HABERLER>POLİTİKA
24 Nisan 2014 Perşembe - 13:35

30 Mart seçiminin Çankaya mesajları

Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Tosun ile Ege Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Hakan Sönmez tarafından hazırlanan analiz Köşk yarışına 30 Mart’ın sonuçlarının ortaya koyduğu pencereden bakıyor.

30 Mart seçiminin Çankaya mesajları

30 Mart yerel seçim sonuçlarına ilişkin kamuoyunda çeşitli kesimlerin değerlendirmeleri devam ediyor. Bu seçimde medya sonuçları il, ilçe, büyükşehir örneğinde kamuoyuna aktardı. 30 Mart’a ilişkin yapılan değerlendirmelerde AKP’nin seçimden başarılı olarak çıktığı, MHP’nin seçimin karlı partisi olduğu, CHP’nin ise oylarını bir miktar arttırsa da öngörülen oy oranına ulaşamadığı şeklinde değerlendirmeler yapılıyor.
 
30 Mart’ta partilerin iller bazında elde ettiği belediye meclis üyeliği oyları çeşitli kriterlere göre analiz edildiğinde çarpıcı bulgular açığa çıkmakta. Bulgular özellikle önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik olarak da, iyi bir okuma yapıldığı takdirde ilginç mesajlar içeriyor. Çalışmamız kapsamında önce partilerin il oy ortalamalarını ilçe belediye meclis üyeliği oylarını veri alarak bir analiz ettik. Analizimiz 3 temel soruya yanıt aramaktadır. 1.Sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine göre belirlenmiş il gruplarında partilerin oy oranlarında farklılaşma mevcut mu ve partiler arasında 5 il grubunda nasıl bir benzerlik ya da farklılık söz konusu. 2. Çeşitli sosyoekonomik göstergelerle partilerin 30 Mart’taki oyları arasında ilişkinin bulunup bulunmadığından yola çıkarak, partilerin sosyal temellerinde ayrışma var mı yok mu? 3. Partilerin 30 Mart’taki oylarıyla 2011 Genel ve 2009 İl Genel Meclisi oyları arasında nasıl bir ilişki ya da oy geçişkenliği söz konusu? 
 
Çeşitli sosyoekonomik göstergelerden yararlanarak DPT uzmanları tarafından gelişmişlik düzeyine göre belirlenmiş 5 il grubunda partilerin oy dağılımları incelendiğinde, Ak Parti tüm il gruplarında 1.parti konumunda. Özellikle 4.derece gelişmiş, ağırlıklı olarak Orta, Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz illerini kapsayan grupta Ak parti % 50.5’lik oy ortalamasına sahip. Dikkat çekici husus; 2011 genel seçimleriyle karşılaştırıldığında, tüm il gruplarında 5-8 puan arasında oy kaybına uğramış. 2009 İl Genel Meclisi oylarıyla karşılaştırıldığında ise, ağırlıklı olarak Ege ve Akdeniz illerinin yer aldığı 2.gelişmiş iller grubunda Ak Parti için ortalama10 puanlık bir kayıp söz konusu.
 
CHP en gelişmiş 1.gruptaki illerde % 34, en az gelişmiş illerde % 6.8’lik oy ortalamasına sahip. 2011 seçimiyle karşılaştırıldığında, sadece 1.derecede gelişmiş illerde oylarını 2.5 puan arttırırken, diğer il gruplarında 1.5-3 puan arasında gerileme yaşamıştır. CHP’nin en gelişmiş 1.il grubundaki ortalaması ile en az gelişmiş 5.gruptaki ortalaması arasında 27 puan fark göze çarpıyor.
 
MHP 2011’e göre tüm ile gruplarında oylarını arttırırken, bu artış 8-9 puan arasında en yüksek 3.ve 4.derecede gelişmiş iller grubunda. Bu il gruplarında ağırlıklı olarak Orta Anadolu illeri olduğunu düşünürsek, MHP için klasik oy tabanının yeniden kazanılma ya da toparlanma sürecinin başlamış olduğunu söyleyebiliriz.
 
BDP’nin lokal bir parti olduğunu oy oranının 5.derecede gelişmiş illerde % 36.3, 4.derecede gelişmiş illerde %5, 1.derecede gelişmiş illerde % 0.1 olmasından anlıyoruz.
 
