Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - Genel seçimler öncesi CHP’de aday adaylık yarışı hız kazanırken bir adaylık da İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdal Duman’dan geldi. İzmir 2’inci Bölge’den aday adayı olan Duman basın açıklamasını İl Binasında yaptı. Duman’a kendisini gibi aday adayı olan Bornova Belediyesi eski Başkanı Kamil Okyay Sındır, doktor arkadaşları, ailesi ve çok sayıda partili eşlik etti.
PARASIZ OLMASI GEREKEN SAĞLIK PARALI HALE GELDİ
Sağlığın AK Parti iktidarıyla paralı hale geldiğini belirten Duman, konuşmasında sağlıktan örnekler verirken kaynak israfı yapıldığını söyledi. Duman, “Hekim olarak uzmanlık alanıma giren şeker, tiroid, obezite gibi kronik hastalıklar hızlı ve daha ağır şekilde artmaktadır. Ülkemizde her 100 kişiden 14’ü şeker hastasıdır, 30’u da şişmanlık tanısı ile izlenmektedir. Çevre kirliliği, sağlıksız katkılı gıdalar sağlımızı bozarken, devletin kötü sağlık politikaları ve ekonomik bozukluklar sağlık sorunlarını çözülemez hale getirmektedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun kemer sıkması nedeniyle hastalar, tüm ilaçlara ulaşamazken, hastanelerde gerekli birçok tıbbi malzeme devletin ödeme kapsamından çıkartılması nedeniyle ödenmemektedir. Herkes için ücretsiz olması gereken sağlık paralı hale gelmiştir. Sağlık Bakanlığı sağlığın ‘parasız’ olduğunu iddia ederken, hastaların ceplerinden fark ettirilmeden takip, tetkik ve ilaç fark ücretleri alınmaktadır. Sağlığa ayrılan kaynak yetersiz olduğu gibi sağlık özelleştirilerek ve politize edilerek ciddi anlamda kaynak israfı sağlanmıştır. Sağlık çalışanları hedef haline getirilmiştir. Hekimlerin çalışma koşulları zorlaştırılırken alternatif tedavi altında şarlatanlık teşvik edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin kullanmadığı malzeme, ekipman ve cihazların kullanımı zorunlu hale getirilerek sağlıkla ilgili risk artırılmaktadır. Sağlıkta bir ülke politikası yerine yandaşlara yönelik kayırma politikası var. Günübirlik yönetmelik yasal değişiklikler bunun en güzel örneğidir. Çin gribine karşı alınan ve kullanılmayan milyar dolarlık aşıların hesabını kim verecektir? Çocuk mamalarında genetiği değiştirilmiş mısır tespit edilen bir ülke olduk” ifadelerini kullandı.
KİRLİ BİR ÜLKE HALİNE GELDİK
Doğal kaynakların da hızla tükendiğini ifade eden Duman, 5 yıl önce Kocaeli Dilovası'nda annelerin sütlerinde ağır metal saptayan öğretim üyesinin her türlü baskıya, tacize ve yasal soruşturmaya tabi tutulduğunu belirtti. Duman, “Ülkemizin bütün akarsuları ciddi kirlilik tehdidi altındadır. Meriç'in suladığı alanlardan elde edilen tarım ürünlerinin riskinden bahseden meslektaşımız her türlü yasal ve bürokratik takibe uğramıştır. Ülkenin doğal kaynakları hızla tüketiliyor. Toprağı, suyu, havası kirli bir ülke haline geldik. Kendi kendine yeten 7 ülkeden tarım ürünü ithal eden ülkeye döndük. İhraç ürünlerimiz toksik tarım ilacı dozlarından dolayı geri gönderiliyor” dedi.
KURULUŞLAR ÖZELLEŞTİRME ADI ALTINDA SATILIYOR
Cumhuriyetin simgesi kuruluşların satılarak rant sağlandığının vurgusunu yapan Duman, “Dışarıdan gelen sıcak para ile günü kurtaran, üretimi azalan bir ülke haline geldik. Yağmalanan kentsel rantlar, birlikte ciddi kentsel sorunları da beraberinde getiriyor. Küçük bir yağmurda sellerle birlikte insanlar ölüyor. Yatırım adı altında batının kirli sanayileri ülkemize yerleştiriliyor. Ara ürün üretimi yerine fason üretimi sağlayan dev binaları güzelim tarımsal alanlarımıza yerleştirdik. Cumhuriyetle birlikte kurulan ülkenin simgesi kuruluşlar özelleştirme adı altında haraç mezat satıldı ve satılıyor” diye konuştu.
