HABERLER>POLİTİKA
8 Eylül 2020 Salı - 10:12

CHP’li Beko'dan korkunç iddia: İzmir’deki ormanları kedilerle yakıyorlar!

Büyük skandalı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile de paylaştığını belirten Kani Beko, "İtfaiye Daire başkanı bana ilginç bir şey söyledi. Kedilerin üzerine benzin döküp, kuyruğundan tutuşturuyorlarmış. Can havliyle kaçan kediler, gittikleri yerlerden yangını başlatıyorlarmış. Ormanları bilinçli olarak yakıp taş ocağı açıyorlar. Aynı anda birkaç orman yangını, tesadüf değil" açıklamasında bulundu

CHP’li Beko dan korkunç iddia: İzmir’deki ormanları kedilerle yakıyorlar!

EGEDESONSÖZ - CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, SonSöz TV'de gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı. Önemli açıklamalarda bulunan Beko, orman yangınlarında kedilerin kullanıldığını, bunun bir vahşet olduğunu, yakılan yerlerin ranta açıldığını iddia etti.

ORMANLARI KEDİLERİ KULLANARAK YAKIYORLARMIŞ
"Urla'nın Zeytinalan bölgesinde 68 dönümlük DİSK arazisi var ve arazinin etrafında köylülerin arazileri var. Bu arazilerin solunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaçan villaları bulunuyor. Sağ tarafta ise Devlet Hava Meydanlarının arazileri var. Burası da Ensar Vakfı'na kiralanmış. Bizi şaşırtan ise  acil kamulaştırılma alanının, DİSK arazinin tam ortasına verilmesi. Bir de köylülerin arazileri buna dahil oldu. Açtığımız dava sonrası ise yürütmeyi durdurma kararı aldırdık. Urla'da balık çiftlikleri var.  Bu balıkları keserken balıkların kanları suya akıyor. Su ürünlerinden sorumlu dernek başkanı o alanda köpek balıklarının dolaşmaya başladığını söyledi. Bergama'da 25 yıl önce siyanürlü altın aranırken aradan 25 geçti bizi Bergama Kozak yaylasına çağırdılar ve oraya gittik. Bu yayla ABD'ye fıstık ihraç eden bir yerdi.  Ildırı meselesine gelirsek... Benim Ildırı'da evim var. Bir gece telefon aldım ve gittiğimde Balıklıova bölgesi cayır cayır yanıyor. Kadıovacık köyünden gitmek istedik, ancak orada da yangın vardı. Başka bir alandan gitmek istediğimizde orada da yangın olduğunu gördük. Yani 3 alanda birden yangın vardı. Bana göre bilinçli olarak çıkarılmış yangınlardı. Son dönemlerde hep konuşulan şey, paranız varsa Ildırı'dan yer alın, deniyordu. Ancak Ildırı'da Roma tarihi eserleri var. Yangın zirve yapmıştı tabii.. Bu konuda yangında görev alan ekiplere çok teşekkür ederim. Ertesi gün Germiyan'a çağırdılar beni. Bir baktım, Gürol Porsenel'in iş makineleri yangınların arasından kendine yol açıyor. Biz de hemen bir dilekçe hazırladık, yürütmeyi durdurma kararı aldırdık. Tarım İl Müdürü'nü aradık, burada yanlış şeylerin olduğunu söyledik. Kendisi de bize 3 rüzgar gülünün dağın tepesine koyabilmek için geldiklerini söyledi. İtfaiye Daire başkanı bana ilginç bir şey söyledi. Ormanı yakmak isteyenler kedilerin üzerine önce benzin döküp sonra kuyruğundan tutuşturuyorlarmış. Ve yanmaya başlayan kedileri ormana salıyorlarmış. Kedi de can acısıyla ormanın içinde dolaştıkça, çırpındıkça, yangını her tarafa dağıtıyormuş. Bu vahşeti, Bakan Bey de biliyor. O güzelim ormanlarda sincaptan tavşana binlerce hayvan telef oldu. Bu konuyu, Tarım ve Orman Bakanı'na da anlattım. Germiyan dağlarına çıktığınızda orada harika bir göl olduğunu görüyorsunuz. Ancak gölün tam karsısında taşocakları mevcut. Oralara para babaları gelmiş ve tel örgülerle çevirmişler. Bununla birlikte hayvanların otlayacağı meralar kalmamış durumda."

