün arka tarafına yerleşen İmece Evi'nin sakinleri, doğayla iç içe bir yaşam sürüyor. Ekmeklerini, meyvelerini, sebzelerini, zeytinyağlarını, sabunlarını, diş macunlarını ve hatta güneş enerjisi ile kendi elektriklerini üreten İmece Evi sakinleri, adeta dünyadan elini eteğini çekmiş bir şekilde, yüzde 100 doğal ve organik yaşam biçimini benimsiyor. Aynı zamanda birer aktivist olan İmece Evi'nin daimi sakinleri, mümkün olan en az teknoloji, en az para ile yaşamlarını devam ettiriyor.
İzmir'e yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta yıllar önce terk edilmiş eskiden Dutlar Köyü olarak bilinen Turgutlar köyünün yer aldığı Dumanlıdağ'da kurulan İmece Evi Doğal Yaşam ve Ekolojik Çözümler Çiftliği ziyaretçileri arasında doktor, mühendis gibi meslek gruplarından kişiler ile dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, doğal yaşamı arzulayanlar yer alıyor. İmece Evi'nde birkaç günlük kamplar, kurslar düzenleniyor. Son olarak "Şirinler evi" olarak bilinen mantar ev inşaatına başlayan İmece Evi sakinleri, ziyaretçilerini özenle seçiyor. Ziyaretçileri, çobanlıktan meyve-sebze toplamaya, ev inşaatında çalışmaktan reçel yapımına kadar bi çok zorlu yaşam koşulu bekliyor. Alkol, sigaranın bulunmadığı, buzdolabının yer almadığı İmece Evi'ne gidecek olanların, bu zorlu yaşam koşullarını benimsemesi gerekiyor. İmece Evi'nde bayram tatili için de özel programlar hazırlandı. İmece evi'ni merak edenler öncelikle www.imeceevi.org web sitesine girerek, merak ettiklerini öğrenebilirler.
İmece Evi kurucularından ve daimi sakinlerinden İsmail Yenigün (49), Türkiye'de bu şekilde başka bir örneğin bulunmadığını belirtti. Yenigün, "2007'de ekolojik kamp olarak kurduğumuz İmece Evi önce bir çiftliğe, sonrada kendiliğinden bir öğrenme merkezine dönüştü. Burayı bir tür tapınak, okul, arınma merkezi gibi görebilirsiniz. Köylerde ya da şehirlerdeki etkinliklerimizi sitemizde ve haberleşme ağlarımızda yayınlayıp katılımı, dayanışmayı arttırmaya çalışıyoruz. Amacımız barış içinde temiz bir Dünyayı hemen şimdi yaşamak. Başka bir dünyanın, kendine yeten üretimleriyle, takas ile doğayla uyumlu, kolektif dayanışmayla, erk-iktidar oluşturmadan, açık, şeffaf, dürüst ve cesaretli, coşkulu adımlarla mümkün olduğunu gördük" dedi.
Kaz Dağları'ndaki arazinin kiralık olduğunu daha sonra kendi arazileri olan Dumanlıdağ'a taşınma kararı aldıklarını anlatan Yenigün, şöyle devam etti:
"Bizim asıl derdimiz Dutlar Köyü'nü tekrar yerleşime açabilmek. Burada dışarıdan hiçbir gelir yok. Amca parası, kira, faiz hiçbir şey yok. Burada kendi kendine yeten bir yaşamı kurmak istedik. Biz gezginiz aynı zamanda. Bu dünyadaki karargahımızı oluşturmak hedefimiz. Böyle bir yer oluşturunca ister istemez bir cazibe merkezi oluyor. İnsanlar buraya gelmek istiyor. Gelsin ama bize hem ekonomik hem de psikolojik bir yük olmasın istiyoruz. Bizim burada ziyaretçilerimizi besleyecek bir üretimimiz yok. Bizim kendimizi besleyecek bir üretimimiz var. Biz kurslardan ve insanlar herhangi bir ücret almıyoruz. Ama ekonomik yük olmamakta gerekiyor. Buraya parasız olan gelebilsin istiyoruz. Öğrenciler ödeyebiliyorsa 10 lira ödesin. İşi gücü olanlarda 30 lira versinler ki parası olmayın da destekleyebilsin. Atölyeler zamanında ziyaretçi sayısını 20-30 kişiyle sınırlı tutuyoruz."
Gezginliği bir hayat tarzı olarak belirleyen, barınma, yemek, giyinme gibi temel ihtiyaçlardan fazlasını hayatına sokmak istemeyen Reyhan Güler, 3.5 yaşındaki kızı Surya Toprak Kapucu ile birlikte 2 aydır İmece Evi'nde kalıyor. Hayatının geri kalanını İmece Evi'nde geçirmek istediğini belirten 30 yaşındaki Güler, "Zamanımı başkalarına kiralayıp, para kazanmak için yaşamak istemiyorum. Temel ihtiyaçlarımı burada karşılayabiliyorum. Bize dayatılan sistemin dışında olmak istiyorum" diye konuştu.
Elektrik teknikeri Gökhan Can da (38), İmece Evi'ne kalıcı yerleşmek isteyenler arasında yer alıyor. 5 yıl önce Kaz Dağları'nda İmece Evi ile tanıştığını anlatan Can, artık her şeyi geride bıraktığını ve burada yaşama devam etmek istediğini söyledi.
İMECE EVİ'NİN JAPON MİSAFİRİ
İmece Evi, dünya üzerinde ekolojik yaşama gönül verenleri biraraya getiren çok sayıda sosyal ağa üye bulunuyor. Yurtiçinden ve dışından bir çok ziyaretçi bu örgütler aracılığıyla İmece Evi'ne geliyor. Ta Tu Ta (Tarım Turizm Takas) Ekolojik Köyler Ağı, WWOOF World Wide Opportunities on Organic Farms (WWOOF) ve Global Ecovillages Network bunların başında gelenler arasında yer alıyor.
Japonya'da yaşan deprem ve arkasından gelen tsunami felaketinde annesi, babası ve büyükannesini kaybeden Tomoko Yamamoto'da (31), sosyal ağlar aracılığyıla İmece Evi'ni keşfedenler arasında yer alıyor. Yamamoto, doğayla iç içe bir yaşam sürmek için Türkiye'ye gelip, Emice Evi'ne yerleşenler arasında bulunyor. Bir süre burada kalıp Japonya'ya dönünce arkadaşları ile birlikte kendi ekolojik yaşam alanlarını kurmak isteyen Yamamoto, "Japonya'da buradakine benzer bir şekilde yaşamak istiyorum. Arkadaşlarım yurtdışına gitmemi tavsiye etti. Bende dünya üzerinde ekolojik yaşam için gönüllüleri bir araya getiren World Wide Opportunities on Organic Farms (WWOOF) örgütü aracılığıyla İmece Evi'ni keşfettim ve gelmeye karar verdim. Hayatımda ilk inciri burada yedim. Türkiye'ye uzun yıllardır gelmek istiyordum. Burada çok mutluyum" dedi.