DEVLET TECAVÜZCÜ MAHREMİYETİNE DÖNÜŞTÜ
“Özgür basının sesi kısılmaya çalışılıyor” diyerek sözlerine devam eden Duman, telefonların dinlenerek özel hayatın da taciz altında olduğunu söyledi. Duman, “ Dünyada İran'da, Çin'de ve Kuzey Kore'de bile olmayan uygulamalarla yüzlerce gazeteci tutuklandı, basın kurumu kapatıldı ya da baskıya uğratıldı. Telefonlar dinleniyor özel hayat taciz ediliyor. Eşimizle çocuğumuzla bile telefonlarda rahat konuşamıyoruz. Cumhuriyetin kurumları yerine sultanlığın emirlikleri oluşturuluyor. Küçük çocuklar eylemci diye ağır cezaevi koşullarında tutuluyorlar. Pozantı'da tutuklu çocuklara tecavüz bu ülkenin utancıdır. Bunu haber yapan gazeteci devletin mahremiyetinden yargılanıyor. Devlet ana devlet baba yerine ''tecavüzcü mahremiyeti olan Devlet'' e dönüşen bir devlet anlayışı var. ''Yurtta barış dünyada barış'' anlayışı yerine komşularıyla sorunlu şiddeti katliamları savunan katillerle işbirliğine dönüşen bir anlayış ne yazık ki yürürlüktedir. Dünyada dışlanan alay edilen bir ülke olduk” ifadelerini kullandı.
ŞİDDET VE ÖTEKİLEŞTİRMEDEN UZAK DURMALIYIZ
Şiddet ve ötekileştirmeden uzak olunması gerektiğini belirten Duman, “Şiddettin ve nefretin iktidarında yaşıyoruz Demokratik, özgür bir ülke haline geleceğimize, daha karamsar, daha korkak hale gelen ve şüphe eden bir ülke haline geliyoruz. 4 yıl önceki seçim konuşmam da Mısır ve Tunus'a benzemeye başladık demiştim şimdiyse daha da kötüye gidiyoruz” dedi. Duman, “İnsanlarda kaygıya dayalı bozukluklar travma sonrası bozukluklar had safhada, annelerin babaların korkusu yeni Özgecanlar, Fıratlar, Medeniler, Ceylanlar, Ali İsmailler, Berkinler olacak mı? İnsanlar üniversitelerde liselerdeki çocuklarının yaşamlarından kaygı duyuyorlar. Kadına yönelik şiddet hepimizin ortak yarasıdır. Ne yazık ki bu konu da dünyada ilk sıralarda yer almaktayız. Nefret ve şiddet sporda, gündelik yaşamda ve okullarda giderek büyüyen, yolsuzlukla, haksızlıklarla iyice zenginleşen bir sarmal oluşturarak güzel ülkemizi boğuyor. Ötekileştirmeden yaşamalıyız Öncelikli olarak toplumsal barışı sağlamak zorundayız. Kimseyi ötekileştirmeden, ezmeden, yok saymadan, temel insani değerlerde buluşmak, ortak amacımız olmalıdır. Aidiyet duygusunu güçlendirerek, kimliklerimiz üzerinden diğerlerini ötekileştirmeden ''bir ulus'' ve ''toplum'' olmayı birlikte yaşamayı özgürce seçmeliyiz. “Bizden olan” ve “bizden olmayan” ayrımı, siyasette, spor karşılaşmalarında, kampüslerde, gündelik yaşamımızdaki ilişkilerimize kadar pek çok alanı etkiliyor. Yeni Anayasa halkın talep ve isteklerini doğrultusunda, tüm siyasi partilerin mutabakatıyla oluşturulmalıdır. Yerel yönetimler güçlendirilmeli ve bireysel hak ve özgürlükler genişletilmeli” diye konuştu.
ÇOCUKLAR ÖLMESİN
Duman konuşmasının son bölümünde birlik vurgusu yaparken polis devletinden yurttaş odaklı devlete geçmenin gerekliliğinden bahsetti. Duman, “Hepimiz aynı gemideyiz başka gidilecek ülke yok. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal'in hedefi olan Muasır Batı Medeniyetini CHP ülkede kuracaktır. Özgürlükçü, barışçıl, insana, doğaya, emeğe saygılı bir ülke sadece bizim değil komşularımızın da rüyasıdır. Bu dünya da biz emanetçiyiz dünyayı temiz ve güzel bir şekilde geleceğe bırakalım. Geleceğin Türkiye’sinde çocuklar ölmesin. Ailenizin doktoru olarak vekil olsam bile kalmaya devam edeceğim. Beni Bornova pazarında zeytin alırken, metroda gazetemi okurken, mahallenin küçük bakkalında çocuğuma süt alırken görmeye devam edeceksiniz. En fazla iki dönem için vekil olacağıma söz veriyorum. Farklılığı sağlıklı bir Türkiye için hep birlikte oluşturacağız” dedi.