TROLEYBÜS ATÖLYESİNDE KÖRÜKLÜ OTOBÜS YAPTIK
"İzmir Büyükşehir Belediyesi, 304 yeni otobüs daha alıyor. Bu alımın imza töreninde çok duygulandım. 1977 yılında ben ESHOT'ta rahmetli Bakan İhsan Alyanak döneminde işbaşı yapmıştım.  Biz troleybüs atölyesinde 39 arkadaşım ile birlikte körüklü otobüs yaptık. O dönemde sanat okulu mezunu olan 150'ye yakın arkadaşımız vardı. Troleybüs atölyesinde ise 1500'e yakın arkadaşımız bulunuyordu. Bende o dönemde sendikanın işyeri baştemsilcisiydim.  Bu da Burhan Özfatura dönemine kadar devam etti. Sonrasında ise özelleştirilmeye gidildi ve şimdi bu otobüsler dışarıdan alınıyor. Tabii şu an bir sevindirici taraf ise bu araçların yerli olması. 104 otobüsün de İzmir'de üretildiğini söyledi sayın Tunç Soyer. Asıl olan şey, İzmir'de ve Türkiye'nin büyük kentlerinde Troleybüs vardı. Tabii bu üretilen araçların motoru olmadığı için egzozları da yoktu. Dolayısıyla dava kirliliği yaratmıyordu. Bunun yanında gürültü kirliliği de yaratmıyordu. Bunlar o dönemde kaldırıldı, dolmuşlar ve otobüsler konuldu. Ben Avrupa Sendikalar Yönetimi'nde görev aldığımda Cenevre'ye 7 kez gittim ve her ülkede troleybüslerin modern hale getirildiğini gördüm. Ancak ben toplu taşıma ile ilgili şunu söyleyebilirim ki, 21'inci yüzyılda lastik tekerlekli araçlar ile kitle taşımacılığı olmaz. Dolayısıyla bizim en fazla önem vermemiz gereken şeyler sırasıyla bisiklet, metro, raylı sistem ve denizi olan yerlerde vapur kullanımı. Ulaşımın artık kitlesel olması gerekiyor.  İstanbul'un hali görüyorsunuz.  Denize daha fazla önem vermeliyiz. Mevcut olan projenin 3-4 kat daha fazla geliştirilmesi gerekli diye düşünüyorum. Çeşme'de, Karaburun'da, Seferihisar'da yüz binlerce insan yazlıklarını gidiyorlar. Ancak düşünün ki Karaburun'da bulunan arkadaşımız önce Konak'a geliyor, sonrasında Karşıyaka'ya gidiyor. En az 150 km gitmesi gerekiyor. Bu yolu araçla giderse zaten yol yetmez. Ancak bu ilçelerden merkeze doğru olan vapur hatlarının, her geçen gün biraz daha geliştirilmesi gerekiyor."

GREVİN GALİBİ OLMAZ, MECBUR KALININCA YAPILIR
"Geçmişte 7 bine yakın belediye işçisi, tek sendika çatısı altındaydı. Bugüne gelindiğinde ise İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir çok şirkette çok sayıda yetkiye sahip sendikalar var. Burada ortak hareket etmek oldukça zor. Ancak işçilerin sosyal ve demokratik hakları gündeme geldiğinde işçilerin ortak hareket etmesi gerekir. Ancak ben başından beri söylüyorum. Grevin galibi olmaz. Grev gerçekten mecbur kaldıkça yapılır. Büyükşehir'deki toplu sözleşme sorununun, masa başında çözüleceğine inanıyorum. Ancak tabii ki sendika son dakikaya kadar işçi kardeşlerimizin haklarını korumakla görevli. COVİD-19 her geçen gün canımızı acıttığı dönemde hepimizin biraz daha dikkatli olması gerekiyor. Grev de olsa, iş hayatı da olsa hepimizin daha dikkatli olması gerekiyor. Ben arkadaşlarımızın sorunlarını biliyorum. Bu nedenle arkadaşlarımızın insani yaşamlarını sürdürebilecek maaşları alacaklarına da inanıyorum. Ancak işin gerçeğini de konuşursak, doğalgaz ve elektriğe yüzde 40 zam gelmiş. Asgari ücretle çalışan arkadaşlarımız, yapılan zamlar sonrası çok zor günler geçiriyor.  Grev, kutsal bir eylemdir. Grev yaptığınız zaman mutlaka bir sonuç almanız gerekiyor. Toplu sözleşme sürecinden mutlaka 4-5 puan daha fazla almanız gerekiyor. Grev yapmak kolay değil. Sabah erkenden okuluna giden öğrencileri, hastanelere gidecek hastaları düşünün. Türkiye'de yüz binlerce insan hastanelerde savaş veriyorlar. Böyle bir dönemde mutlaka işçi kardeşlerimiz de zorunlu olmadıkça grev yapmak istemezler. Grev koşulları oluştuysa, grev kesinlikle yapılmalıdır."