Çalışmamız kapsamında illerin çeşitli sosyoekonomik göstergeleriyle partilerin 30 Mart oylarını iller bazında ilişkilendirdiğimizde, AKP oylarıyla göstergeler arasında açığa çıkan pozitif, anlamlı tek ilişki; (Pearson korelasyon katsayıları) AKP oylarıyla illerde ziraat iş kolunda çalışanların oranı arasında pozitif anlamlı ilişki mevcut. Buna karşılık, ücretli çalışanların oranı ile parti oyları arasında negatif güçlü korelasyon tespit edilmiştir. Bu tek göstergeyle oy oranları arasında ilişki tespit edilmemesi, Ak Parti’nin ayırt edici bir sınıfsal tabanının olmadığı, toplumun her kesiminden  az ya da çok oy aldığını düşündürtmekte. Ak Parti seçmen tabanı bu özelliğiyle 1980’lerin ANAP’ına benzemektedir denilebilir. Herhangi bir sosyal tabanı öne çıkmayan, her sosyolojik kesimden oy alan partinin bu özelliği büyük ölçüde hizmet siyaseti şeklindeki mesajlarının toplumda tutmasından kaynaklanıyor olabilir.
 
CHP oylarıyla çoğu sosyoekonomik gösterge arasında istatistiki olarak anlamlı pozitif korelasyon tespit edilmiştir. İller düzeyinde sanayi, ticaret, ücretli işkolunda çalışanların oranı ile CHP oyları arasında pozitif anlamlı korelasyonun tespit edilmesi, CHP oylarının bu işkollarında çalışanların payının yüksek olduğu illerde yüksek, düşük olduğu illerde düşük olma ihtimalidir. Muhtemelen çok düzey düzeyde olmasa dahi, CHP’nin ilgili sektörlerde emeği ile geçinen kitleler nezdinde hatırı sayılır bir tabanı mevcut ve bu tabanın sınıfsal nitelikleri dolayısıyla, CHP’nin sosyolojik temelinde AK Parti’ye kıyasla netlik söz konusudur diyebiliriz. CHP oylarıyla illere göre ziraat işkolunda çalışanların oransal dağılımı bakımından istatistiki olarak negatif güçlü korelasyon dikkat çekiyor. Söz konusu tersi ilişki CHP’nin tarımsal üretimin yoğun olduğu illerde sosyolojik tabanının güçlü olmadığı şeklinde yorumlanabilir.  Bir diğer negatif, güçlü korelasyon illere göre yeşil kart sayısı ile parti oyları arasında.  CHP anlaşılan o ki toplumun yeşil kart sahibi en yoksullarından yeterli destek alamıyor.
 
BDP oylarıyla gösterge değerleri arasındaki tek pozitif güçlü ilişki ise illere göre yeşil kart sahipliği konusunda.  Bu durum doğaldır ki Güneydoğu’da yeşil kartlı yoksulların BDP’ye yöneldiğinin kanıtı. BDP oylarıyla diğer sosyoekonomik göstergelerin hiçbiri arasında pozitif ya da negatif ilişki yok. Bu ilişkisizlik nasıl yorumlanabilir diye düşündüğümüzde, yanıtı basit: BDP Kürt kimliğinin savunucusu olarak etnik parti kimliğiyle sınıfsal bir tabana sahip değil.
 
CHP oylarıyla istatistiki olarak anlamlı pozitif ilişkinin göze çarptığı diğer gösterge değerleri arasında imalat sanayi işyeri sayısı, tarımsal üretimin Türkiye içindeki payı, GSYİH Türkiye içindeki payı, fert başına ticari ve turizm kredileri miktarı partinin sosyolojik temelinin sınıfsal karakteri hakkında ipucu verir nitelikte. Gösterge değerlerinin yüksek olduğu illerin büyük çoğunluğu batı, Ege ve Akdeniz’de. CHP oyları da bu coğrafyada yüksek. Dolayısıyla korelasyon anlaşılabilir.
 
MHP oylarıyla hiçbir gösterge değeri arasında negatif ya da pozitif korelasyon tespit edilememiştir. Bu da MHP’nin sosyal tabanında sınıfsal dinamiklerin yeri olmadığını, seçmenin partiye Türk milliyetçiliği kimliği nedeniyle yöneldiğine işaret etmektedir.
 
Çalışma kapsamında partilerin 30 Mart ile 2011 2009’da iller bazındaki oy artış ve azalışlarının ilişkisel durumu korelasyon analizi yardımıyla karşılaştırılmış ve bundan hareketle 30 Mart’ta partiler arası oy kaymaları son iki seçime göre araştırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, 30 Mart’ta Ak Parti’nin iller bazındaki oy artış ve azalışlarıyla MHP, BDP ve SP’nin 2011 genel seçimlerindeki oy artış/azalışları arasında istatistiki olarak anlamlı negatif korelasyon var. Yani, iller bazında AKP’nin oyları artarken, bu partilerin azalıyor, ya da tersi durum söz konusu. Buradan hareketle 30 Mart’ta bu partiler arasında oy alışverişi ya da oy kaymalarının yaşanmış olduğu açık. 2009 İl Genel meclisi oyları bağlamında bakıldığında da AKP oy artış ve azalışı ile yine MHP ve DTP-HDP çizgisi arasında mevcut.  Bu tablo 2009’dan 2014’e AKP-MHP-DTP, BDP, HDP çizgisi arasında oy hareketliliğini çok belirgin olduğuna işaret etmekte Muhtemelen 1990’larda MHP’ye yönelen seçmen 2000’lerde Ak Parti etrafında toplanmış, özellikle Demokratik açılım projesi nedeniyle bu seçmende oluşan tepki, seçmenin yavaş yavaş yeniden MHP’ye geçmesine neden oluyor. Buna karşılık, BDP çizgisindeki Kürt seçmenler Ak Parti’nin açılım projesine destek nedeniyle Ak Parti’ye yöneliyor. Sonuçta Ak Parti’nin demokratik açılım projesi Ak Parti için denge işlevi görüyor. Kendisinden MHP’ye kaçan milliyetçi oyları, gelen Kürt oylarla telafi ederek, toplumsal tabanı ciddi biçimde aşınmıyor.
 
CHP’nin 2014-2011 oy artış ve azalışlarıyla MHP oylarının iller bazında artış ve azalışı arasında negatif, istatistiki olarak anlamlı korelasyonun olması, CHP ile MHP arasında da özellikle bu seçimlerde oy alışverişi olduğuna işaret etmekte. 2009 İl Genel Meclisi oy artış ve azalışına göre bu ilişki tespit edilememiştir.
 
SP’nin oy artış ve azalışı ile Ak Parti oylarındaki artış ve azalış arasında güçlü, negatif  korelasyonun bulunması, Saadet seçmeninden Ak Parti’ye yönelim olduğunun habercisi.
 
30 Mart Seçimi Erdoğan’a Çankaya Yolunu Açtı mı?
Partilerin 30 Mart oylarını iller bazında 2009 İl Genel Meclisi, 2011 Genel seçimlerindeki oy artış ve azalışlar ile, illerin gelişmişlik düzeyini değerlendirmemizi sağlayan sosyoekonomik göstergeler ışığında değerlendirdiğimizde,
 
30 Mart’ta partilerin oy oranları, yerel seçim olsa da Türkiye’de hakim parti sisteminin süreceğine ilişkin güçlü ipuçları veriyor. Sosyoekonomik gelişmişlik düzeyine göre, gelişmiş-az gelişmiş il grubu ayrımı olmaksızın ülkenin Batıdan doğusuna, kuzeyinden güneyine yerleşik ve kısa-orta vadede kalıcı bir sosyolojik tabana sahip Ak Parti ile karşı karşıyayız. Ak Parti’nin iller bazında oylarıyla sosyoekonomik gösterge değerler arasında pozitif, istatistiki olarak güçlü korelasyonun tespit edilmemesi, toplumun farklı sosyoekonomik kesiminden oy alan, muhtemelen toplum algısında “hizmet siyaseti” tutmuş bir Ak Parti gerçeği önümüzde duruyor. Erdoğan’ın kampanya sürecinde ideoloji yerine, hizmet vurgusunu yapması bu nedenle anlamlı. Ak Parti bu yönüyle 2000’lerin Türkiye parti siyasetinde seçmen nezdinde 1980’lerin ANAP’ı şeklinde algılanıyor. Erdoğan ise Türkiye siyasetinde ideoloji yerine pragmatist siyasetçi kimliğiyle Özal’ın izinden gidiyor.
 
Ak Parti ve Erdoğan’ı önümüzdeki süreçte en fazla zorlayacak husus; tabanında bir arada bulunan ılımlı Türk milliyetçiliği-milliyetçileri ile muhafazakarlıkla harmanlanmış Kürt milliyetçiliğini-milliyetçilerini nasıl bir arada dengede tutacağıdır.  Ak Parti’nin ve Erdoğan’ın geleceği terazinin bir tarafına ağırlık vermeden yoluna devam edip etmemesine bağlı. 30 Mart sonuçları, seçim öncesindeki Ak Parti politikaları nedeniyle ılımlı milliyetçi-muhafazakar seçmenin zihninde soru işaretleri oluştuğunu göstermekte. Ak Parti’nin ikilemi ılımlı milliyetçiliği yedeğine alsa, halen partiden kopmamış olan milliyetçi seçmenleri, demokratik Kürt açılımından vazgeçse muhafazakar Kürt seçmeni kaybetme riskidir.
 
