Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin'e hareketinden önce havalimanında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Milli birliğimize ve kardeşliğimize kast edenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil" dedi.
Erdoğan, Çin'e hareketinden önce havalimanında açıklamalarda bulundu.
Son günlerdeki terör saldırılarına değinen Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin de önemli mesajlar verdi.
Çözüm sürecinin hükümetin "samimi" yaklaşımıyla başladığına işaret eden Erdoğan, "Bundan rahatsız olanlar oldu. Son seçimlere, 30 Mart seçimlerine giderken çözüm sürecinin istismar olduğunu gördük. Çözüm süreci karşılığını bulmadı. Daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bunun hasar gördüğünü fark ettik. Artık ortada bir gerçek var. Milli birliğimize ve kardeşliğimize kast edenlerle çözüm sürecini devam ettirmek mümkün değil" diye konuştu.
MHP lideri Bahçeli'nin Yargıtay'a HDP'ye ilişkin yaptığı çağrıya ilişkin soruya da yanıt veren Erdoğan, parti kapatılmasını doğru bulmadığını söyledi.
"BEDELİNİ ÖDEMELİLER"
Erdoğan, teröre destek veren parti yöneticilerinin "bunun bedelini ödemesi" gerektiğini söyleyerek şöyle devam etti:
"Bunları dokunulmazlık zırhından sıyırmak suretiyle, biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Biz gerçek kişileri muhatap almalıyız, tüzel kişilerle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekeni yapmalı, senin sırtını dayadığın terör örgütü mü, bunun bedelini ödeyeceksin."
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Dün teröristler tarafından şehit edilen Binbaşı Arslan Kulaksız'a rahmet diliyorum. Seçim öncesinden beri teröristlerin alçakça, kalleşçe saldırılarında şehit olan güvenlik görevlilerimize rahmet diliyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teröristlerden de onları destekleyen sözde siyasetçi, sözde aydın, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcisi herkesten de şehitlerimizin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır.
Bu bir süreçtir ve aynı kararlılıkla devam edecektir. Elinde silahı ya da molotofu ve maskesi olan herkes gereken cevabı alacaktır. Güvenlik güçlerimiz ve savcı hakimlerimizin ihtiyaç duydukları yasal düzenlemeleri yapılmıştır.
Mİlletimizin can ve mal güvenliğine karşı devletin üzerinde olan görevi yerine getirme mücadelesidir bu. Topraklarımıza huzura kast edenler, milletimizin güvenliğine kast edenler, bu sorumluluğa da kast etmiştir ve bunun gereği yerine getirilecektir.
İç güvenlik yasasında ne varsa, bunlar kitaplar arasında kalması için yapılmamıştır. Uygulayıcılarda sıkıntı varsa kendilerini test etmeleri gerekir.
Şehirlerimizde, şehirlerimizin ilçe merkezlerinde, kırsalda nerede olursa olsun bu ülkenin her santimetrekaresinde devlet vardır. Devlet bu varlığını bütün imkanlarıyla seferber etmek suretiyle ortaya koyacaktır. Süreç şu anda başlamıştır, bu süreç herhangi bir rehavete fırsat vermeden de devam edecektir.
Türkiye'nin terör örgütleri arasında ayrıma gittiğine yönelik yakıştırmalar dezenformasyondur.
Bizler tüm devlet başkanları ve hükümet başkanlarıyla kurmuş olduğumuz telefon diplomasisiyle kendilerine her şeyi açık bir şekilde anlatıyoruz. BUgün NATO'nun da bir toplantısı var. NATO üzerine düşen neyse bu adımı atmayı beyan edeceğine vereceğine inanıyorum.
En önemli adımlar güneyde attığımız adımlardır. Kandil'de ve içeride attığımız ve atacağımız adımlardır. 23, 24, 25'te ve bugünlerde yapılanlar bu iş bitmiştir anlamına gelmesin. Süreç devam edecektir. Vatandaşlarımızın ellerindeki bilgi ve belgeleri güvenlik güçlerimize ulaştırması gerekmektedir."
GÜVENLİ BÖLGE
Burada şu anda ilk adım, alt yapıyı oluşturmak. Konuyla ilgili Obama ile yaptığımız görüşmede bunları etraflıca ele aldık. Her şeyden önce malum terör örgütü DEAŞ'la Kuzey Suriye'deki mücadele büyük önem arz ediyor. 1.7 milyon Suriyelinin dönmesi için bu bir zemin. Aynı şekilde ulusal güvenliğimize tehdit oluşturan malum unsurlar var. Güvenli bölge olarak tanımladığımız bölgenin tehditten arındırılması önem taşıyor. İlk etapta buranın arındırılması ve temizlenmesi gerekiyor.
Terör sadece Türkiye'yi ilgilendirmiyor. Bir DEAŞ dediğimiz zaman, militanlarındünyanın en ücra köşelerinden geldiğini görüyoruz. Bunlara karşı Türkiye 16 bin yabancı savaşçıyı sınırdışı etmiştir. Bu bu konudaki hassasiyetimizi gösteriyor. Herkesin istihbaratı iyi sağlaması gerekiyor. Bu mücadeleyi bu şekilde sürdürmeye kararlıyız.
"DEAŞ'LA SAVAŞSA DA TERÖR ÖRGÜTÜ"
NATO üyesi olan ülkeye her türlü desteği verir, 4. madde uygulamadadır. Şu anda saldırıya uğramış olan Türkiye kendisini güvence altına alma haklarını kullanmaktadır. Uluslararası hukuktan doğan tüm haklarımızı kullanmaya devam edeceğiz. NATO'nun hazırlıklı olması talebimiz var. ABD, DEAŞ nasıl terör örgütüyse, terör örgütüyle savaştığını iddia eden PKK'nın da terör örgütü olduğunu açıkladı.
Türkiye terör örgütünün uzantısı olan siyasi partinin bir açıklamasını duydunuz mu? Onları sahiplenmenin gayreti içerisinde olmuşlardır. Bütün dezenformasyonlara karşı hükümet ve devlet başkanlarını bilgilendiriyoruz. Görüştüğümüz devlet başkanları da sağolsunlar açıklamalarını yapmaya başladılar, Türkiye'nin yanında olduklarını söylüyorlar.