SENDİKALAR, PARTİ AYRIMI YAPMAMALI
"Bundan iki yıl önce Türkiye'nin bir çok bölgesinde katliamlar yaşanmıştı. Biz de bu katliamlara karşı Emek, Demokrasi, Barış mitingleri yapmak için Ankara'da bir araya gelmiştik. Orada 102 arkadaşımızı yitirdik. Sendikalar aslında parti ayrımı yapmamalı. DİSK'in daha bağımsız, daha özgür hareket ettiğini biliyorum. Devletten, sermayeden ve siyasi partilerden bağımsızdır. Dolayısıyla AK Parti'ye karşı genel grev kararı alan bir sendika, tabii ki CHP'li belediyelerde de toplu iş sözleşmelerinde de tıkanıklar varsa, oralarda da eylem yapar. Türkiye'de DİSK veya Türk-İş, sadece CHP'li belediyelerde eylem yapıyor, diye bir söylem var. Bu yanlış. Ancak buralarda biraz daha rahat hareket edebiliyor.  1980 öncesi halk grevleri vardı ve bunlar yasaldı. 80 sonrası ise bunlar kaldırıldı. Şimdi genelde sendikalar toplu sözleşme müzakere döneminde 1-2 yıl içerisinde alamadıkları haklarını da almaya çalışırlar. Bunlar evrensel haklardır."

AK PARTİLİ BELEDİYELERE 2-3 KAT DAHA FAZLA YATIRIM YAPIYORLAR
"Belediyelerin İller Bankası gelirlerinde kısıtlamalar mevcut. Burada belediye başkanlarımızın da ortak hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de özellikle CHP'li belediyelere karşı devletin de hükümetin de genel olarak bir baskısı olduğunu görüyoruz. İŞKUR'da bir proje var. Toplum yararına çalışma projesi diye. Bu projede çalışan 2.5 milyona yakın işçi mevcut. Bakın AKP'li belediyenin  yetkili olduğu yerlerde bunlar çalıştırılıyor. Kim veriyor bunların maaşlarını? İŞKUR veriyor. Bu arkadaşlarımıza kötülük etmiş oluyorlar. Bu arkadaşlarımızı CHP'li belediyelerin olduğu yerlerde çalıştırmıyorlar.  Devlet ve hükümet, özellikle AKP'li belediyelerin olduğu yerlere 2-3 kat fazla yatırım yapıyor. Pandemi süreci de Mart ayında başımıza gelmişti. O dönemde İzmir milletvekillerimiz ve ilçe belediye başkanlarımız, büyükşehir belediye başkanımız ile kolektif bir çalışma yürüttük. Yaklaşık 6 bine yakın insan beni aradı bu dönemde. Önceki büyükşehir belediye başkanımız ile de konuştuğumuzda İzmir'de ne kadar ihtiyaçlı var, diye sorduğumuzda kendi döneminde 35-40 bin vatandaşın olduğunu söyledi. Daha sonra baktığımızda İzmir'de yoksulların sayısı 500 bine yaklaştı. Bu süreçte bu 500 bine yakın arkadaşımıza İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve ilçe belediye başkanlarımız gerçekten önemli hizmetler götürdüler. Sadece İzmir değil, CHP'li belediye başkanlarımızın icraatlarını bu pandemi sürecinde halkımız yakından görmüş oldu. İşçilere gelirsek... Sokaklarda konteynerler görüyorsunuz. Bunların içinde çöpler mevcut. COVİD-19 her tarafı sarmış. İnsanlarımız ölürken o çöp bidonlarının yanına kimse yaklaşamıyor. Buna rağmen bizim arkadaşlarımız bunların yanına gidiyor ve işlerini yapıyorlar. Bu yüzden onların emeğini yok saymamak gerekiyor. Bugüne kadar 200'e yakın işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Arkadaşlarımız böyle bir ortamda çalışırken bir genelge yayınlandı 3 ay önce. Bakanlık COVİD-19'un meslek hastalığı sayılmadığını açıkladı. Yani bunu okuduğumda gözlerime inanamadım.  Türkiye'de domuz gribi olduğu zaman bir TIR şoförü arkadaşımız yurt dışında bu rahatsızlığı kapıyor ve Türkiye'ye gelince meslek hastalığı diye başvuru yapıyor. Ancak bu reddediliyor. Arkadaşımız hayatını kaybettiği zaman ise ailesi bir dava açıyor ve  Yargıtay bunu iş kazası olarak kabul ediyor. Durum böyleyken Çalışma Bakanı koronavirüsün iş kazası ve meslek hayatı olmadığını söylerse, siz çalışan insanlara karşı büyük bir hata yapmış olursunuz. Manisa'da bulunan Vestel fabrikasında çalışan tüm işçiler koronavirüse yakalanmış. Yani bu işçiler için önlem alınmadığı anlamına gelir. Yani işe servislerle gidiyorsunuz. O fabrikada maske takılmış olsa, sosyal mesafe olmuş olsa, o fabrikada 1000' yakın işçi koronavirüse nasıl yakalanır ki... Siz işyerinde yeterli önlemi almadıysanız bu rahatsızlığın meslek hastalığı sayılması gereklidir."

O KADROLAR, BAŞBAKANLIK'TA ÇALIŞAN İŞÇİLERE VERİLDİ
"Sodem-Sen'e benim sendika başkanlığım döneminde karşı çıkmıştık. Eğer belediye başkanlarının kendi aralarında kurdukları bir sendikaysa, bizim bunlara diyeceğimiz bir şey yok. Ancak siz kalkıp Türkiye genelinde çalışan işçilerin ekonomik, demokratik haklarına, toplu iş sözleşmelerine müdahale edecek bir yöntem getirirseniz, ben buna kesinlikle karşıyım. Bana göre bu doğru değil. İstanbul ile İzmir'in yaşam koşulları bir değildir. Bu illerde belediyelerin de kendine ait kaynakları vardır. Burada siz Türkiye genelince tüm belediye işçisine aynı maaşı vereceğiz, diyemezsiniz.  Cumhurbaşkanı kamu ve İl Özel İdarelerde çalışan 1 milyona yakın işçiye kadro vereceğiz dedi. Bu kadrolar kimlere verildi?  Başbakanlıkta çalışan işçilere verildi. Cumhurbaşkanlığı'nda çalışan işçilere verildi. Peki 500 bine yakın belediye çalışanı  işçilere ne yaptılar? Bu işçileri şirketlere geçirdiler ve 2020 yılına kadar sosyal hak, ikramiye yok dediler.  Bugün belediyelerde çalışan 500 bine yakın işçi hala asgari ücret ile çalışıyor. Kadrolu işçiler ise ortalama 5 bin lira maaş alıyorsa, 4 bin lira da ikramiye ve sosyal haklarını alıyorlar. Burada bir adaletsizlik ve eşitsizlik var."