30 Mart’ın ilan ettiği bir diğer gerçek; önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı sürecinde, aday olması durumunda Erdoğan’  Çankaya’ya taşıyacak olan ya da seçilmemesinde başrolü oynayacakların milliyetçi ve Kürt seçmenlerin olacağıdır. Erdoğan  seçime kadar bu kesimleri bir arada tutma konusunda başarılı olursa, kendisine Cumhurbaşkanlığı yolu açılacaktır.
 
CHP’nin 30 Mart’ta aldığı oyların özellikle sosyoekonomik gösterge değerleriyle pozitif-güçlü ilişki içinde olması, partinin sahillere sıkışsa da, sahillerde sadece hayat tarzı endişesinden değil, Ak Parti’nin ekonomi politiğine refleks gösteren sınıfsal tepkiden de kaynaklandığı şeklinde okunabilir.   CHP’nin iller bazındaki oy artış,azalışlarının geçmiş seçimlerle ilişkisel durumunun CHP’nin Türkiye parti siyasetinde normal koşullarda yüzde 26-27 oy bandının altına düşmeyeceğinin kanıtı. Fakat bütün mesele CHP yöneticilerinin bu bandın üstüne nasıl çıkılacağına ilişkin yöntem ve politikalarını netleştirmeleridir. CHP’nin önümüzdeki süreçte yeni bir toplumsal-siyasal merkezin baş aktörü nasıl olunacağı konusunda düşünmesi şarttır. Siyaseten toplumun tüm kesimlerini dışlayıcı değil, kapsayıcı bir çizgide ekonomik eksende ise üretim ve adil paylaşım üzerinde odaklanması zorunlu görünüyor.
 
MHP 30 Mart’ta ağırlıklı olarak Orta Anadolu ve kıyı Batı ile Akdeniz merkezli, 2009 ve 2011’de Ak Parti’ye yönelen milliyetçi-muhafazakar seçmeni kendine yeniden çekerek oylarını kısmi biçimde arttırmış durumda. MHP’nin bundan sonra ne ölçüde büyüyüp, küçüleceği, kendinden bağımsız, Ak Parti’nin izleyeceği politikalarla ilgili görünüyor.
 
BDP-HDP çizgisi diğer seçimlerde olduğu gibi, 30 Mart’ta da etnik Kürt kimliği siyasetinin temsil aracı olduğunu kamuoyuna ilan etti. Bu yönüyle de kendi klasik seçmeninden destek buldu. Fakat bu seçim mevcut çizginin ülke partisi olma gibi bir derdinin bulunmadığını, Kürtler dışındaki seçmenlerin de bunun farkında olduğunu göstermiştir.

(Hazırlayan: Prof. Dr. Tanju Tosun
Prof.Dr. Gülgün Erdoğan Tosun
Hakan Sönmez Ege Üniversitesi İktisat Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi)

 
 
Kılıçdaroğlu’ndan adaya saldırı sonrası ilk açıklama
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye’den Ermeniler için bir hamle daha geliyor
Türkiye, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün 1915 olaylarında hayatlarını ...
Fişlemeye yargı freni: Çıray gündeme getirdi…
İzmir Milletvekili Çıray’ın dile getirdiği ‘hasta fişleme’ uygulamasına ...
AK Parti'den flaş '4 eski bakan' hamlesi
AK Parti, 17 Aralık soruşturmasında adı geçen 4 eski bakanla ilgili yeni ...
 
Çiçek’ten Köşk senaryolarına yanıt: Ramazan gelmeden…
Meclis Başkanı Cemil Çiçek, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve olası adaylarla ...
‘Erdoğan’ın Twitter’a açtığı dava hatalı ve acemice!’
Eski AİHM Yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen: Twitter’ın Türkiye’de ...
AK Partili Yılmaz’dan ‘manidar’ çıkışı: Görmek…
Ak Parti Çiğli Eski İlçe Başkanı ve Belediye Başkan adayı Adnan Yılmaz, ...
 
Bakan Zeybekci’den ilginç Tweet: Yırtık donlu çocuk…
Denizlili Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ...
CHP Köşk formülü arıyor: 'Sağ aday' mı olacak?
Hafta sonu il başkanlarını Ankara’da toplamaya hazırlanan CHP, Köşk seçimi ...
İnce’den yanıt: CHP Yalova’da altın mı dağıttı?
Tekrar edilecek olan Yalova seçimlerine ilişkin konuşan CHP'li Muharrem ...
 
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Siperdeki foto nasıl canlandı?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Bodrum’un Gayıkları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva