CHP’nin kıdemli ismi Çam: İzmir adaylarını Ankara belirlemesin!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir 24.25 ve 26. Dönem Milletvekili Musa Çam SONSÖZ TV’de yayınlanan “Günaydın Ege” programına konuk oldu. Çam, yerel seçimlerde adayların eğilim yoklaması yapılarak parti örgütüne ve STK’lar ile birlikte odalara ve meslek kuruluşlarına da sorulması gerektiğini söyledi.

Çam, “CHP olarak halka umut olacak işler yapmalıyız. Maddeleri sıralayıp alt alta yazmalıyız. Bunlardan birisi de yerel seçime yönelik adayları belirleme yöntemlerini kararlaştırmaktır. Bana göre önce yöntem belli olmalıdır. Adaylık başvuruları yöntemlerden sonra alınmalıydı.  Önseçim, Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarıyla ilgilidir. Şubat Ayı’nı bulur. O yüzden eğilim yoklaması yapılmalıdır. Tüm üyelerin sandığa gideceği bir yöntemle adaylar belirlenmelidir. Bu durum parti örgütünü mobilize eder.  Herkesin aday olduğu ve tanıtıma çıktığı dönemde projelerimizi, hayallerimizi anlatırsak tüm halka dokunuruz. Yine tüm sivil toplum kuruluşları ve odaların görüşleri alınmalıdır.  Onlar için de sandık konulmalıdır. Kim kendisine yakınsa onu tercih eder ve genel merkez dikkate alır. İnsanları da kızdırmamış olursunuz.  Aksi bir yöntemde aday ilan edildiğinde seçmenin yüzde 50’si rahatsız olur. Ankara’nın İzmir’deki adayları belirlemesinin sağlıklı olacağını düşünmüyorum” dedi.

30 İLÇEDE VARIM!
Çam, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olup olmayacağı yönelik soruya da yanıt verdi. Çam, “Ben olsam da olmasam da partimin neferiyim. İzmir’in CHP’li bir başkan tarafından yönetilmesi için çalışacağım. 24 Haziran’da listeye girmeyince seçmenlerimiz rahatsızlıktan dolayı bana ‘partimizin bir bildiği var, Muharrem İnce Cumhurbaşkanı olacak siz de bakan olacaksınız’ diyordu. Evet listeye itirazım var ama kırgınlığım yok. Cumhurbaşkanımız Muharrem bey olsun, ben bir şey olmasam da olurdu. Muharrem Bey olamayınca vatandaşlarımız gittiğimiz her ilçeye beni yakıştırıyor. Birinci bölgede Selçuk’tan Karaburun’a kadar her yere aday görüyorlar. Vatandaşa ‘7 yıl vekillik yaptım, bana haksızlık yapıldı. Bir ilçeye aday olmam yakışmaz. İlla ki bir şey olacağım diye bir şey yok’ diyorum.  Ama Aziz Bey 1 Ekim’de, ‘aday olmayacağım’ dedikten sonra oturdum düşündüm. Tam 47 yıldır İzmir’de siyasetin içindeyim. 1973 yılından bu yana kadar belediyecilik deneyimim var. Eski bir belediyeciyim. Konak’ta başkan yardımcılığı yaptım. 30 ilçe beni çok yakından tanır. Kiraz’dan, Kınık’a kadar tüm köyleri Musa Çam’ı tanırlar. Aziz Bey’in vedasından sonra bana ‘aday ol’ dediler. Düşündüm, taşındım bu talebi karşılamak gerekiyor.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmayı düşünüyorum. Aday belirleme yöntemi belli olmadığı için çekincelerim ve rahatsızlıklarım var. Yöntem belli olsaydı ‘adayım’ derdim. Fikrimi netleştirip 19’una kadar kesin kararımı vereceğim. Beklentiyi karşılamayı düşünüyorum. Mutlaka başka adaylar da var. Kesinlikle yöntem acilen belirlenmelidir” diye konuştu.VEKİLLER ADAY OLABİLİR Mİ?
Milletvekillerinin belediye başkanlığına aday olmasıyla ilgili de Çam, “Seçimden yeni çıktık. Arkadaşlarımız yeni milletvekili oldu. İkinci dönemleri olanlar var. Milletvekillerimizin adaylığına genel merkez nasıl bakıyor bilmiyorum. Bazı iller vardır ki milletvekilleri aday gösterilebilir.  Mesela Özgür Özel Manisa’dan aday gösterildi.  Stratejik olarak bu yöntem tercih edilebilir. Ancak bu İzmir için geçerli midir, değil midir emin değilim. Partimiz ve vekillerimiz kesin kararı verecek. Genel merkezi şunu iyi hesaplamalıdır. Mecliste MHP-AKP ittifakı var. Bu nereye kadar gidecek? İttifak koparsa muhalefetin bir milletvekiline bile ihtiyacı olacak. O zaman vekillerin adaylığıyla ilgili rezerv koyulabilir. Genel merkezimiz ‘uygun bulmuyoruz’ diyebilir” diye konuştu.

AZİZ BEY ŞIK BİR HAREKET YAPTI
Aziz Kocaoğlu’nun yeniden aday olmayacağını açıklamasıyla ilgili de, “Bana göre çok klas bir hareket yaptı. Sadece aziz bey değil bu durum milletvekilleri için de geçerli. 15 yıl aslında makul bir süredir. Milletvekilliği seçimi Kasım 2019’da yapılmış olsaydı ben milletvekili adayı olmayacaktım. İki dönemim bittiğinde bırakacaktım. Neden aday oldum? Birincisi baskın bir seçim oldu. İkincisi de yeni bir sisteme geçildi. Benim gibi tecrübeli, deneyimli isimlerin devam etmesi gerektiğine inanıyordum. Rejim değiştiği için tekrar talepte bulundum. Elbette tüm milletvekillerimizin deneyimi var ama ben durumu kendi açımdan böyle değerlendirmiştim.  Aziz bey zirvedeyken çok şık ve klas bir tercih yaptı.  Bunu siyasi partilerin liderleri de seçim akşamı sonuçlar belli olduğunda yapmalıdır. Durum, Avrupa’da, gelişmiş ülkelerde böyledir. Birer mektup yazar ve veda ederler. Biz, bunu kendi ülkemizde ve partimizde yerleştirmeliyiz. Aziz Bey’i kutluyorum ve bundan sonraki süreçte başarılar diliyorum. Bana göre zamanlaması doğruydu.  Biz 95 yıllık bir partiliyiz kendi içimizde devam ederiz. Aziz bey bu duruma zemin hazırlayarak imkan ve adayın belirlenmesi açısından önümüzü açtı. Partimizin iki ayağını bir pabuca sokmadı.  Benim genel merkezle insani ilişkilerim sürüyor. Aziz Bey’in hem genel başkanla hem de merkez yönetimle benden daha fazla kuvvetli bir ilişkisi vardır. Özellikle belediye başkanları ve parti örgütünün belirlenmesinde nüfuzunu kullanmıştır. En son il kongresinde bunu gördük. Aziz Bey Ankara’ya geldi, genel başkanla yemek yedi ve fikir birliği yaptı. Bunu sayın genel başkanla paslaşarak yaptı. Bu doğru mudur? Külliyen yanlıştır. Belediye başkanlarının kamu gücünü kullanmasını doğru bulmuyorum. Genel başkanın ve genel merkez yöneticilerinin Aziz Bey’e teşekkür etmemesi şık olmamıştır. Aramaları gerekirdi.

Aziz Bey’e kırsalda tapıyorlar. Kent merkezinde sorunlar var. Eleştiriler elbette oluyor ama yanlışların düzeltilmesi gerekiyor. Bunu da zaten yapıyorlar. Aziz Bey’in partiyle ilgili eleştirileri yapacağı yer kamuya açık alanlar değildir. Ben yaptığını bu açıdan doğru bulmuyorum. İl danışma kurulu toplantısında konuştu, eleştirdi. Bu ifade özgürlüğüdür fakat basında, açık alanlarda yapılması doğru değildir” açıklamasında bulundu.

ŞAPKAMIZI ÖNÜMÜZE KOYALIM
CHP’nin halka umut olmak konusunda sorunlar yaşadığını belirten Çam, “Şapkamızı önünüze koyup nerede hata yaptığımıza bakmalıyız. İzmir Türkiye açısından, rejim açısından önemli bir mihenk taşıdır. Milletvekili arkadaşlarımız, vekil olmayan yerlerde görevlendiriliyor. Ben de daha önce gittim. Oraları gezdiğimizde ‘İzmir milletvekili’ dediğimizde insanların gözleri parlıyor. Mutlu oluyorlar. Bize ‘sakın İzmir’i kaybetmeyin’ diyorlar. Anadolu’da yaşayan aydın, Atatürkçü insanlar İzmir’i kaderleri olarak görüyorlar. Burası bir ince hattır. İnsanlarda, “İzmir düşerse Türkiye’de rejim değişir’ anlayışı hakim. Bizim de buna göre bir çalışma yapmamız gerekiyor. Kendimizi bu duruma göre planlamalı ve çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.