Başkan Dr. Çakıcı uyardı: Ne tarım kalır, ne de gıda!

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Çiftçiler, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nü buruk bir şekilde yaşamanın ardından, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı’dan önemli bir uyarı geldi. Çiftçilerin yaş ortalamasının 55’i bulduğunu, çünkü gençlerin gelecek göremedikleri tarımdan kaçarak asgari ücretle şehirlerde yaşamaya başladığını hatırlatan Başkan Çakıcı, “Çifçiliği cazip hale getirmezsek, çiftçi sayısını artırmaksak, yakın bir gelecekte tarımsal ürünlerde daha büyük sıkıntılar çekeriz” uyarısında bulundu ve devletin bu duruma el koyması gerektiğini söyledi.

PARANIZ OLSA DA GIDAYA ULAŞAMIYORSUNUZ
Çiftçinin çok uzun zamandır sorunlar yaşadığını, ancak onun derdinin pandemide daha net görüldüğünü belirten Başkan Dr. Çakıcı, “Eskiden insanlarımız, bir şekilde istedikleri ürüne rahatça erişebiliyordu, çiftçinin yaşadıklarının farkında bile değildi. Devir değişti. Gıdaya ulaşamıyoruz, gıda enflasyonu aldı başını gitti. Hindistan bile buğday ihracatını durdurdu. Yani paranız olsa bile dışarıdan mal alamıyorsunuz. Bu da demek oluyor ki, biz kendi topraklarımızda üretmek zorundayız” dedi.

Çiftçinin acıklı durumunu herkesin bildiğini, üreticinin emeğinin karşılığını hiçbir zaman alamadığını anlatan Başkan Çakıcı, şu değerlendirmelerde bulundu:

KAYIP ALAN, 4,2 MİLYON HEKTARA ULAŞTI
“Genç çiftçiler, çiftçilikte gelecek görmedikleri için asgari ücretle çalışmayı göze alarak başka alanlara kaçıyor. Çiftçilerin yaş ortalaması 55 civarında. Yakın bir zamanda üretim yapacak çiftçi de kalmayacak. Son 10 yıl içinde ekim yapmaktan vazgeçilen alan miktarı, 4,2 milyon hektara ulaştı. Çiftçiliği bırakanlar, bir daha geri dönmüyor. Bu, korkunç bir şey.  Hiçbir üretici, önünü görmeden, zararına üretim yapmak istemez elbette. Çiftçinin zaten geçmişten gelen borçları var. Bunun üzerine, günün ağırlaşan ekonomik şartlarının getirdiği yükler gelince, o yüklerin altında ezilmeye başladı. Yeni tohum alacak, gübre alacak, yeniden borçlanacak. Üretmeye karar verse bile ürettiğinin karşılığını alabileceğine inanmıyor.”

ÜRETİCİ, BORÇTAN YAKASINI KURTARAMIYOR
Üreticinin bankalara, kooperatiflere, özel sektöre 150 milyar liradan fazla borcu olduğuna vurgu yapan Başkan Çakıcı, “sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çiftçi, borç içinde yaşıyor. Bu kadar borcu nasıl ödeyecek? Ya ektiği ürünleri satıp kazanç sağlayarak ödeyecek, ya da yeniden borçlanacak. Sonuçta tarlasını satıyor, traktörü haczediliyor. İzmir’e bakıyoruz, hobi bahçeleri artıyor. Hobi bahçesi, arazilerin tarım dışına çıkması demektir. Ya da büyük sermaye sahiplerinin eline geçiyor araziler. Güvenceli çiftçi sayısı da aktif haldeki çiftçilerin, yani 5 milyon çiftçinin ancak 500 bininin sosyal güvencesi söz konusu. Bu durumda insanlar sigortalı işi tercih ediyor, çiftçilikten uzaklaşıyor. Sonuçta üreticiler, tüketici olmaya başlıyor. Bu geçiş, çok tehlikelidir.”

ÇİFTÇİ DE ÜRETİYOR, ONA DA CİDDİ DESTEKLER SAĞLANMALI
Üreticiyi kaybetmemek gerektiğinin altını çizen Başkan Dr. Hakan Çakıcı, çözüm önerilerini anlatırken, üreticiye pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğine işaret etti:

“Üreticiyi kaybetmememiz lazım. 4,5 milyon hektar alan ekilmiyorsa, üretimin dışına çıkmışız demektir. Üretim materyalimizi kullanmıyoruz, demektir. Tarım alanlarını kullanılır, verimli alanlar haline getirmemiz gerekir. İkincisi, küçük üreticinin kaçışını önlememiz lazım. Üreticilerimizin, tüketici kısmına geçmemesi için çaba harcamalıyız, bir şeyler yapmalıyız. Bu geçişi engellemek için de uzun vadeli tarımsal planlar yapmak zorundayız. Doğru verilerle, hangi ürünün nerde yetiştirileceğini, ne kadar yetiştirileceği, kaç liradan alınacağını bilmek lazım. Yani üretim planlaması şart. Üreticiyi yaşatacak seviyede taban fiyatlarla çiftçinin önünü görmesi sağlanmalı. Desteklemeler yapılmalı. Gübresi, mazotu, elektriği, desteklenmeli. Çiftçiye, normal vatandaşın kullandığı mazot, elektrik fiyatını uygulamak haksızlıktır. Nasıl ki sanayiciye bazı destekler sağlanıyor, sonuçta bir üretici olan çiftçiye de sağlanmalı. Çünkü çiftçi de üretiyor. Bunu acilen, hemen yapmalıyız.”