Mehmet İŞLER/EGEDESONSÖZ – CHP İzmir’de son başvuru tarihi olan 1 Mart öncesi flaş bir gelişme yaşandı ve Mustafa Balbay 2.Bölge’den önseçime girme kararı aldı.
İzmir Milletvekili Mustafa Balbay dengeleri değiştiren kararını yaptığı basın açıklamasıyla resmileştirdi.
Mustafa Balbay’a İl Başkanlığı’nda yaptığı toplantıda Karşıyaka İlçe Başkanı Mustafa Özuslu, Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü, Menemen İlçe Başkanı Hürol Taklak ve çok sayıda partili eşlik etti.
MESLEKİ DOĞUM YERİM İZMİR
Balbay sözlerine siyasi mücadelesini anlatarak başladığı toplantıda, “1977 yılında Ege Üniversitesi İletişim Fakültesine kazandığımda Türkiye toplumsal mücadelenin çok yükseldiği bir dönemdi. O gün genlik hareketleri içinde başlayan demokrasi ve özgürlük mücadelesi bugün İzmir’de 7 Haziran seçimlerinde milletvekili seçimlerinde ve ülkeyi yönetmek için yepyeni bir evreye girdim. 38 yıldır bu mücadelenin içindeyim. En önemli başlangıcı İzmir’deydim. Ben mesleki doğum yeri olarak İzmir’i gösteriyorum. ‘İnsanın memleketi doğduğu yer mi doyduğu yer mi ‘derler, ben ‘gençliğinin geçtiği yerdir’ derim. İzmir gençliğimin ve mesleğimin ilk 10 yılını geçirdiğim ve kopmadığım bir şehir” dedi.
TÜRKİYE’DE POLİSE GÜVEN YÜZDE 20’LERDE
İç Güvenlik Paketi üzerinden Başkent gündemini değerlendiren Balbay, “Ankara gündemini sizlerle paylaşmak ve Haziran seçimlerinin öneminin altını çizmek istiyorum. 41 madde olarak meclise geldi 132 madde olarak komisyondan çıktı. 21 yasada değişiklik öngörüyor. En tartışmalı bölümü polisimize verilecek yetkilerle ilgili. 2007 yılında polise silah kullanma yetkisini arttırdığında çok tartışıldı. Ama maalesef o yasadan sonra 183 kişi yaşamını polis kurşunuyla yitirdi. Şimdi daha da genişletilerek veriliyor. Yasa, ‘Polis kendisini yaralanma olasılığı anda da silah kullanmaya yetkilidir’ diyor. En basit bir aygıt bile yaralayıcı olabilir. O anda bile silah kullanacak. Polise de yazık ediyorlar. Artık insanlarda ‘kendimi polisten nasıl koruyabilirim’ düşüncesi olacak. Halk güvenmesi gerekirsen polisten kendini korumaya çalışacak. Polis teşkilatının yapısının değiştirilmesi amaçlanıyor. Japonya’da polise güven yüzde 80’lerdeyken ülkemizde yüzde 20’lerde. İç güvenlik yasasına sonuna kadar muhalefet edeceğiz” ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI HALKIYLA KAVGALI
Balbay ülkede bir cumhurbaşkanı sorunu olduğunu söyledi. Balbay, “Merkez Bankası Başkanı hasta, Meclis Başkanvekili’nin tansiyonu yükseldi. Tüm bunların sorumlusu Cumhurbaşkanı’dır. Bu toplumu devleti hasta etmektedir. Şu an Türkiye’de Cumhurbaşkanı sorunu var. Anayasanın 104’üncü maddesiyle devlet kurumları arasında dengeyi sağlamak yerine yeni bir kurum getirir hale geldi. Son 5 ayda 80 üzerinde insan cumhurbaşkanı hakaretten ya tutuklandı ya gözaltına alındı. Halkıyla kavgalı bir cumhurbaşkanı var. Medyaya yönelik olarak sabah toplantısında SPK müfettişleri gitmesi, başka bir gazetenin 3-4 yazarının ifade vermeye gitmesi ülkenin geldiği noktayı gösteriyor. Önceleri TRT için ‘Tayyip Radyo Televizyonu’ derdim şimdi TMSF Tayyip’e medya sağlama fonu haline geldi. Biz bu ülkeyi 7 Haziran sonrasında halkın iktidarıyla buluşmak üzere yola çıkıyoruz. Bazı insanlar ‘bitti bu iş, uğraşmayın, bu iktidar değişmez’ diyorlar. Hayır… Biz inanırsak olur. İnanmak yeryüzündeki en büyük enerjidir” dedi.
MÜDÜR DE ‘DEVRAN DÖNER’ DEDİ!
Silivri’de hapis yattığı dönemde bir anısını anlatan Balbay, “Kaçak saraydaki 4 ay yattı 15 yıldır anlatıyor. Ben Silivri’den bir anımı anlatmak istiyorum; 4 buçuk yıl yattık. Sincan’a geldik. Biz Silivri’de küçük küçük haklar almıştık. Havalandırma saatinin uzatılması, kitap sınırının kaldırılması gibi… ‘Sincan’da Mustafa Balbay’a hiçbir ayrım tanınmayacak’ demişler. ‘Bir kişiye 5 taneden fazla kitap verilemez’ deniyor. Dilekçe yazdım müdürle görüştüm. ‘Sayın müdür ben buraya hapis yatmaya gelmedim ileride bu ülkeyi biz yöneteceğiz hazırlık yapmaya geldim, bu devran döner’ dedim. Müdür beni dinledi ve ‘Sayın Balbay size bütün haklarınızı verelim bu devran döner’ dedi. Müdür haklı bu devran dönecek. Biz kendimizi topluma anlatırsak bu devran dönecek. AKP karanlığı bitecek. Silivri’deyken herkese mektuplar yazdım. Özgürlük gelecek dedik” diye konuştu.
BU TOPLANTIYI SİZE HESAP VERME OLARAK GÖRÜYORUM
Özgürlüğüne kavuştuktan sonra yaptığı çalışmaları anlatan Balbay, “41 ile ve onlara ilçeye gittim. Türkiye ölçeğinde çalışmalara katıldım. Partimizi uzun dönem vekil çıkaramadığımız yerlere git insanlarla temas kur dedi. Oralarda nabız tutmaya çalıştım. İzmir’i bu zaman diliminde hiç ihmal etmedim. Meclis çalışmalarında 18 buçuk saat çalıştık. 1 Ekim’den bu yana kayıtlar ortada meclis devamsızlığım 5 gün. Burada lise öğretmenlerim var herhalde 5 gün sınıfta bırakmaz. Bu basın toplantısını size hesap verme toplantısı olarak görüyorum. Anadolu’da bizi çağıran her yere giderek o insanlara dokundum. Siyasetin dokusu dokun dinle anlat şeklindedir. Şimdi özgürlükteki 400 günün ardından yeni dönem milletvekili için yola çıktım” dedi.
OYUMUN ÖLÇÜSÜNÜ ALMAYA GELDİM
Ön seçime ilişkin de konuşan Balbay, “‘Üye bazlı’ deniyor, delege ne kadar sağlıklı?’ deniyor. Tartışılır en mükemmel bulunur. En kötü ön seçim sıralaması en iyi genel merkez sıralamasından iyidir. Bir başarı varsa örgüt alacaktır. Başarısızlık varsa kendine bakacaklar ‘hangi arkadaşlarımızı gönderdik ve ne sonuç aldık’ diye. Genel başkanı seçen bu örgüt adayı da seçecektir. Kendimi İzmir’deki üyelere emanet ettim. En yüce makam üyelerin vicdanıdır. Tabana gidip oyumun ölçüsünü almaya geldim. Biz bu ülkenin geleceğine inanıyoruz. Biz halkımıza Yaşama hakkı, barınma ve sağlık hakkı, eğitim hakkı ve kültürel hakları vaat ediyoruz. Bunlar evrensel ve bizim partimizin kökeninde olan hakları vaat edip topluma vereceğiz. Hiçbirimiz hepimiz kadar güçlü değiliz. Bütün Türkiye’yi İzmir yapacağız” diye konuştu.
İZMİR SİZİ FEDA ETMEZ
Ön seçim düşüncesini genel başkanla paylaştıktan sonra genel başkanın kendisine, ‘İzmir’in sizi feda edeceğini sanmıyorum’ dediğini belirten Balbay, “Düşüncemi genel başkanla paylaştım. ‘Önseçim yarışına katılmak istiyorum’ dedim. Kemal Bey, ‘Ben sizin parlamentoda olmanızı istiyorum, bu yarışta da başarılar diliyorum’ dedi. ‘İzmir’in sizi feda edeceğini sanmıyorum’ dedi. Herhangi bir talebim olmadı. Bu mücadeleyi sürdürmek istediğimi söyledim. Genel Başkanımız sadece İzmir’den değil her yerden girsin seçimi kazanacaktır. İzmir Kemal Bey’e yakışır. Girdiği her yerden oyu arttıracağını düşünüyorum” dedi.