BALKAN DERNEKLERİYLE ORTAK HAREKET EDİYORUZ
" Balkan göçmenlerinin kurmuş oldukları dernekler var. Biz de onlarla yemekte bir araya geleceğiz. 1 yıl önce buluşmuştuk. 68  dernek başkanı katılmıştı ve bundan sonraki yapacağımız toplantılara İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız, Balkanlardan sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Faik Öztrak ve İzmir milletvekillerimiz ile birlikte katılacağımızı söylemiştim kendilerine... Ben milletvekili olunca 30 ilçede kahvaltılar düzenledik. Ben 45 yıllık sendikacıyım. Milletvekili olunca 30 ilçede kahvaltılar yaptık. Balkan göçmeni arkadaşlarımız yanımıza geldi ve bizi topla diye talepte bulundu. Birlikte ortak hareket ediyoruz. Balkan dostlarımızla güzel işler yapacağız. Romanlar bir araya gelip güzel bir çalışma yapmışlar ve 2 milletvekilleri var. Dernek başkanlarına sordum, aranızda balkan göçmeni olan bir milletvekiliniz var mı, diye... Sen varsın ya dediler. Sadece İzmir'de 2 milyon Balkan göçmeni var. Diğer toplumlar gibi Balkan göçmenlerinin de istihdam sorunları var. Bizler de bir araya gelirken bu sorunlara çözüm bulmuş olacağız. Tabii ki bu derneklerle bir araya gelirken de diğer toplumlardan uzaklaşmamız söz konusu olmaz. Ben sosyalist değerlerle büyümüş biriyim. Doğudan batıya ezilmiş herkes bizim insanlarımızdır, biz onlardan kesinlikle uzak kalamayız."

İMAR AFFINDAN YARARLANMIŞ BİR TAŞOCAĞI VAR!
"Karaburun  Mordoğan yolu yapılacak, sol tarafta bir taşocağı var ve imar affından yararlanmış. Yol bitti ancak taşocağı faaliyetine devam ediyor. İzmir'in her tarafına mıcır dağıtıyor. Böyle bir şey olur mu? Bu ne Karaburun, ne Çeşme, ne de Urla meselesi. İzmir'deki bütün ilçelerde yaşananları bizim belediye başkanlarımız da biliyor ilçe başkanlarımız da biliyor, milletvekillerimiz de biliyor. Bayındır'da yüz binlerce karacanın yaşadığı yerde 150 bin ton çinko varmış ve o çinkoyu çıkarabilmek için ruhsat almışlar. Dünya harikası bir yer. Bu olacak iş değil. Ortak olarak bir şeyler yapmamız lazım. İzmir'in doğası yok ediliyor. İzmir elden gidiyor, biz bunun farkında değiliz, ancak yarın çok geç olacak. Ormansız yurt, vatan sayılmaz. Yarımada ve ilçeler aslında birer bacasız fabrika gibidir. Milyonlarca insan buraya geliyor. Bunlara temel gıda ihtiyacını ise köylüler veriyor."

 
Karşıyaka'da '9 Eylül Onurumuzdur' söyleşisi
 
Gümrükçü'den üniversiteyi kazanan engelli genç kıza ziyaret
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
AK Partili Kırkpınar’dan 9 Eylül mesajı
AK Parti İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Yaşar Kırkpınar, ...
CHP’li Bakan: Milli Eğitim, vakıflara teslim edildi!
CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Milli Eğitim Bakanlığı`nın Türkiye ...
İzmir'de Balkan zirvesi!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in daveti üzerine Balkan ...
 
NATO-Türkiye arasında kritik zirve!
Bakan Akar, Stoltenberg’in Türkiye ve Yunanistan arasında teknik görüşmelerin ...
CHP'li Beko'dan flaş iddia: İzmir'de korona hastalarına ilaç verilmiyor!
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, İzmir özelinde test, hasta, yoğun bakım, ...
Meral Akşener'den 'idam' açıklaması
Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Çalar Saat programına konuk olan ...
 
AK Partili Nasır'dan 9 Eylül mesajı: Kurtuluş mücadelemizin simgesidir
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır, İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun ...
CHP'li Adıgüzel koronavirüse yakalandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel'in ...
Türkiye'den Kosova'ya tepki: Hayal kırıklığı...
Dışişleri Bakanlığı Kosova'nın Kudüs'te Büyükelçilik açmasına ilişkin ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu seçimin neden bunca talibi var?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
İzmir kimin ya da neyin kalesi?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Erkek dediğin öldürür
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Foça, Tire, Çeşme ve Dikili de MHP diyecektir
Kemal ARI
Kemal ARI
Oyumuz, onurumuz ve özgürlüğümüzdür...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Tunç Soyer yeni bir yola çıktı
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Diktatör
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Sağduyu marifeti ile seçebilmek…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Son hafta
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Sosyalistler pes etmeyin!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva