İZMİR - Ege Üniversitesi (EÜ) Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ümit Erdem, ''Doğa mutlaka yanlış yapılan bir şeyi yapanın yüzüne vurur, o yüzden İzmir'de ve Türkiye'nin diğer tüm illerinde çevre master planlarının hazırlanması zorunlu'' dedi.
Prof. Erdem, çevreye dönük uzman planların ortaya konulması gerektiğini, ancak bu şekilde Türkiye'nin çevre haritasının çıkarılabileceğini belirtti.
Yerel yönetimler tarafından alınan plan kararlarının doğruluğunun bu şekilde araştırılabileceğini ifade eden Erdem, ''Siz şimdi nerede ne var bilmiyorsunuz. Ulaşım, endüstriyel planlar, alışveriş merkezleri, gökdelenlere ilişkin kararlar alınıyor. Alacağımız her plan kararlarını bu altlık plan üzerinde oluşturmamız gerekir ki hem doğal kaynakların korunabilmesini hem de güvenliğimizi garanti altına alalım'' dedi.
İstanbul Silivri'de sulak alanda yapılaşmanın söz konusu olduğunu, bölgede fabrikalar kurulduğunu anlatan Erdem, şunları kaydetti: ''Ayamama Deresi'nin geçiş yolu üzerinde de binalar, yollar inşa ettik. Aynı şey bütün kentlerimiz için geçerli. İzmir'de Bostanlı var. Bostan nerede olur, sulak yerde. Buraya biz binalar yaptık. Ondan sonra burayı su basıyor diyor ve önlemler almaya çalışıyoruz.
Doğa mutlaka ve mutlaka yanlış yapılan bir şeyi yapanın yüzüne vurur. İstanbul'daki facianın temelinde çevre dokusunun ve özellikle doğal kaynaklarımızın durumunu bilmemek yatmaktadır. Bunu bilmeden alınan kararlar birbirinin üzerine yığılmıştır ve en sonunda doğa kusmuştur. Çünkü biz doğayı kusturacak hale getirdik, kaynaklarımızı doğru kullanamadık.''
Prof. Dr. Ümit Erdem, İzmir'de Tahtalı, Küçük Menderes, Gediz havzalarının bulunduğunu, Bornova'dan gelen 7 çayın olduğunu ifade etti.
Su kaynaklarının düzenli ve temiz tutulmaması durumunda, geçtikleri yerleri de kirlettiğini vurgulayan Prof. Dr. Erdem, ''En güzel tarım alanlarımızı da yitiriyoruz. Bütün yasa ve yönetmeliklerde plan kararlarına yönelik kararlar daha dikkatli alınmalı, sürdürülebilir olmalı'' diye konuştu.
ŞEHİR PLANCILARI ODASI İZMİR ŞUBE BAŞKANI ÇİLİNGİR
Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Tolga Çilingir de kentlerin nasıl planlanması gerektiğini hatırlattıklarında bazı çevreler tarafından ''istemezukçu'' olarak nitelendirildiklerini, felaket senaryoları üretmekten kendilerinin de mutlu olmadığını söyledi.
El yordamıyla yapılan işlerin bir yerde iflas ettiğini kaydeden Çilingir, ''Doğa kendisine yapılan ihaneti affetmiyor'' dedi.
İzmir'de 1995 yılında yaşanan sel felaketinden sonra kentsel planlama alanında bazı gelişmelerin yaşandığını dile getiren Çilingir, sözlerini şöyle sürdürdü: ''1/100.000 ölçekli bir çevre düzeni planı, 1/25000 ölçekli kentsel bölge nazım imar planı hazırlandı. Yapılaşmanın nerelerde olup olamayacağını bir kentte bu üst ölçekli planlar belirler. Oda olarak, özellikle riskli bölge olan su havzalarının yapılaşmaya açılmaması konusunda uyarılarda bulunduk. Bu makro planlardan önce belediyelerce hazırlanmış planlarda, gereğinden fazla yapılaşmaya açılan bölgelerin kontrol altına alınmasını istedik. Dere yatakları gibi yerlerdeki yapılaşmaları uydudan izleyebilen sistemlerin bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde kurulu olduğunu biliyoruz. Ancak önemli olan, bilmek değil, gereğini uygulayabilmektir. Ne yazık ki altyapı çözümleri, ülkemizde olduğu gibi İzmir'de de geri plana itildiğinden ve toplumsal beğenilerde iyi prim yapamadığından, hem yerel yönetimler gerekli ve yeterli bütçeleri bu konulara ayıramıyorlar, hem de radikal önlemler almakta zorlanıyorlar. Bu bir toplumsal bilinç meselesi. Yaşanan kötü deneyimlerden doğru sonuçlara varamazsanız, planlamanın doğrularına küçümser bakışlarla bakarsanız, sonuçlarına katlanırsınız. Türkiye pek çok konuda olduğu gibi, afetleri de deneme yanılma yoluyla öğrenmeye çalışıyor.''
Türkiye gibi coğrafi koşulları gereği sel ve deprem gibi afetler açısından riskli bir ülkede özel stratejiler geliştirilmesi gerektiğini belirten Çilingir, ''İzmir'de ne yazık ki, böyle bir planlama anlayışını ortaya koyacak yetkili bir irade ve bu çalışmaya altlık oluşturacak kapsamlı bir veri tabanı bulunmuyor'' dedi.